Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

SÜREÇ'in "GENÇ YÜZLER"i?!

"Demokrasiye zaman zaman kan banyosu yaptırılmalıdır ki, temizlensin!"
Bu sözler, bir dönemin ünlü Şili diktatörü General Pinochet'ye ait.

 
Başka?!
 
"Sandıkları kurup oylamak, demokrasi değil, bir tür sayımdır!"
Bu sözler ise İngiliz yazar Tom Stoppard'a aittir.

 
Nüans?!
Neticede Hitler de sandık'tan çıktı, sonrası malum.

Cevap'ını arayan soru şu:
ABD, Türkiye'yi kaybetmeyi göze alabilir mi?!

 
Bu soru'yu soran'lar, ardından şu cevap'ı veriyor:
"Alamaz."
ABD yanlış yol'da!
Zaten Trump sonrası ABD karışık vs.

 
Bunu söyleyenler, kıdemli emekli diplomat'lar ya da kıdem'li akademisyen'ler.
Duy da inanma!
Şarki oryantal coğrafya burası, ne söylense boş.
Mavra'nın da sonu yok, eyyam'ın da!

 
Hal böyleyken...
 
"Erdoğan eşittir Türkiye" olmadığına göre, ABD'den bakılınca sorun'un merkez'inde Erdoğan gözüküyor, bir de "İran'la savaş" sözü veren tayfa.
Eksen kayması onlardan mülhem vs.
 
Abdullah Gül, Cemil Çiçek (Gökçek), Kemal Kılıçdaroğlu (& Devlet Bahçeli), Temel Karamollaoğlu, Selahattin Demirtaş, Ekrem İmamoğlu üzerinden saflaşan kadro ise Erdoğan'ın karşısında.
 
Sözün özü:
S-400 yaptırımları, ekran'a çıkartılan diplomat, gazeteci, akademisyen üçlüsü gibi yapıp düz okuyacak olursak, "Acıtır/acıtmaz" diye yorum'lamak mümkün!

 
Yüksek siyaset okuması yapılacak olur ise tablo şudur:
Avrupa'nın derin'i, ABD, Trump ya da Pentagon üzerinden soruyor:
(Takkeli) Soft'ken (Kalpaklı) hard'a geçme ihtimali yüksek "Meteo: 28 Şubat" üzerinden mi tasfiye edilmek istersiniz; yoksa AB köprüsünü onarıp Yüce Divan vb.

Öte yandan...
Demokrasi'yi "seçim"den ibaret sanan, yanında diz çökmüş medya ve genel yönetmenler, iliştirilmiş muhalif yazılar yazan gazeteciler ister.

 
Bir zamanlar genç olanlar şimdi yaşlı, ak saçlı.
Hayat'ın akışı böyle.
2019'un sıcak yaz'ında, siyaset'in doğası gereği genç yüzler, birer ikişer öne çıkıyor, çıkartılıyor.

 
Ekrem İmamoğlu, 31 Mart sandığı'nın Türkiye'ye kazandırdığı genç yüz'lerden tek'i.
 
Tartışmalı -binde 1'lik- seçim sonuç'unun ardından, sandık'ta, adeta "şişesine sıkıştırılmış şampanya" kıvamında patlama yaptı.
 
Meteo: Takkeli 28 Şubat -gökkuşağı koalisyonu- çerçevesi'nde, ezici çoğunluk'la İstanbul'un yeni belediye "Başkan"ı oldu.
 
Hal böyleyken...
 
Anavatan'lı (ANAP) Erkan Mumcu, Odatv'ye verdiği söyleşi üzerinden yeniden gündem oldu.
 
Mehmet Ağar'a "zeytin dalı" uzatıp, Gül'e karşı, Erdoğan'dan yana taraf olduğunu kamuoyuna ilan etti.
 
Yeni CHP'den Ekrem İmamoğlu üzerinden yükseltilmek istenen "ılımlı islam"ı hedef alarak, "Müslüman'ım ama İslamcı değilim" dedi.
 
Muhafazakar ama modern ya da namaz kılan ama ibadet özelini paylaşmayan bir duruş sergiledi.
 
Siyasal kürtler'in ödünç oy'unu İmamoğlu'nun elinden alıp, yeni merkez sağ'ın içine katabileceğinin ipuçlarını verdi.
 
HDP'nin barajı aştığı seçim'lerde, oy'unu HDP'ye verdiğini açık etti.
 
