Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Neo Osmanlı coğrafyasında yeni düzen "HAARP"i?!

"Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır.
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın.
Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır.
Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın.
Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin."

Gazi Mustafa Kemal Atatürk
...
Türkiye Cumhuriyeti, 7 düvele karşı savaş verilerek, üç kıtaya yayılmış Türk topraklarından kurtarılabilen kadarı üzerinde kurulmuş bir Türk ‘Cumhuriyet’idir.
Halaycı değil, tango'cuyuz.
Milyon'da 1'iz.
Vs vs.
...
"I. Dünya Düzenlemesi"nin rövanş harbi!
BOP!
BİP!
GOP!

Neo Roma’da iç savaş!
İstihbarat savaşları!
Enerji savaşları!
Neo Osmanlı coğrafyasında yeni düzen "HAARP"i!
Sözün özü:
Neo Çanakkale "Post Modern Savaşı"!
Bir metrekaresine 6500 mermi düşen Gelibolu Yarımadası’nda şehit düşenleri saygı ile anıyorum.
Çanakkale Savaşı, Türkiye’de ve dünyada ne denli etkili olduysa, Mustafa Kemal de Çanakkale Savaşları üzerinde o denli etkili olmuştur.
Çanakkale Savaşı, aynı zamanda "çöken, borç üzerinden teslim alınan" bir ülkenin delege savaşıdır.
...
"Çanakkale Zaferi" çok önemli bir zaferdir!
Dünya tarihine yön vermiş büyük bir zaferdir!
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87anakkale_Sava%C5%9F%C4%B1
Neden?!
Niçin?!
Niye?!
Çünkü; İngilizler, "Çanakkale Savaşı"nı kazanamadıkları için I. Dünya Savaşı’nı kazandıkları halde "kazanırken" kaybetmişlerdir.
Rusya’ya zamanında gitmeyen ve/veya gönderilmesine izin verilmeyen yardım küredeki dengeleri altüst etmiştir.
Osmanlı coğrafyasının bölüşüldüğü, sınırların cetvelle çizildiği "Sykes-Picot" anlaşmasında en başta Ruslar olduğu halde daha sonra çekilmek zorunda kalmışlardır!
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sykes-Picot_Anla%C5%9Fmas%C4%B1
Sonrasında İngilizler "tek kurşun atmadan" İstanbul'u işgal etseler de, Anadolu’daki "Milli Direniş" karşısında boyun eğmek zorunda kalmışlardır.
Osmanlı, I. Cihan Harbi’ne girerken "Yönlendirilen" bir devlet idi!
Dönemin ‘Almanya’sı, Padişah ve Enver Paşa üzerinden Bab-ı Ali’yi yönlendiriyordu!
Bu süreçte Almanya'nın en büyük hayali "Turancılık" projesi ve/veya dönemin BOP operasyonu üzerinden Kafkaslar’a uzanıp enerji yataklarını ele geçirmek idi.
‘Dönemin Avrupası’nın iç dengeleri buna izin vermedi!
Tabii ki, bu kayıptaki en büyük pay, "neyi neden yaptıklarını bilmeyen, sadece sonuca odaklanmış" Almanlar’ın yumruk ile çorba içme ısrarını sürdürmesi idi!
...
"Çanakkale Savaşı"nın sonuçlarına kısaca göz atacak olursak:
1- Çanakkale Zaferi, müttefikleriyle Rusya'nın irtibatını önlemiş, dolayısıyla savaş iki yıl uzamış, bu arada çıkan Bolşevik ihtilali ile Rusya savaş dışı kalmıştır.
Bu durum ihtilal Rusyası ile müttefiklerini birbirinden ayırmış, kurtuluş savaşı yıllarında kuzeyde güvenliğimizi sağlamış ve zafere ulaşmamızı kolaylaştırmıştır.

