Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

İçinde Bulunduğumuz Durum ve FETÖ Gerçeği?!

Öncelikle…
Sevgili Türk Milleti;
Bugün 3 Ağustos 2025 Pazar günü..
Şu anda, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu karanlık gerçekleri masaya yatırma ve bu meseleleri bir kez daha yüreğimizle kavrama zamanının geldiğine inanıyorum.
Dün, yani 2 Ağustos 2025 Cumartesi günü başlayan tartışmalar, özellikle X platformundaki paylaşımlar, zihinlerimizi meşgul eden bir gerçeği yeniden su yüzüne çıkardı:
FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü), Türkiye’yi adeta bir örümcek ağı gibi sarmış durumda.
Peki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “FETÖ ile mücadele ediyoruz” sözleri, bu mücadelenin gerçekten köküne inip inmediğini gösteriyor mu?!
Bu soruya yanıt ararken, hepimizin uyanık olması gerektiğini düşünüyorum.
Nitekim…
Son yıllarda, özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana, FETÖ’nün Türkiye’nin her kademesine nasıl sızdığına dair şoke edici bilgiler gün yüzüne çıktı.
X’te dolaşan gönderiler, bu örgütün sadece bir dönemle sınırlı kalmadığını, siyasi ayaklarıyla hâlâ devletin içinde yuvalandığını gözler önüne seriyor.
Rifat Serdaroğlu’nun paylaştığı çarpıcı iddia, bir Bakan Yardımcısı’nın veya eski Başbakanlık yapmış AKP’lilerin fotoğraflarını koyduğumuzda, FETÖ’nün siyasi ayağını %100 isabetle bulabileceğimizi söylüyor.
Bu, yıllardır süregelen sistematik bir infiltrasyonun kanıtı.
THK Üniversitesi’nin sınava girmeden diploma verdiği isimler listesi -AKP Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanı Osman Çangal gibi- bu ağın ne kadar geniş ve tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor.
Hal böyleyken…
Sahte diploma skandalının boyutları düşündürücü.
Web kaynaklarına göre, Kuzey Kıbrıs’taki bir üniversitenin, İran ve Mısır gibi ülkelerden gelen öğrencilerle milyonlarca dolar kazandığı, sahte diplomalarla bürokratların yükseldiği bir sistemin varlığı tescillendi.
Üstelik, 2023’te TBMM’de bu skandalı araştırılması için verilen önergenin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesi, bu kirli yapının üstünün örtülmeye çalışıldığını gösteriyor.
Bu bağlamda cevap’ını arayan soru şu:
Bu şaibeli isimler hâlâ hangi makamlarda oturuyor?!
Halkın güveni, bu çifte standartla nasıl korunacak?!
Nüans?!
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “FETÖ ile mücadele ediyoruz” ifadesinin, halkta bir umut uyandırmış olsa da, pratikteki eksiklikler dikkat çekiyor.
X’teki tartışmalarda, Ebubekir Gizligider gibi isimlerin hem sahte diploma iddialarıyla hem de FETÖ bağlantılarıyla anılması, mücadelenin sadece görünürdeki isimlerle sınırlı kaldığını düşündürüyor.
Öte yandan, Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, sahte diploma çeteleri lisans diplomasını 50 bin TL’ye, ilköğretim diplomasını 15 bin TL’ye kadar satıyor; bu da sistemin ne kadar çürümüş olduğunu gözler önüne seriyor.
FETÖ’nün Balkanlar’daki öğrenci toplama faaliyetleri ise, örgütün yurtdışındaki gücünün hâlâ canlı olduğunu kanıtlıyor.
Hasılı:
Bu noktada sormak zorundayım:
Eğer mücadele kararlılıkla sürdürülüyorsa, neden sahte diplomalarla yükselenler hâlâ görevde?!
Neden siyasi ayakla ilgili somut adımlar atılmıyor?!
Demem o ki:
Halkın gözünde bu durum, bir çifte standart algısı yaratıyor ve güveni sarsıyor.
Insight Turkey’nin analizlerine göre, FETÖ’nün 2000’lerde devlet aparatından seküler-milliyetçi aktörleri uzaklaştırarak boşluğu doldurduğu bir gerçek; bu boşluk, hâlâ tam anlamıyla temizlenmiş değil.
Hülasa:
Değerli vatandaşlarım, bu karmaşık tablo karşısında sessiz kalmak, geleceğimizi ipotek altına alan bu yapılara teslim olmak anlamına gelir diyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumak için, Doğru Parti’nin de savunduğu gibi, milli egemenlik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sımsıkı sarılmalıyız.
FETÖ’nün örümcek ağı gibi sardığı bu yapıyı temizlemek, sadece hükümetin değil, her birimizin ortak sorumluluğudur.
Bu mücadele, milletin birliğini ve iradesini gerektirir.
Yani?!
X’te dolaşan paylaşımlar bize bir ayna tutuyor.
Sahte diplomalar, şaibeli bağlantılar ve siyasi ayak tartışmaları, bu mücadelenin ne kadar derinlere indiğini gösteriyor.
Ancak bu aynada kendimizi görmezden gelemeyiz.
Her birimiz, bu gerçekleri sorgulayarak, bilgiye ulaşarak ve sesimizi yükselterek bu kirli oyunu bozabiliriz.
Eğitimden bürokrasiye, medyadan siyasete kadar her alanda şeffaflık talep etmeliyiz.
Netice:
Türk Milleti’ne çağrıda bulunuyorum:
Uyanık olalım ve bu oyunları bozalım.
FETÖ ile mücadele, lafla değil, somut adımlarla ve şeffaf bir şekilde yapılmalıdır.
Hukuk herkese eşit uygulanmalı, sahte diplomalarla yükselenler hesap vermeli, siyasi ayak ortaya çıkarılmalıdır.
Bu süreçte, hiçbir siyasi parti veya lider tek başına yeterli değildir; milletin birliği ve iradesi bu mücadelenin temel taşı olmalıdır.
Demem o ki:
Gelin, birlikte bu örümcek ağını parçalayalım diyorum.
Geleceğimizi, çocuklarımızın yarınını kurtarmak için harekete geçelim.
Doğru Parti’nin vaat ettiği gibi, hukuka teslim edilecek bir temizlik sürecine destek verelim.
Unutmayalım ki, bu topraklar, cesaretle ve birlikle kazanıldı; yine aynı ruhla korunacaktır.
Demem şu ki:
Saygı ile bir vatandaşınız olarak sizlere sesleniyorum.
Bu mücadelede, her birimizin bir rolü var; sessiz kalmak, bu ağın güçlenmesine hizmet eder.
Ezcümle:
Unutmayınız ki, bu sessizlik ve duyarsızlık, FETÖ’nün ağını daha da güçlendirebilir, uyanık olalım ve bu tehlikeye karşı bir an önce harekete geçelim!
Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.