Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

SAKIN İSTİFA ETMEYİN! 14 MAYIS’I BEKLEYİN!

Deprem bölgesine Cumhurbaşkanlığı koruması olmadan gidemeyen Devlet Bahçeli’nin, Elbistan’da depremzede vatandaşlara sarf ettiği hakâretlerin devlet terbiyesiyle ve milliyetçilikle uzaktan yakından alâkası yoktur. Kızabilir, bağırıp çağırabilir. Sabrı tükenebilir. Fakat, “İndirin şunları!” ne demek? Beşiktaş’ı bırakıp üye olduğu Karagümrük ağzı desem Karagümrüklü Yeliz’e haksızlık olur. O bile en fazla, “tantana yapmayın!” derken Ali Desidero’yu hatırlatıp güldürüyor. Bahçeli ise tüylerimizi diken diken etti.

Beyaz çorabı, tesbih sallamayı yasaklayan Bahçeli’nin geldiği noktaya bakar mısınız? Az gittik, uz gittik, bir arpa boyu bile yol gitmedik.

Yazacağım her eleştiri not alınacağından en iyisi, Bahçeli’nin yaptığını, Bahçeli eleştirsin. Korktuğumdan değil, ibret için. Onlardan korkan, Karagümrüklü olsun!

Şimdi 9 yıl geriye gidelim. 13 Mayıs 2014’de meydana gelen Soma Mâden Fâciası sonrasında bölgeyi ziyâret eden Başbakan Erdoğan ile vatandaşlar arasında arbede yaşanmıştı. Can havliyle bir markete sığınan Erdoğan, -korku ve panikten olsa gerek- maalesef bir başbakana yakışmayan tepki vermişti. Danışmanı Yusuf Yerkel ise iki askerin tuttuğu vatandaşı tekmelemişti.

O zaman Erdoğan’ı eleştirmedim. Çünkü açık seçik saldırıya uğradığından nâhoş da olsa savunma refleksi göstermişti. Ama iki kişinin tuttuğu bir adamı tekmelemek, erkekliğe sığmamıştı.

Devlet Bahçelii 19 Mayıs 2014’de yaptığı konuşmada bu hâdiseyi eleştirmiş; iktidarı, İstanbul’un işgâlinde yabancı komiserlerin şamar oğlanı olan gürûha benzetmişti. Erdoğan’ın, “Kazâ, mâdenin fıtratında var” sözlerini, “acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvası” olarak niteleyip şöyle devam etmişti:

“Bu nasıl bir fıtrattır ki sürekli olarak mâdencilerimizi bulmaktadır? Başbakanın fıtratında, hortumlayarak zenginleşmek; Somalı madencinin fıtratında, toprak altında can vermek vardır. Başbakanın fıtratında, koruma ordusuyla gezmek, önüne gelene tokat atmak, suçsuz günahsız vatandaşlarımıza galiz küfürler savurmak; Somalı mâdencinin fıtratında, kömürden rızkını çıkarırken zehirlenmek vardır. Başbakanın fıtratında, aşağılık müşâvirlerinin yerde kıvranan insanlara tekme vurması; Somalı mâdencinin fıtratında, ödenmeyen banka borçları ve hayat pahalılığı altında ezilmek vardır. Başbakanın fıtratında milyarca lirayı götürmek; Somalı ve Zonguldaklı kardeşlerimizin fıtratında, mâdene gömülmek vardır.

Bu nasıl bir fıtrattır? Bu nasıl bir tâlihtir? Bu nasıl bir düzendir?

Başbakan Erdoğan, Soma’ya gitmiş ve terör estirmiştir. Yaslı Somalılara meydan okumuş, tepkiler karşısında öfke nöbetleri geçirmiştir. Neredeyse ulu orta vatandaşlarımızla yumruk yumruğa kavga etmeye bile niyetlenmiş; ringe çıkan boksörler gibi gardını almıştır. Başbakan Erdoğan’da, merhamet anlayış, tolerans kalmamıştır. Her tepkiyi kendisine ve hükûmetine darbe olarak gören ucûbe bir fıtrata mahkûm olmuştur. Hükûmet ve yandaşları utanmasa Soma’daki mâden felâketini paralel örgüte dahî havâle edecek; iş kazâsını sabotaj olarak yorumlamayı arttıracak, sürdürecektir. Başbakan Erdoğan, mânen bitmiş, aklen tükenmiş ve kalben iflas etmiştir.”

Erdoğan’ın asırlar evvelki mâden fâcialarını örnek vermesine de dikkat çeken Bahçeli’ye göre Erdoğan, 301 işçinin ölümünü sıradan ve literatüre uygun görmektedir.

Aradan 9 yıl geçti. Devlet Bahçeli, Soma’daki protestodan epey etkilenmiş olmalı ki deprem bölgesine, ancak Cumhurbaşkanıyla gidebildi. Yâni koruma ordusuyla. Başka ülkelerin “cinâyet” dediğine “kader” diyen; âfet ile bayramı karıştırırcasına çocuklara para dağıtan Erdoğan’ın olduğu yerde seslerini yükselttiler diye yaslı depremzedelere meydan okudu; öfke nöbeti geçirdi ve “indirin!” diyerek terör estirdi. Bu nasıl bir fıtrat Allahaşkına? Korku ve paniği anlayabilirim ama vatandaşı indirmek nedir?

Yüz binden fazla insanımız depremin enkazı altında kaldı. Hayatta kalanların sesine tahammülsüzlük nasıl bir fıtrat Allahaşkına?

Soma konuşmasında, “Gençliği susturulan bir ülkenin demokrasi sicili kapkaradır. Türk gençliği, demokratik yoldan iktidar değiştirecek ehliyet ve imkâna sâhiptir.” diyen Bahçeli, bugün online eğitime geçilerek üniversite gençliğinin âdeta susturulmasına sıcak baktı. Karşı çıkanlara, “sorumsuz ve hastalıklı ruhlar” dedi. Bu nasıl bir fıtrat Allahaşkına?

Bu gidişle hükûmetin istifâsını isteyen protestoları artacak. Ben toplumsal barışı zedeleyen, gençleri sokağa döken, şiddet içeren Gezi misâli eylemlere karşıyım. Beşiktaş taraftarının oyuncaklı protestosu muhteşemdi. Takım tutmuyorum yoksa Beşiktaşlı olasım geldi.

Cumhur ittifakına seslenmek istiyorum!

Protestolara aldırmayın! Bir kulağınız delik, diğer kulağınız oluk olsun! Sakın istifa etmeyin! 14 Mayıs’ı bekleyin!

Türk gençliği, demokratik yoldan iktidar indirecek ehliyet ve imkâna sâhiptir. 14 Mayıs Anneler Günü’nde bunu, bize hediye edeceğine inanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum