Cüneyt Şaşmaz
“Post Modern IV. Dünya Savaşı” ve İnternetin Enigma’sı
“Enigma”...
II. Dünya Savaşı’nın gizemli şifre makinesi.
Nazi ordularının sırlarını saklayan, Müttefikler’in ele geçirmek için can attığı bir aygıt.
Daktiloya benzese de, o dönemde savaşın kaderini değiştiren bir bilmeceydi.
İngiliz özel timleri, Çekoslovakya’da bir baskınla bu cihazı ele geçirdi ve savaşın şifrelerini çözerek zaferi perçinledi.
Peki, bugünün “Post Modern IV. Dünya Savaşı”nın Enigma’sı ne?!
Cevap net: İnternet!
2006’nın sonlarında Pentagon, interneti gözetim altına alarak “Büyük İnternet Projesi”ni (BİP) “Büyük Ortadoğu Projesi”ne (BOP) bağladı.
İnternet, tıpkı Enigma gibi, çağımızın hem en güçlü silahı hem de en büyük muamması.
Bugün, bu dijital Enigma’nın şifrelerini çözmeye çalışarak, Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran cinayetlerin ve kaosun izini sürüyoruz.
Ortaya çıkan tablo, karanlık bir oyunun kanlı sahnelerini gözler önüne seriyor.
* Kanlı Şifreler: Provokatif Suikastlerin Perde Arkası
1990’dan 2007’ye uzanan bir dizi suikast, Türkiye’yi kaosa sürüklemek için tasarlanmış gibi görünüyor.
Her biri, “BOP”un taşeronları tarafından, radikal gerilimleri körüklemek için işlenmiş cinayetler.
İşte o kanlı kronoloji:
* 31 Ocak 1990: Prof. Dr. Muammer Aksoy, laik-dinci gerilimini tırmandırmak için öldürüldü.
* 7 Mart 1990: Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, I. Körfez Harekatı öncesi yayın politikası nedeniyle hedef alındı.
* 2 Ağustos 1990: Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle BOP fiilen start aldı.
* 4 Eylül 1990: Turan Dursun, laik-dinci gerilimini körüklemek için katledildi.
* 6 Ekim 1990: Prof. Dr. Bahriye Üçok, aynı senaryonun bir başka kurbanı oldu.
* 20 Eylül 1992: Özgür Gündem yazarı Musa Anter, Türk-Kürt gerilimini alevlendirmek için öldürüldü.
* 24 Ocak 1993: Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu, laik-dinci çatışmayı körüklemek için susturuldu.
* 9 Ocak 1996: Sabancı Holding’den Özdemir Sabancı, Türk-Kürt gerilimini tırmandırmak için hedef seçildi.
* 8 Temmuz 1996: Yeni Düzen yazarı Kutlu Adalı, Kıbrıs’taki “Ankara karşıtı” gerilimi yükseltmek için öldürüldü.
* 21 Ekim 1999: Cumhuriyet yazarı Ahmet Taner Kışlalı, yine laik-dinci gerilim için kurban edildi.
* 24 Ocak 2001: Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, Kürt halkının sevgisini kazandığı için BOP’çular tarafından katledildi.
* 25 Ağustos 2001: Alarko’nun Eş Başkanı Üzeyir Garih, AKP’nin iktidarına karşı çıktığı için öldürüldü.
* 11 Eylül 2001: İkiz Kuleler ve Pentagon’a yapılan saldırılarla BOP resmen başladı; Bush’un “Haçlı Seferleri” ilanıyla kaos hızlandı.
* 18 Aralık 2002: Araştırmacı Necip Hablemitoğlu, MİT Müsteşarlığı hedefiyle BOP’a karşı durduğu için susturuldu.
* 6 Temmuz 2005: Şiddet karşıtı Kürt politikacı Hikmet Fidan, PKK’yı taşeron olarak kullanan güçler tarafından öldürüldü.
* 17 Mayıs 2006: Danıştay’a düzenlenen saldırıda Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetti; Türban kararları nedeniyle gözdağı verilmişti.
* 20 Ocak 2007: Hrant Dink, “Büyük Ermenistan Projesi”ni reddettiği için katledildi.
Soru şu: 2025’te sırada kim var?!
Bu kanlı oyunun sonu ne zaman gelecek?!
* Şifre Çözülüyor: BOP’un Kanlı Parmak İzleri
Bu cinayetler, tesadüf değil; birer “provokatif suikast”.
