DEĞİŞ(MEY)EN

Damat Bakan Berat Albayrak’ın istifasını açıklamasının ardından yerini alacak isimler arasında Nurettin Canikli ve Lütfi Elvan tahminlerde geçiyordu. Maden Yüksek Mühendisi olan Elvan, ABD’de de ekonomi alanında yüksek lisans yapmıştır. Hoş, Berat Albayrak da New York'taki Pace Üniversitesi Lubin School of Business'te finans üzerine yüksek lisans yapmış, Kadir Has Üniversitesi Bankacılık ve Finans bölümünde "Elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerji kaynakları ve finansmanı: Bir uygulama" başlıklı tezi ile Doktora derecesini almıştı. Bu kadar eğitim ancak "Şubat, Ocak’tan çok daha iyi, Mart da Şubat’tan daha iyi, Nisan Mart’tan zaten çok iyi olacak." veciz cümlesini kurmaya mı yetmiş oldu?

Joe Biden’ın seçimi kazanması ile eşzamanlı, Türkiye'de de birtakım ani değişikliklere gidildi. Önce  “söz dinlemiyor” gerekçesi ile TCMB Başkanı değişti, ardından damat Bakan Berat Albayrak, Maliye Bakanlığı’ndan önce sağlık sorunlarını sonrasında ise ailesi ile daha çok zaman geçirmek istediğini öne sürerek istifa etti.

Yeni atanan Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın Delaware Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığı dönemde aynı eyalette Joe Biden’ın da Senatör olarak görev yapmış olması ve ikisinin de aynı üniversiteden mezun olmasının medyada ilişkilendirilmesi gülünç ötesi bir durumdur.  Aynı dönemde aynı üniversitede eğitim görmüş olsalardı, amenna. Biri 1942 doğumlu, bizimki 1962 doğumlu. Kurulan bağlantının mantıklı hiçbir yanı yok!

Berat Albayrak’ın istifası hiç de öyle sıradan görünmediği gibi, sıradaki istifanın ABD’de “Halkbank davasından” yargılanıp Türkiye’ye dönüşünde bizzat Albayrak tarafından havaalanında -nerede ise ayaklarının altına kırmızı halılar serilerek- karşılanan ve hemen sonrasında Borsa İstanbul’un başına atanan Hakan Atilla’dan gelmesi sürpriz olmayacaktır.

Berat Albayrak’ın istifası, “Selam Olsun!” yazısı ile hatırlanan “Pelikan” yapılanmasının da ciddi bir darbe almasına ve bu da kritik bir sürecin başlamasına nede olabilir.

ABD’de seçimi Joe Biden’ın kazanmış olması söylenenin aksine Türkiye için çok şeyi değiştirebilir. Çünkü Joe Biden’ın mevcut hükümetimize dolayısı ile Cumhurbaşkanı’mıza sempati duymadığı sır değildir. 
Hal böyle olunca, ABD’de görülen Halkbank davası hem AKP, hem de mevcut Cumhurbaşkanı için son derece sıkıntılı bir sürecin başlangıcının sinyalini veriyor gibi. Nedenine gelecek olursak,  Joe Biden ile ekibi, geçmişten bu güne her fırsatta Halkbank davasının raftan indirilerek, tam anlamı ile sonuna kadar gidileceği bir yargılamayı gerçekleştireceklerini ifade etmişti ve Biden, bugün Başkan!

Hadi gelin hep birlikte bu hikâyenin geçmişini ve enteresan ilişkiler zincirini hatırlayalım…

Halkbank davasının en önemli özelliklerinden biri, bankanın hem Genel Müdürü hem Genel Müdür Yardımcısının dava iddianamesinde adının geçiyor olmasıdır ve filmi biraz daha, 2011 ile 2014 yıllarına yani “Reza Zarrab” adının bolca geçtiği zamana sarıyoruz.

2011 yılının Kasım ayında, Halkbank’a yeni bir “Genel Müdür Yardımcısı” atanır ve “Hazine Yönetiminden Sorumlu” bu Genel Müdür yardımcısı, 2016 yılının Haziran ayının sonuna kadar görevde kalacaktır.
Bilin bakalım o isim kimdir?
O isim, Donald Trump’un seçimleri kaybetmesi ile birlikte apar topar söz dinlemediği(!)  gerekçesi ile TCMB görevinden alınan “Murat Uysal”dan başkası değil.

Reza Zarrab ise ABD mahkemeleri ile yaptığı anlaşma neticesinde Halkbank üzerinden kurulan rüşvet çarkında yer alan bütün isimleri teker teker zikrederek burada dönen yolsuzluk ağını ifşa etmiş oldu.

Berat Albayrak’ın Erdoğan için önemi sadece “aileden” olmasından kaynaklanmıyordu. Çünkü Berat Albayrak, son olarak “New York Times” gazetesinde yer alan ve “yalanlanmayan” haberde de olduğu gibi Mehmet Ali Yalçındağ ve Jared Kushner ile birlikte ABD Başkanı Donald Trump ile kurulan bir “gayrı resmi iletişim hattının” en önemli ve en kilit ismi idi.

Mehmet Ali Yalçındağ, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Doğan Yayın Holding Başkan Vekili, Yandex Türkiye CEO'su ve Aydın Doğan’ın damadı; Jared Kushner ise Donald Trump’un Türkiye’deki ortağı, üst düzey danışmanı ve aynı zamanda damadıdır.

 Bu üç “damat”, özellikle Halkbank davasına Donald Trump‘un müdahale etmesi için özel lobi şirketleri ile çalıştı. Trump’a “tavsiyeler” doğrultusunda Halkbank davasına ABD yasalarına da uygun olmayan şekilde müdahil olması isteği iletildi ve bu doğrultuda çeşitli anlaşmalar yapıldı.
(Bunu New York Times’ın 12 Kasım 2019 tarihli ve David D. Kirkpatrick ve Eric Lipton imzalı detaylı analizinden çok açık ve net biçimde görmek mümkündür.)

Ya şimdi?
Gitti Trump, geldi Biden. Gitti Uysal, geldi Ağbal. Gitti Albayrak, geldi Elvan.
ABD’de belki çok şey değişebilir ya bizde?

Aşkım TAN
10.11.20 - Ankara

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.