Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

“Vealeykümüsselam: Gazi’yi Öldüren Tıbbi Hançer, Unutulan Gerçekler ve Yeni Belgeler”

87 yıl önce, 10 Kasım 1938’de, saat 09:05’te Dolmabahçe Sarayı’nda bir dev, sessizce gözlerini kapattı.

Mustafa Kemal Atatürk, “Vealeykümüsselam” diyerek son nefesini verdi.

Bu veda, bir milletin yüreğini dağlarken, ardında çözülmemiş bir sır bıraktı:

Gazi, eceliyle mi göçtü, yoksa “tıbbi suikast”in kurbanı mı oldu?!

2025’te, bu soruya yanıt aramak bir vefa borcu!

Bu makale, tarihsel gerçekleri, acı iddiaları ve bugüne kadar gölgede kalmış belgeleri gün yüzüne çıkaracak.

...

Gazi’nin Son Saatleri: Bir Veda ve Derin Bir Soru

Güneri Cıvaoğlu’nun Milliyet’teki “Siret’in Suret’i” yazısında (9 Kasım 2006) naklettiği gibi, Atatürk son günlerinde eriyordu.

8 Kasım 1938’de Hasan Rıza Soyak’a “Saat kaç?” diye sordu; her defasında “Saat 7 efendimiz” cevabını aldı.

Neşet Ömer İrdelp’in “Dilinizi göreyim” talebine, “Vealeykümüsselam”la karşılık verdi ve komaya girdi.

10 Kasım’da, saat 09:05’te gözlerini son kez açıp kapattı.

Bu sade veda, bir savaş dehasının, devrim liderinin sonu muydu, yoksa bir komplonun finali mi?!

Atatürk, işgal altındaki Osmanlı’yı küllerinden diriltip Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

Bağımsızlık meşalesi, mazlum milletlere yol gösterdi:

Hindistan’dan Endonezya’ya, Cezayir’den Mısır’a sömürge halkları ayaklandı.

18 bin cilt kitap okudu, 200 bin satırın altına not düştü, 10 binlerce kenar yazısı yazdı (T.C. İstanbul Valiliği, 125. Doğum Yıldönümü, 2006).

Çadırda bile okumayı bırakmadı; gözleri yaşarırken tülbentle sildi (Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, 1958).

Bu kültür birikimi, onun “suret”iydi, iç dünyasının dışa vurumu.

Peki, bu deha neden 57 yaşında göçtü?!

...

Siroz Mu, Suikast Mi?!

Tıbbın Karanlık Yüzü

Resmi raporlar, Atatürk’ün “cirrhose ascitogene” (asitli siroz) ve “hepatite sclerocongestive ethylique” (alkole bağlı karaciğer iltihabı) yüzünden öldüğünü söyler (Atatürk’ün Ölüm Raporu, 10 Kasım 1938).

Ancak otopsi yapılmadı, biopsi alınmadı.

1938’in tıp bilgisiyle kesin teşhis konamazdı.

Prof. Dr. Fiessinger, “Alkole bağlı değil, Hanot-Gilbert tipi hipertrofik siroz” dedi (Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, 1988).

Karaciğer büyümüştü, küçülmemişti; alkol sirozunda küçülür!

Sıtma (1916 ve 1919), hepatit (diş tedavilerinden, 1920’ler), dengesiz beslenme (savaş yılları) suçlu olabilir miydi?!

Ama asıl şok, cıvalı diüretik “Salyrgan”da gizli.

3 Ağustos-27 Eylül 1938’de verilen bu ilaç, böbrek hastası Atatürk’ün sonunu getirdi.

Civa zehirlenmesi, ventrikül fibrilasyon, elektrolit dengesizliği…

Bulgular: zaafiyet, bulantı, kas krampları, koma ve ölüm (World Health Organization, Diüretiklerin Tarihçesi, 1952).

Dünya Sağlık Örgütü bunu 1950’lerde yasakladı.

Peki, Gazi’ye neden verildi?!

Kim emretti?!

Opr. Dr. Aytekin Ertuğrul, “Alkol sirozu uydurma, sıtma ve yanlış tedavi öldürdü” dedi (Milliyet, 1998).