Hiçbiri rastgele seçilmiş isimler değil.
Her biri, kendi alanında öncü, sağduyuyu savunan, radikalizme karşı duran fikir ve eylem insanları.
Ortak nokta?!
Büyük Ortadoğu Projesi.
Bu isimler, “Ilımlı İslam” adı altında Türkiye’yi küresel güçlerin uydusu yapmaya çalışanlara direndikleri için hedef alındı.
* Üzeyir Garih:
MHP’ye yakın bir iş insanıydı.
AKP’nin iktidarının radikal milliyetçiliği tırmandıracağından ve Yahudi toplumu için risk oluşturacağından endişeliydi.
ABD’deki Yahudi düşünce kuruluşlarında bu görüşlerini açıkça dile getirdi.
Ancak BOP’un mimarları, Garih’in muhalefetini “tehlikeli” buldu ve o, bu ısrarının bedelini hayatıyla ödedi.
* Hikmet Fidan ve Gaffar Okkan:
İkisi de Kürt halkıyla barış ve kardeşlik köprüleri kurmuştu.
Fidan, şiddete karşı duruşuyla; Okkan, devletinin şefkatli yüzünü bölgeye gösterdiği için BOP’un taşeronları tarafından katledildi.
* Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy:
Bu isimler, “BOP İslamı”nı yani küresel güçlerin “Ilımlı İslam” projesini reddettikleri için hedef oldu.
AKP iktidarında, bu projenin eş başkanı olarak Erdoğan’ın yükselişiyle, bu cinayetlerin perde arkası daha net görülüyor.
* Hrant Dink:
Ermeni toplumunun “millet-i sadıka” ruhunu yeniden canlandırmak istediği için “Büyük Ermenistan Projesi”ne karşı durdu.
Cenazesi üzerinden Türk-Ermeni gerilimi yaratılmak istendi, ama Türk Milleti bu oyuna gelmedi.
* Derin Devlet mi, BOP’un Gölgesi mi?!
Bu cinayetlerin ardından hep aynı senaryo oynandı:
“Derin devlet” suçlandı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) töhmet altında bırakıldı.
Amaç, TSK’yı BOP’un “taşeron ordusu” haline getirmekti.
Sol aydınlarla TSK’nın arasını açmak, 28 Şubat sürecinde “irtica” ve “türban” üzerinden gerilim yaratmak, TSK’yı küresel güçlerin denetimine almak için kurgulanmış hamlelerdi.
Ancak Türk Milleti, bu kirli oyunu gördü ve bozdu.
2025’e geldiğimizde, internetin Enigma’sı üzerinden oynanan oyunlar hâlâ sürüyor.
Sosyal medya, dezenformasyonun yeni savaş alanı.
X platformunda dolaşan iddialar, haberler ve manipülasyonlar, tıpkı Enigma’nın şifreleri gibi, kaosu körüklüyor.
Ancak Türk Milleti, tarih boyunca olduğu gibi, bu oyunlara karşı uyanık.
Osmanlı’yı parçalayanlar, petrol için kan dökenler, bugün de aynı senaryoyu sahneliyor.
Ama unuttukları bir şey var:
Bu millet, ne Kürt’ü ne Ermeni’yi düşman bellemiştir.
Asala’nın en kanlı günlerinde bile Ermeni vatandaşlarımıza, PKK’nın en yoğun saldırılarının olduğu dönemde bile Kürt kardeşlerimize zarar verilmemiştir.
Bu, Türk Milleti’nin sağduyusunun zaferidir.
* Netice:
Tetiği Çekenler ve Çektirenler
“Kurtlar Vadisi” gibi yapımlar, şiddeti özendirmek bir yana, Türkiye’ye kurulan kumpasları ifşa etti.
2025’te, “IV. Dünya Düzenlemesi”nin kanlı oyunu devam ediyor.
Fransa’da PKK’yı yönlendiren maskeler düşerken, diğer Batılı ülkelerin de sıradaki hamlelerini görüyoruz.
Tetiğe basan her kim olursa olsun, tetiği çektirenlerin kim olduğunu artık biliyoruz.
Ezcümle:
Bu vatan uğruna şehit olanların mekânı cennet olsun.
Türk Milleti, kökleri sağlam, iradesi güçlü bir millettir.
Ve bu millet, hiçbir küresel oyuna boyun eğmeyecektir.
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.