Orhan Selen'in Yeni Yazısı

Orhan Selen'in Yeni Yazısı

Orhan Selen'in Yeni Yazısı

Türkiye –İran – Rusya  tarihin derinliklerine  kök salmış üç büyük devlettir.

Bu üç devleti  oluşturan  üç büyük millet yüzlerce yıldır saygındırlar, onurludurlar ve büyüktürler.

Tarih boyunca bu üç  devletin büyüklüğü değişmemiştir.

Değişen sadece rejimleridir.

Rejimleri ne olursa olsun bu üç millet küçülmez, saygınlığını yitirmez.

Osmanlı İmparatorluğu – Rus Çarlığı- İran Kisralığı  çevrelerinde ve dünyada tanınırken ABD’nin üzerinde bulunduğu kıtanın yeri bilinmiyordu.

Süleymaniye, Selimiye yapıldığında Amerika kıtasının adı yeni konuluyordu.

Dünyanın dört yanından bu kıtaya gelenler, kıtanın yerleşik halklarını  katledip yok ederek yeni devletler oluşturdular.

Dilleri, inançları, kökenleri, kültürleri, gelenekleri farklı  insanların kurduğu devletlerden birisi de ABD’dir.

Eğer tarih içinde ABD’ye bir yer bulmaya çalışılırsa çok zorlanılır.

Bu ülke birkaç yüz yıl daha tarihin ancak sığıntısı olabilir.

ABD dünyayı karıştırırken, yer altı, yer üstü zenginliklerini soyarken, halkları birbirine düşürür,  insanların üzerine bomba yağdırıp çocukların, kadınların katili olurken dünya bu rezilliği izlemekle yetindi.

İzlemekle kalmadı, bazıları destekledi.

Desteklemekle de kalınmadı,  ABD’ne karşı durabilecek, dünya dengesini sağlayabilecek ikinci güç olan Sovyetler Birliğini yıkmak için elbirliği, güç birliği yapıldı.

Sovyetler Birliği dağılınca  dünyanın bir kısmı bayram havasına girdi.

Bugün çoğunun bu sevinci mateme döndü..

Sovyetler Birliği’nin yerini alan Rusya Federasyonu’nun gücü ve etkinliği  her geçen gün artıyor.

Dünya yeni bir dengelenmeye doğru  ilerliyor.

Bu arada biz neler yapıyoruz ?

Türkiye, Atatürk’ün vasiyetine rağmen kuzey komşusu  ile müttefik olma yerine, emperyalizmin ağa babası  ile kader ortaklığını seçti.

“Bu kış komünizm gelecek “ paranoyası ile soğuk savaşın orta yerine balıklama atlayan Türkiye , “küçük Amerika” olma sevdasıyla çıktığı  yolda arabayı devirince sıradanlaşıverdi.

Rus Çarlığından başlayarak kuzey komşumuzla sürekli çatışmamız sonucu Türkiye’ye çok pahalıya patladı.

Son uçak düşürme olayından sonra ekonomimiz dibe vurdu.

Tarım ürünlerimiz Rus gümrük kapılarından dönüyor.

Turizmde felaket yılları kapıya dayandı.

Doğalgaz bağlantıları ise her kış için korkular yaratıyor.

Çünkü yanlış yerlerde, yanlış kapıları çalıyoruz.

Doğal Gaz yakıtımızın neredeyse tamamını  Rusya ve İran’dan alıyoruz.

Isınma düzenimiz, sanayimizin büyük kısmı ve elektrik üretim merkezleri önemli ölçüde doğalgaza bağımlı.

Rusya ile aramız limonlu, İran’la ise sirkeli.

Türkiye’yi en yaşamsal konuda müttefiki olmayan iki devlete  tam bağımlı yapan anlaşmaları imzalayanların  “vatana ihanetle” yargılanmaları gerekirken, yeni iktidarlar yeni bağımlılıklar yaratmada sakınca görmüyorlar.

Bu ihanetin hesabı kimlerden sorulacak, bilinmiyor.

Bu ihanetin hesabını kimler soracak, bu hiç bilinmiyor.

Bilinen o ki, yanlış yerde durmanın bedelini çok ağır ödeyeceğiz.

“Yok böyle bir şey”, “ her şey yolunda”  diyenlerin tümü yalan söyleyerek halkı kandırıyorlar.

Türkiye’nin yanlış yerde durduğunu halkın görmesini, bilmesini istemiyorlar.

Eğitime üst üste vurulan darbelerin, boş kafalı, düşünemeyen, doğruyu göremeyen kuşaklar

yaratılmak istenmesinin tek nedeni, hainlerin ihanetlerini saklamak istemeleridir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler