YEP-YENİ Mİ GERÇEKTEN


Piyasada oluşan beklenti nedeniyle merakla beklenen eski adıyla OVP yeni adıya YEP açıklandı. Eylül başında, nasıl bir OVP yaklaşımı beklentisi içinde olduğumu yazmıştım. Son birkaç gündür gelen tepkileri de izleme ve okuma şansım oldu. 

Öncelikle programın “yeni” olarak adlandırılmayı gerektirecek düzeyde eski programlardan farklı pek bir söylemi yok. Zaten piyasalar da “devrimsel” mahiyette bir yaklaşım beklemiyorlardı. En çok ilgilenilen konu finansal sistemin mevcut risklerini atlatmak adına nasıl bir yaklaşım geliştirileceği idi. Ancak bu konuda da detaylandırılmış bir aksiyon planı gelmedi.

Öte taraftan büyüme ve enflasyon hedeflemelerini gerçekçi buldum. Büyüme hedefinin 2019 yılı için %1.9 olarak belirlenmesi, yıllardır cari açık ile hızla büyümüş ve iyice ısınmış olan ekonominin soğutulması adına doğru bir hedeflemedir. 

Küresel sistemde yaklaşan likidite darboğazının zaten iyice ısınmış dünya ekonomisini ateşli hale getireceği bir dönemde kendi ekonomimizi soğutma çalışmasına girmemiz olası çok daha büyük bir tahribatı önceden azaltmak olabilir.

Bu çerçevede döviz artışlarını da, eksi büyümeye yol açmadığı sürece, ülke ekonomisinin cari açık ile sıkışan gazını biraz olsun rahatlatmaya yaradığını da düşünüyorum. 

Gelecek olan daha devasa bir küresel kriz dalgasına kapılmadan, tekneyi sakin kıyılara almak lazım. Biz ülke olarak belki de bu “likidite kasırgasının” öncü dalgasına cari açığımız nedeniyle denk geldik. Teknemizi daha fazla açılmadan bir süre sakin alana çekme konusunda bize ders oldu. Her işte bir hayır umalım. 

Eğitim ve kadın istihdamı önceki programlar gibi benzer söylemlerle yazılmış. Bu iki konunun ayrı başlıklar olarak etraflıca ele alınmasını bekleyenlerdendim. O açıdan da YEP yeni söylemle gelmemiş oldu.

Bazı ufak yenilikler de yok değil. Mesela ICO (Initial Coin Offering) finansman modellemesinden bahsedilmiş. Umarım gerekli regülatif düzenlemeler hızla yapılır. İsviçre, ABD ve Japonya’nın bu konudaki mevzuatlarının örnek alınması en doğrusudur. ICO’lar özellikle acemi yatırımcılar için dünya çapında istismar edilen bir alan durumunda. 

Bir de tabi gelen tepkiler içinde Fitch derecelendirme kuruluşunun kendi tahminleri dikkatimi çekti. Türkiye için çok düşük notlar veren Fitch’in tahmin ettiği büyüme oranları ve enflasyon rakamlarına bakınca insanın şu soruyu sorası geliyor: “Pek muhterem Fitch, madem Türkiye bu duruma rağmen hala önümüzdeki iki sene ortalama 2.6 büyüyecek ve enflasyon da 2019 itibariyle %15’e düşecek diyorsun, peki notu neden böylesine düşük tutuyorsun?”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.