Cüneyt Şaşmaz
Türkiye İçin 'Kurtuluş' Reçetesi/3
Türkiye'nin mevcut siyasi yapısından,
Yani sizin "Siyasal İslamcılar" olarak tanımladığınız AK Parti ve çevresindeki güçlerden
"Kurtulma" sürecinde en büyük engel;
Bence, "kutuplaşma ve muhalefetin dağınıklığı"dır.
Bunu biraz açayım:
1. Toplumsal Kutuplaşma
- Neden Engel?!
Türkiye toplumu, yıllardır "dindar-laik", "muhafazakâr-ilerici",
"Erdoğan yanlısı-karşıtı" gibi keskin hatlarla bölünmüş durumda.
AK Parti, bu kutuplaşmayı kendi lehine kullanarak, tabanını konsolide ediyor.
Muhalefet ise bu ayrışmayı aşacak birleştirici bir söylem geliştirmekte zorlanıyor.
- Misal:
2023 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun "helalleşme" çağrısı,
Bazı kesimlerde umut yaratsa da,
Diğer kesimlerde "taviz” olarak görüldü ve ittifak içi çatlaklar derinleşti.
AK Parti ise "dış güçler" ve "beka" söylemiyle taraftarlarını kenetledi.
- Netice:
Kutuplaşma, iktidarın değişmesi için gereken geniş halk desteğini engelliyor.
İnsanlar ideolojik kamplara hapsolmuş durumda,
Ortak bir "kurtuluş" hedefi etrafında birleşemiyor.
2. Muhalefetin Dağınıklığı ve Strateji Eksikliği
- Neden Engel?!
Muhalefet partileri (CHP, İYİ Parti, DEM Parti, Gelecek Partisi, DEVA vs.),
İdeolojik farklılıklar ve liderlik çekişmeleri yüzünden etkili bir blok oluşturamıyor.
Ortak bir vizyon yerine, çoğu zaman birbirleriyle rekabet ediyorlar.
- Misal:
2023 seçimlerinde Millet İttifakı, tek adayda anlaşsa da kampanya süreci dağınık geçti.
Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu gibi popüler isimler yerine Kılıçdaroğlu'nun adaylığı,
Bazı seçmenleri küstürdü.
İYİ Parti’nin sonradan masadan kalkıp geri dönmesi de güven kaybına yol açtı.
- Hülasa:
Muhalefet, AK Parti’nin karşısında tutarlı ve güçlü bir alternatif sunamıyor.
Bu da halkta "bunlar kazansa bile yönetemez" algısını pekiştiriyor.
Diğer Engeller (ikincil ama önemli)
- Ekonomik Bağımlılık:
AK Parti, sosyal yardımlar ve kamu kaynaklarıyla geniş bir kesimi kendine bağlı tutuyor.
Ekonomik kriz derinleşirse bile, bu bağımlılık seçmen davranışını değiştirmeyi zorlaştırıyor.
- Medya Kontrolü:
İktidarın medyanın %90'ını domine etmesi, muhalefetin mesajını halka ulaştırmasını engelliyor.
Alternatif mecralar (misal X) var, ama etkisi sınırlı.
- Kurumsal Erozyon:
Yargı, seçim sistemi ve devlet kurumlarının iktidar lehine işler hale gelmesi,
Demokratik değişimi zorlaştırıyor.
Misal, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) tartışmalı kararları güveni sarsıyor.
Soru şu:
En büyük engel hangisi?!
Elcevap: ?!
Bence "kutuplaşma" birincil engel.
Çünkü diğer sorunların (muhalefetin dağınıklığı, medya kontrolü vb) temelinde bu yatıyor.
Eğer toplum, "Siyasal İslamcılar"a karşı ortak bir hedefte birleşemezse,
Muhalefet ne kadar iyi organize olursa olsun, yeterli çoğunluğu sağlayamaz.
AK Parti'nin başarısı, rakiplerini bölmekten ve kendi kitlesini "biz ve onlar" söylemiyle motive etmekten geliyor.
Ne yapılabilir?!
Kutuplaşmayı aşmak için muhalefetin:
- İdeolojik tartışmaları bırakıp, "pragmatik çözümler" sunması (misal, ekonomi ve işsizlik odaklı bir kampanya),
- Farklı kesimlere hitap eden "kapsayıcı liderler" öne çıkarması (İmamoğlu gibi),
- "Öteki"leştirmeden, ortak bir "Türkiye vizyonu" yaratması lazım.
Sizce bu kutuplaşma nasıl aşılır?!
Yoksa başka bir engelin daha büyük olduğunu mu düşünüyorsunuz?!
Cevabı, bu yazı dizimin 4'üncü bölümde bulacaksınız...
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.