Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

ŞEBNEM DÜŞERSE AYASOFYA DÜŞER, KIZILELMA BİTER!

AK Parti milletvekili gazeteci Şebnem Bursalı, Monako’da fiyatı bilmem ne kadara yediği istakozu sosyal medya hesâbında paylaşınca, “Bunlar yüzünden kaybettik” zırvaları başladı.

En basit kıyâfeti Şebnem Bursalı’nın keyfine rahmet okutacak AK Parti MKYK üyesi Mücâhit birinci, “Partimizden defol!” diye kovmuş.

AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel, "Hem halktan sokaktan kopuk hem de yediğini gezdiğini paylaşacak kadar görgüsüz" demiş.

Yeni Şafak yazarı İsmâil Kılıçarslan, “Bu, politik denyoluk örneğidir.” demiş.

Star yazarı Sibel Erarslan, “Mağlûbiyette sorumluluğunuz olmadığı gibi üzüntünüz de yok anlaşılan.” demiş.

Hiçbirini ciddiye almayın! Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş, biri de “Hani bana hani bana!” demiş. Bildikleri rezillik basına düşünce bizimle maytap geçiyorlar.

Şebnem Bursalı’yı, İzmir 1. Bölge 3. sıradan milletvekili yapan kim? Macron mu, Biden mi yoksa CHP mi? Yiğitseniz bu karârı verene itiraz edin! Şebnem Bursalı, devletin uçağıyla gittiği umreden fotoğraf paylaşıp siyâsî kariyer malzemesi yaparken görmediniz de istakoz yerken mi fark ettiniz?

Başörtülü umre fotosunu paylaşan Bursalı hakkında yaptığım yorumu, Külliye’ye giderken başını örten birisi hakkında da yaptığım zaman, “Günah günah!” diyen arkadaşlarım, arkasından gelen yağlı ballı görevi duyunca bana mahcub olmuşlardı. Ben hiç şaşırmadım. Beni şaşırtan şeyi, bir gazeteciye sordum o zaman.

“Yukarıdakiler, bu arkadaşın daha evvel başörtülü olmadığını bilmiyorlar mı?”

“Tabii ki bilirler. Hidâyete erdirdik diye mutlu olmuşlardır.”

Zavallı başörtüsü! Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti, bir hidâyet(!) aksesuarı hâline geldi.

İşin bu kısmı, sarışınlar “merhaba” deyince hamallar gibi sevinen siyâsal İslâmcıların meselesi. Nuray ablaları, Alev ablaları yanında bir de Şebnem ablaları oldu. Benim canım, Şebnem Hanım’ın, siyâsî ikbâline Kızılelma’yı malzeme yapmasına sıkıldı.

Siyâsal İslâmcıların öteki mahalleden abla edinme ezikliği, siyâsal milliyetçilerde de var. Kızılelma diyen bir sarışın gördüler mi asena muâmelesi yapmaya bayılırlar. Şebnem Hanım, her iki tarafı da iyi çözmüş ve bir yazıda hâlledivermiş. 27 Temmuz 2020 târihli yazısına, “Ayasofya Kızılelma’dır.” başlığı atıp bir taşla iki kuş vurmuş. Öyle böyle bir yazı değil. Yazanın, Ramazan bayramında Monaco’da şarap içerek istakoz yediğine asla ihtimal vermezsiniz. Ya Ayasofya önünde hurmalı manda yoğurdu yer ya da Orhun Âbideleri’nde kımız içer.

Şebnem Bursalı, gelen tepkiler üzerine istakoz paylaşımı için özür dileyip yurt dışında yaşayan âilesine bayram ziyâretine gittiğini ifâde etse de Odatv’nin haberine göre âilesiyle değil, Likit Kimya’nın sâhibi Ahmet Aksoy’la birlikteydi.

İşin skandal kısmı, bu değil. Bir vekilin yurt dışında arkadaşlarıyla yemek yemesinin kime ne zarârı var? Nihâyetinde devlet parasıyla değil ya.

Mesele, çoook ama çooook başka.

Odatv’de, Şebnem Bursalı’nın arkadaşlarıyla birlikte yemek yediği haberinin hemen öncesinde Hürrem Elmasçı’nın yazısı yayınlandı. Yazıya göre bir AK Partili vekil hanımın adı, üçüncü kişi olarak bir boşanma dâvâsında anılıyormuş. Üstelik dâvâya, bir de zinâ dâvâsı eklenecekmiş.

Boşanma dâvâsı, büyük bir kimya şirketinin sâhibi iş adamının eşi tarafından 2020 yılında açılmış. Dâvâyı açan eş, 2022 yılında kocasının bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenmiş. Bu kadın, şimdi AK Parti vekiliymiş. Araya avukat girmiş, milletvekiline ulaşmış. Boşanma ve zinâ dâvâsında adının anılmasının eksilerini anlatmış. Milletvekili, yasak ilişkiyi keseceğini söylemiş ama sözünde durmamış. Bunun üzerine mağdur eş, araştırmış; fotoğraflar ve şâhitler bulmuş. Zinâ dâvâsı için yeterli kanıt toplamış. Avukatı, milletvekilini haberdâr etmek için tekrar aradığında ilişkinin daha da ilerlediğini öğrenmiş.

Milletvekilinin adını saklı tutan Hürrem Elmasçı, Yusuf Atılgan’dan alıntı yaparak ipucu vermiş.

“- Pintilik etme sakın. İstakoz ister misin, dedi
Ah, hep senin zengin olduğunu unutuyorum.
Zengin değilim ben. Paralıyım.
Farkı var mı?
Çok!”

Kimya ve istakoz ipuçları yetmiştir herhâlde. Yetmediyse benden bu kadar!

Aziz Okuyucular!

Siz, Odatv’yi, İsmâil’i, Mücâhid’i, Sibel’i, hattâ beni boşverin! Allah muhâfaza, Şebnem düşerse Ayasofya düşer, Kızılelma biter!

ÖZGÜR ÖZEL UÇAĞA EŞOFMANLA MI BİNİYOR?

Sabah gazetesi yazarı Yavuz Donat’ın Özgür Özel röportajı, geçtiğimiz 8 Nisan’da yayınlandı. Donat, sohbeti yerel seçimden 8 gün sonra yaptığını yazdı. Yani bir gün önce 7 Nisan’da. Gelen tepkiler üzerine aynı gazeteden Melih Altınok, Yavuz Donat’ın Özel’e, havaalanında rastladığını; bir gazetecilik refleksi olarak alelacele röportaj yaptığını yazdı. Yâni planlı değildi. Nasıl bir refleksse artık seçim sonrası ortaya çıkmıştı.

Oysa Yavuz Donat, yazısında “Havaalanında rastladım.” demediği gibi keyifli ve uzun bir sohbetten bahsediyordu.

Ayrıca CHP’den yapılan açıklamada Özgür Özel’in 7-8 Nisanda göz ameliyatı olduğu ifâde edildi. Yâni Yavuz Donat’ın röportaj yaptığı gün Özgür Özel hastânedeydi. Ameliyat sonrasında gözlük kullanmayan CHP lideri, Yavuz Donat ile çektirdiği fotoğrafta gözlüklüydü. Demek ki röportaj ameliyat öncesinde yapılmıştı.

En mühimi de şuydu. Yavuz Donat Özgür Özel’in üzerinde eşofman olduğunu yazmıştı.

İlâhi Melih Altınok! CHP lideri, uçağa eşofmanla mı biniyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum