Yeni Bir Çözüm Süreci mi?

Ülkemiz son dönemlerde ekonomik, dış politika, sosyal ve siyasal anlamda büyük sıkıntılar yaşamakta.
İçeride; üretimden kaynaklanan daralma, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon, kur’da önlenemez yükseliş, yolsuzluk iddiaları, hukukun işlemediği iddiaları, kapanan iş yerleri toplumda ekonomik anlamda bir gelecek kaygısı oluşturmakta.
Amerika ile yaşanan S 400, F 35, Suriye, Fetö ve Rusya’ya yakınlaşma politikaları, Avrupa’yla göçmen, vize serbestisi, demokrasi ve hukuka bağlılık politikalarındaki çelişkiler nedeniyle gel-gitler yaşanmakta.
Siyasal alandaki kutuplaşmalar, ayrıştırıcı dil, siyasilere yakın bazı şahısların sosyal medyada verdikleri uyuşturuculu, abartılı ve görgüsüzlük içeren görüntüler, halkta sosyal bir infial yarattığı düşünülmekte.
Tüm bu sorunların yanı sıra hemen yanı başımızda ortaya çıkan ve dünya ülkeleri nezdinde de bir sempati ve destekle karşılanan “Kürt devletleşmesi” ; yeni bir konsept veya çatışma ikilemiyle karşı karşıya bırakmış durumda. Aslında ABD ve Avrupa ile yaşanan sorunların temelini de bu gerekçe oluşturmakta. Türkiye içeride “Terör” ile mücadele ederken, Irak ve Suriye’de ortaya çıkan durum “kırk katır mı? Kırk satır mı?” teorisiyle baş başa bırakılmasıdır. Türkiye içeride “kendi Kürtlerini” kazanmadan bu sorunla baş edemeyeceği bir gerçektir. Bu anlamda Amerika’nın da desteğiyle bazı çalışmalar yapıldığı belirtiliyor.
PKK’nın tamamen silah bırakması ve şiddetin tamamen gündemden düşürülmesi için, Amerika’nın da desteklediği belirtilen yeni süreçte bir yandan PKK ile mücadele edilip, en sert operasyonlar yapılırken, öte yandan da yeni bir çözüm süreci için arayışların yapıldığını görüyoruz. Yeni çözüm süreci için iki ayrı koldan çalışmalar yürütüldüğünü görüyoruz.
Bir yandan Ak parti muhafazakâr Kürtleri bilgilendirip görüşler alırken, öte yandan Amerika destekli bazı STK’lar seküler ve PKK’ya yakın çevreler ile konuyu görüşmekte.
İki hafta önce muhafazakâr Kürtler Gaziantep’te toplandı ve “Yeni bir çözüm süreci mümkün mü?” konusunu tartıştı, sessiz sedasız ve gözden uzak yapılan, 2-3 gün süren toplantının ardından muhafazakâr Kürtler “sorunun çözülmemesi halinde daha büyük sorunlarla baş başa kalınacağı” mesajını iletti.
Amerika’nın desteklediği ve İstanbul’da yapılması planlanan seküler Kürtlerin toplantısı, yasaklar nedeniyle interaktif olarak yapıldı ve benzeri düşünceler ortaya çıktı.
Bu toplantılar yapılırken, bir heyetin Kandil’e çözüm süreciyle ilgili bir mesaj ilettiği iddiası anlamlı bulundu.
    Bugünkü Putin-Erdoğan görüşmesinde masada S 400, F 35 ve FETÖ gibi başlıkların olacağı muhakkak ancak asıl müzakere edilecek konunun Suriye olacağı gerçektir. Amerika, Türkiye’nin İspanya ile eş başkan olduğu BOP kapsamında Irak ve Suriye politikalarının sonuçlandırması konusunda baskı yapacağını düşünüyorum. Biden’ın daha önceleri basın aracılığıyla da dile getirdiği bu konudaki düşünceleri uzun zamandır bilinmekte.
Erdoğan-Biden görüşmesinden sonra Türkiye ya ABD ile politik olarak yakınlaşarak yeni bir çözüm süreci konusunda enerji harcayacak, ya da ABD ile ipleri biraz daha gererek Rusya ile yakınlaşmaya devam edecek.
Ben Türkiye’de döviz kurunun bir süre daha düşmeye devam edeceğini düşünenlerdenim.
       
  
  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum