Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Suçun ve İhanetin Gölgesi

Türkiye’nin “Küçük Amerika”ya dönüşümünün bedeli...
“Ağaç yaşken eğilir.”
Türk atasözü, gençliğin ve toplumun geleceğinin erken dönemde şekillendiğini haykırır.
Ancak bugün fidanlarımız eğriliyor, köklerimiz zayıflıyor.
Toprak anayı ve evlatlarımızı korumak bir hakikat iken, Türkiye’nin “Küçük Amerika”ya evrilmesi, ihanet ve gafletin acı bir yansıması oldu.
Bu makale, tarihsel izleri ve günümüzü tehdit eden karanlığı açığa vuruyor.
Türkiye'nin önde gelen stratejistlerinden Kemal Uysal’ın bu konudaki değerlendirmeleri ışığında, Türkiye’nin sosyolojik çöküşüne ve çözüm yollarına bakalım.
Köklerden Kopuş: Toprak ve Çocuklarımızın Çığlığı
Toprağa bırakılan tohum bir gecede ulu çınar olmaz; toplumlar da öyle.
Sabır, ilgi ve özen ister.
Türk Töresi, toprağı korumayı evladı korumakla eş tutar; doğanın bereketi ile insanın onuru, geleceğin teminatıdır.
Ancak 2025’te, gençliğimizin ve toplumun yozlaşması alarm veriyor.
Ekim 2025’te İstanbul’da 17 yaşındaki bir gencin, sosyal medya etkisiyle sokakta rastgele insanlara saldırması, Eskişehir’de 2023’te yaşanan bıçaklı saldırıyı hatırlattı.
Bu olaylar, genç zihinlerin dijital zehirle formatlandığını ve aile bağlarından koptuğunu gösteriyor.
Soru şu: Bu çöküşü kimler, hangi yapılar körükledi?!
Batı’nın Gölgesinde Kayıp Yıllar
II. Dünya Savaşı sonrası, ABD’nin domino etkisi Türkiye’yi de vurdu.
Marshall Yardımları, Truman Doktrini ve Soğuk Savaş’ta Batı safı, modernleşme sürecimizin parçasıydı.
1808 Sened-i İttifak’tan Cumhuriyet’e uzanan yol, “Küçük Amerika” hayaline dönüştü.
Ancak sağlam altyapısı olmayan bir toplumun başkasının elbisesini giymesi eğreti durdu.
“Zengin” olma hayaliyle sığ siyaset, bireyselliği öne çıkardı; eğitim kurumlarını yozlaştırdı.
Adnan Menderes’in “her mahallede bir zengin” rüyası, darbeler, koalisyonlar ve ekonomik krizlerle çöktü.
12 Eylül’ün İhanet Tohumları
12 Eylül 1980, kırılma anıydı.
Toplumun dinamik yapısı, entelektüel fikirleriyle gelişirken, kirli eller kardeş kavgasına yol açtı.
Kenan Evren, Batı sevdalısı bir “Atatürkçü” kılığında devletin tepesine çöktü.
Türk evlatları siyasetten çekildi; Turgut Özal’ın neo-liberal düzeni yükseldi.
“Anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz” ve “memurum işini bilir” sözleriyle toplum çürüdü.
Kazanımlar satıldı, birey kazanırken millet kaybetti.
Silahlanma yaygınlaştı; kin, şiddete dönüştü.
Günümüzün Karanlığı: Batı Tipi Suçun Yükselişi

2025 Türkiye’sinde, Eskişehir’den İzmir’e uzanan olaylar, Batı tipi suçların kök saldığını gösteriyor.
İstanbul’daki son bıçaklı saldırı, sosyal medyanın ve şiddet içerikli dijital oyunların genç zihinleri zehirlediğini ortaya koyuyor.
İzmir’de 2023’te 16 yaşındaki bir gencin karakolu basıp iki polisi şehit etmesi, ABD’deki okul baskınlarını andırıyor.
TÜİK verilerine göre, 2024’te gençler arasında suç oranı %15 artarken, uyuşturucu bağımlılığı vakaları %20 yükseldi.
Aile bağlarının zayıflaması, eğitim sisteminin kimlik inşa edememesi ve dijital dünyanın kontrolsüzlüğü, bu çöküşün ana nedenleri.
Küçük Amerika’nın Bedeli: Suç ve Kimlik Krizi

Menderes’in zenginlik hayali tutmadı; Özal’ın “bir koyup on alacağız” vaadi boş çıktı.
Ama suç benzeşmesinde ABD’yi yakaladık!
Mahallelerde uyuşturucu ağları, sokakta güvenlik erozyonu, turistik imaj kaybı...
Bunlar milli kimliğin aşınmasıdır.
ABD, 31 trilyon dolarlık ekonomisi ve 900 milyar dolarlık savunma bütçesiyle oyun kurucu; Türkiye ise 1.2 trilyon dolarlık ekonomisi ve 25 milyar dolarlık savunma bütçesiyle taşeronluk peşinde.
Teknolojideki makas, inovasyondaki geri kalış, bu gerçeği perçinliyor.

2025’te Türkiye’nin AR-GE harcamaları GSYH’nin sadece %1.2’sini oluştururken, ABD’de bu oran %3.5.
Beka Meselesi: Çözüm Yolları
Bu, altyapı değil, milli beka meselesidir.
İnsan olmadan toplum, toplum olmadan devlet olmaz.

Geleceği kurtarmak için:
1. Aile ve Toplumsal Bağlar Güçlendirilmeli:
Aile eğitimi programları yaygınlaştırılmalı, mahalle dayanışması canlandırılmalı.
2. Eğitim Sistemi Yeniden Yapılandırılmalı:
Kimlik inşa eden, eleştirel düşünceyi teşvik eden bir müfredat şart.
3. Gençlere İstihdam Sağlanmalı:
2024’te genç işsizlik oranı %22.
İstihdam projeleri hızlandırılmalı.
4. Töre ve Kültürel Normlar Çağa Uyarlanmalı:
Türk Töresi, modern teknolojiyle harmanlanarak gençlere aktarılmalı.
5. Dijital Denetim Artırılmalı:
Şiddet içerikli oyunlar ve sosyal medya platformları sıkı denetlenmeli.
Güvenlik, atomu parçalamaktan değil, kollektif bilinçten gelir.
Doğu’nun merkezi, Türk aklıyla yeniden yükselebilir.
Ezcümle:
Treni Görmek Vaktidir!
Öküz, trenin geçtiğini 16 saniye sonra fark edermiş.
Türkiye, “Küçük Amerika”ya evrilirken treni görüyor mu?!
Kim hain, kim gaflet içinde?!
Zaman, uyanma zamanı.
Nokta.

Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.