Gülen'e, FETÖ'ye neden karşı olduğunu, 2007 öncesi Bakanlık günlerinden, somut resmi yazışmalar'ı üzerinden örnek'leyerek anlattı.
 
Yani?!
 
Meteo: Takkeli 28 Şubat'tan İmamoğlu genç ise tek başına değil!
AB arka planlı merkez sağ'dan Erkan Mumcu da genç.

 
Bir taraf, (Gül, Çiçek, Arınç, İmamoğlu) Erdoğan'ı tasfiye etmeye çalışıyor, diğer taraf ise Erdoğan üzerinden çökük AB köprü'sünü tamir etmeye talip.
Mesaj işdünyasına.

 
Kimileri için bu yazı erken olabilir!
Ne var ki, zaman çok hızlı akıyor.
Sayılı gün çabuk geçer.
Gordion Düğümü çözülmeyi bekliyor.

 
Sözün özü:
Yeni siyasi parti kuracağı ilan edilen Ali Babacan da genç isimler'den.
Kaldı ki, Gökçek'in, Çiçek'in vitrin yüz'ü diye okumak da mümkün.

 
Cumhurbaşkanlığı'na aday olan ve yeniden aday olacağını ilan eden Muharrem İnce de, yeni CHP'nin genç sima'larından.
 
CHP içinde Baykal'ın network'ü üzerinden önce "genel başkan" sonra iktidar ortağı olmaya hazırlanan Metin Feyzioğlu da, genç siyasi aktör'lerinden.
 
MHP'den "milli ses" olarak öne çıkan ve sonrasında, konjonktür'e binaen kenara iteklenen Sinan Oğan da bir başka umut vaat eden genç siyasi yüz, MHP'nin genel başkanlık koltuğu'na oturmaya namzet.
 
Erkan Mumcu da, Mesut Yılmaz'ın arka planı ve/veya network'ü üzerinden 2019 sonbahar'ına, yani  2020'ye selam sarkıtıp, işdünyasına "Buradayım" mesajı çakıyor.
 
Netice:
Süreç'in tek yüz'ünde "Meteo: 28 Şubat" var ise diğer yüz'de AB'nin genç yüz'leri var.
Mumcu/İmamoğlu.

 
Nüans?!
 
Konu, genç olmak ya da yaşlı olmak değil!
Mesele, çağ'ın ruhu'na uygun olarak doğru ayak'ta saflaşmak hayat memat mesele.

 
Sorun çözen iletişim zinciri'nin parçası olmak.
 
Kaldı ki, bir zamanlar Erdoğan da genç'ti, Gül de.
Baykal da genç'ti, Yılmaz, Çiller de.

 
Erkan Mumcu diyor ki, Erdoğan'a büyük tuzak kuruldu.
(Erdoğan'ın yanında olanlar ya da karşısında olanlar diye bir ayrışma yok, hepsi aynı takım'ın oyuncusu! Bahçeli, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu vb.)
a. Bu tuzak'ı kuranlar'ın baş'ında göz'ünden yaş eksik olmayan Arınç var, bu iş'in bir yön'ü.
b. Ağar'la ortak yürüttüğümüz "merkez sağ koalisyon'u" süreci çökmeseydi, hem yüzde 14-16 aralığında oy alacaktık, hem de Cumhurbaşkanı'nı biz seçecektik.
Ne var ki, olmadı, araya Gülenciler'in eli girdi.
Arınç, Erdoğan'ı "Kimse aday olmayacak ise ben aday olacağım" diyerek tuzağa çekti, sonra neler yaşandığı malum.

 
Özetle:
Mumcu, Erdoğan'a yakın Gül'e uzak bir profil çiziyor, tüm yaşananlara rağmen.
"Siyasal kürt'lerle de diyaloğ'a açığım, HDP üzerinden uzatılan el'i tutarım bırakmam" diyor, diyalog'a açığım mesajı çakıyor.

 
Mumcu'nun söyleşisini, "Merkez sağ'da hala boşluk var ve o boşluğu doldurmaya talip'im, hazır'ım" dipnot'uyla okumak mümkün.

Ezcümle:
S-400/F-35 makas'ı kapsamında, 'Büyük Resim'de değişim başladı.
"S-400" yaptırımlar üzerinden işdünyası'na soruyorlar, saf'ınızı seçtiniz mi?!
Parmak bir şeyi işaret ederken, parmak'a bakanlardan olmamak gerekir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.