Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

YAZIKLAR OLSUN

Çok yazıldı,çizildi ama hala bakanlık “algı operasyonu”deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor o nedenle gündemden çıkmamalı. Hele ki Elazığ depreminin gölgesinde kalmamalı bu olay.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçtiğimizde yeni bakanlar atandı. İçlerinden ikisi için olumlu görüşler açıklandı. Çünkü her iki bakan da sektörden geliyor, sorunları iyi biliyorlardı. Birisi Turizm, diğeri Milli Eğitim. Ancak bugüne kadar uygulamalar Milli Eğitim Bakanı için yokuş aşağı gidiyor. Demek ki alt kadroların tarikatlar tarafından işgalini önleyemezseniz alleme-i cihan’ı getirseniz gideceğiniz nokta değişmiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere yönelik bir rehber kitap hazırlamış. ‘Psikososyal Önleyici Destek Programı’ kitabında başörtülü kadınları iyi, başı açık kadınları kötü , bıyıklı erkekleri şevkatli iyi insan, bıyıksız erkekleri ise cinsel istismarcı gösteren görseller var. Kitabın, “Cinsel İstismar” başlığı altında olumlu ve olumsuz davranışlara örnek olacak çizimler bunlar.Küçük çocuğu muayene eden türbanlı bir doktora ilişkin resimde, çocuk ve ailesinin mutlu şekilde yansıtıldığı görülüyor.  “Doğrular ve Yanlışlar” etkinliği altında da çocuğunu öpen, şefkatle sarılan anne görselindeki anne türbanlı çizilmiş.

Eğitim İş Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Balun * Yaşananlar kindar ve dindar nesil yetiştirme projesinin bir parçası olarak değerlendirilmeli. İnanç ekseninde toplumsal ayrıştırma ön plana çıkarılacak bir örnekle karşı karşıyayız. Birçok ders kitabında dinsel figürleri ve objeleri ön plana çıkaran MEB'in, şiddet ve cinsel istismar gibi önemli konularda aynı yolu seçmesi bilimselliğe de aykırıdır. Başı kapalılar iyi kadın, başı açıklar kötü kadın algısı yaratılmıştır. Adım adım toplumsal dönüşüm gerçekleştirilmeye çalışılıyor”diyor.

Bu konuda meclise araştırma önergesi de sunulmuş durumda. Seversiniz sevmezsiniz Ahmet Hakan’ın şu yazdıklarının altına imzanızı atmaz mısınız?

MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın rehber öğretmenlere dağıttığı iddia edilen kitapta yer alan görsellere bakınca...“Yuh artık! Ayıptır ya!” dedim.

Ne var sembollerde?

Şu var..Başı açık kadınların çocuklarla kurduğu iletişim tamamen sorunlu, tamamen sevgisiz, tamamen yanlış.

Başörtülü kadınların çocuklarla kurduğu iletişim ise tamamen sevgi dolu, tamamen kusursuz, tamamen mükemmel.

Ne yani? Başörtü karşıtlığı, başörtü nefreti, başörtü alerjisi bitti, şimdi de başı açıklık düşmanlığı mı başladı?

Bu ülkede başı örtmenin de başı açmanın da kişisel bir tercih olduğu ve bu tercihe herkesin derin bir saygı duyması gerektiği ne zaman öğrenilecek?

Hadi diyelim ki bu kitaptaki bu görselleri hazırlayanlar, aymaz insanlar.

Öyle aymazlar ki...

Toplumsal barışı dert etmiyorlar.

Bu toplumun başı açık kadınlarına ayıp etmekte bir sakınca görmüyorlar.

Yaptıklarının sadece ve sadece kin ve husumet doğurduğunun farkında değiller.

Peki ama Milli Eğitim Bakanlığı’na ne oluyor?

Nasıl oluyor da Milli Eğitim Bakanlığı bu aymazlığa geçit veriyor, verebiliyor?  “

Olay gündeme gelince sevgili bakanımız ne dedi onu da hatırlayalım..

Öncelikle çocuğun gördüğü bir kitap değil. UNICEF ile hazırlanan ve 7 ayrı kitaptan oluşan sette son derece yararlı içerikler var. İçinde başı açık anneler de var, başı açık ve kapalı annelerin bir arada olduğu çizimler de var. Genellikle pozitif örnekler bulunuyor, 150'nin üzerinde resimden sadece ikisinde olumsuz örnek çizim var, ikisi de başı açık çizilmiş. Eğer kasıtlı ise bunu onaylamamız söz konusu olamaz. Nitekim inceleme başlattık “

Annem emekli ilkokul öğretmeni. 90 yaşını geçti. Kendisine konuyu anlattım ve” Ne dersin sevgili annem “dedim. “Yazıklar olsun” dedi. Sadece iki kelime.

Bence de iki kelime..

Yazıklar Olsun 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.