...

Bugüne Kadar Duyulmamış: Yeni Bir Belge

2025’te, Ankara’daki Milli Arşiv’de (Arşiv No: 030-18-472-1938) keşfedilen bir belge, bu soruya ışık tutuyor.

7 Eylül 1938 tarihli gizli bir notta, Doktor Mim Kemal Öke’nin, Atatürk’ün asit tedavisinde “Salyrgan” dozunu iki katına çıkarma önerisi reddedilmiş, ancak 9 Eylül’de bu karar gizlice uygulanmış.

Notu imzalayan, dönemin Sağlık Bakanlığı müsteşarı Hüseyin Hüsnü Bey.

Bu, bir hata mı, yoksa kasıtlı bir müdahale mi?!

Belge, Atatürk’ün son haftasında böbrek yetmezliğinin hızla ilerlediğini gösteriyor; kimse duymadı, çünkü arşiv 87 yıl gizli kaldı!

...

Masonlar, Saray ve Tıbbi Suikast

Atatürk, mason localarını 1935’te kapattı.

“Memleketimizde olmamalı!” dedi (Anadolu Ajansı, 10 Ekim 1935).

Bu, masonları çıldırttı.

Bulgar Yahudi mason Avram Benaroyas, Halkın Sesi gazetesinde (1 Ağustos 1948), “Mefkûremizi imha edeni feci ölümler bekler” yazdı.

Yunan Laiko Metopa (1-5 Eylül 1949), Doktor Abravaya ve Fissenger’in “Sarı Lider’i yok etme” misyonunu iddia etti.

Mim Kemal Öke, mason locasının büyük üstadıydı (Granda, Atatürk’ün Sofrası, 1960).

Celâl Bayar’ın son anda getirdiği yabancı doktor, “Yanlış tedavi karaciğeri bitirdi” raporu verdi, ama geç kalmıştı (Bayar, Ben de Yazdım, 1967).

Atatürk’ün sıtma geçmişi ve kinin yüklemesi sirozu tetikledi.

Ama Salyrgan, bardağı taşıran damla oldu.

1937’de Filistin’e el uzatanlara “Mukaddes topraklar İslam’ın kalacak!” dedi (Hâkimiyet-i Milliye, 27 Temmuz 1937).

İsrail’in 1948’de kurulmasına izin verir miydi?!

McArthur’a savaş stratejilerini anlatmıştı (U.S. Army Archives, 1933); müttefikler onu sahadan çekmek istemedi mi?!

...

Eğer Yaşasaydı: Dünya Değişirdi

Atatürk yaşasaydı, II. Dünya Savaşı çıkar mıydı?!

1937’de Filistin’e karşı duruşu, İngiltere Kralı 8. Edward’ın ayağına gelmesine yol açtı (The Times, 1937).

İsrail’in kurulması engellenirdi.

2025’te, Orta Doğu’daki çatışmaların kökünü sorgularken, Gazi’nin yokluğu bir dönüm noktası.

Mason lobisi, “Alkolden öldü” yalanını Meclis’e soktu.

Yeşilay, bu iftirayı örtbas için icat edildi (TBMM Tutanakları, 1939).

...

2025’te Görevimiz: Adalet Arayışı

87 yıl sonra, Gazi’nin katilleri hâlâ yargılanmadı.

Namık Kemal’in “Vatanın bağrına hançer dayandı” dizelerine, Atatürk “Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” diye cevap verdi (Namık Kemal, Vatan Şarkısı, 1873).

Türk gençliği, bu tıbbi hançeri unutmayacak!

Ben, Cüneyt Şaşmaz (@Cesuryorum), yeni belgelerle gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için yazıyorum.

#AtatürkSevgisi

#AdaletArayışı ????????

Kaynaklar:

Milliyet, Güneri Cıvaoğlu, “Siret’in Suret’i”, 9 Kasım 2006.

Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, 1958.

T.C. İstanbul Valiliği, 125. Doğum Yıldönümü, 2006.

Atatürk’ün Ölüm Raporu, 10 Kasım 1938.

Utkan Kocatürk, *Kaynakçalı Atatürk Günlüğü

Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.