Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

SİZ MÂLİK OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ HOCAM?

Adâlet meselesini, başörtülü kadınların sigara içmesi kadar dert etmeyen ilâhiyat profesörü Hayreddin Karaman, seçimden evvel mülk hakkında bir yazı yazdı. Daha doğrusu bir hikâye anlattı. Hikâyenin çok ciddî bir tahlile ihtiyacı var ama konumuz, Karaman’ın hikâye kurgusundaki mülkiyet sorunu değil. 

Hikâyenin özeti şu:

Bir mâlik, işini mükemmel yapan bir muhâfızı, mülkünün başına getirmiş. Geniş yetkiler vermiş. Muhâfız, uzun yıllar vazifesini olabildiğince iyi yapmış, mülkü korumuş ve geliştirmiş. Her türlü saldırıyı püskürtmüş. Muhâfızı gözden düşüremeyeceğini anlayan düşmanlar, olanı abartarak olmayanı uydurarak işini bitirmek istemiş. Mâlik, her seferinde muhâfızın görevini uzatmış. 

Nihâyet düşmanlar, muhâfızın yeterince yıprandığına kanaat getirip mülkü ele geçirmek için bir saldırı yapmaya karar vermişler. Mâlik, muhâfızı yanına çağırmış. O da şöyle haber göndermiş:

“Efendim, ben emrinize âmâdeyim. Her an gelip sizi dinler, ders ve nasihatinizden istifâde ederim. Ancak şu anda beni geçici de olsa görevimden alırsanız düşman, mülkü ele geçirir; mel’un emeline ulaşır; bundan sonra sizin ders ve nasihatinizin hiçbir faydası kalmaz. İzin verin, şu iç ve dış mülk düşmanlarının saldırısını püskürteyim, sonra dersinizi istediğiniz kadar dinlemek üzere geleyim!”

Hikâyenin sonunda Karaman, şöyle soruyor: 

“Bu bir hikâye, vaki veya kurgulanmış, ama can alıcı, gerçek ve güncel soru şudur: Siz bu mâlikin yerinde olsaydınız böyle bir durumda ders ve nasihat vermek için muhâfızınızı görevinden ayırır mıydınız?” 

Hikâyedeki mâlikin kim olduğunu anlayamadım. Halk mı Cenâb-ı Hak mı? Muhâfız kim? Burası neresi? Ben kimim?

......... 

Ben kısa devre yapadurayım, sayın hocamız, “evet” cevâbını verenlere ikinci soruyu soruyor:

“Siz, ona ders vereyim derken mülkün elden gitmeyeceğine dâir elinizde kesin verileriniz ve kanıtlarınız mı var?”

Hayreddin Karaman’a bir sorum var. 

Hocam, siz bu mâlikin yerinde olsaydınız, “Ben, mülkünüze ihânet ettim.” itirâfında bulunan muhâfızınızı görevinden ayırır mıydınız?

Cevâbınız “hayır” ise bir sorum daha var hocam:

“Muhâfızın tekrar ihânet etmeyeceğine dâir elinizde kesin verileriniz ve kanıtlarınız mı var?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.