2- Bu savaşlar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerini Gelibolu Yarımadasına bağlamış, Almanya ve müttefiklerinin yükleri azalmıştır.
3- Düşmana çok büyük insan ve malzeme zayiatı verdirilmiştir.
4- Türk ordusunun zaferi, İngiltere ve Fransa'nın sömürgelerindeki prestijlerine bir darbe, esir milletlere bir ümit ve istiklal ışığı olmuştur.
5- Çanakkale Zaferi, Türk askerinin direnme gücünün, fedakarlık ruhunun ve vatanseverlik şuurunun bir abidesidir.
Harpten önce kıymeti üzerinde tereddüt edilen Türk ordusu, iyi sevk ve idare edildiği zaman ehliyetli ellerde, binbir yokluk ve zarurete rağmen neler yapmaya muktedir olduğunu dünyaya göstermiş ve Balkan yenilgisinin kara lekesini tertemiz kanıyla silmiştir.

6- Bilindiği gibi, büyük hadiseler olağanüstü şahsiyetleri, büyük ve müstesna kabiliyetleri meydana çıkarmaktadır.
Mustafa Kemal'in ortaya çıkışında Çanakkale savaşları kader tayin edici bir merhale olarak gözümüze çarpmaktadır.

7- Çanakkale Zaferleri, Mustafa KEMAL'in ordu içinde olduğu kadar tüm milletçe de tanınmasına vesile olmuştur.
Bu suretle Türk Milleti, 1966'dan beri makus istikamette gelişen talihini yenecek olan liderlerini bulmuştur.
Ordu ve millet, Anafartalar Kahramanı'nın bu işte bu güven, ATATÜRK'ün Milli Mücadele'yi zaferle sonuçlandırmasında genç, dinamik ve yepyeni modern bir devlet kurmasında en büyük ilham ve kuvvet kaynağı olmuştur.

8- Çanakkale, Milli mücadelenin bir nevi başlangıcı sayılmaktadır.
Çanakkale, Türk'ün vatanseverliğinin, cesaretinin, mücadele azminin ve kahramanlığının sembolüdür.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_savaslari/savaslar.htm

...
Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşı sırasında söylediği çok önemli bir söz vardır.
Mealen şöyle diyor Gazi:
"Hiç kimse vatanımızı benden, bizden daha iyi savunamaz, sevemez!"
Ortada "Çanakkale Zaferi" diye büyük bir zafer var ise bu "zafer"de Türk'ün genlerinde var olan bileği bükülmez, diz çöktürülemez "çelik irade"si, "adalet, cesaret, feraset" timsali o "milli ruh"un izdüşümü Mustafa Kemal'in etrafında kenetlenmiş "irade"de saklıdır.
"Bir Ceylan’ın yönettiği ‘Aslan Ordusu’na, bir ‘Aslan’ın yönettiği ‘Ceylan Ordusu’ evladır!"
Türk kültüründe vatan için "Şehid olmak" en yüce payedir!
İngiliz arka planlı Özden Örnek'in oğlu Tolga Örnek, MI6’nın etkisinde kalarak çektiği "Gallipoli" belgeselinde Mustafa Kemal’i 50-60 saniye göstererek, O’nun komutanlık dehasını küçümsemek istemiş olsa da, hakikat ortada!
Diller aynı olsa da, muhakkak duygular farklıdır değil mi?!
Gallipoli belgeseli ile başladı, Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün ağırlığını yok sayma süreç'i.
Can Dündar'ın Mustafa'sı.
Derken Yılmaz Özdil'in "Mustafa Kemal"i.
Şimdi de, Kaftancıoğlu'nun "Atatürk demem Gazi Mustafa Kemal Paşa" derim nida'sı.
Duygularımla yazmam, mantık üzerinden yazarım.
Duygularım üzerinden yazıyor olsaydım, inanın şöyle başlardım:
"Atatürk Türkiyesi'ni savunanların üslubu bu ise düşmana ne hacet?!"
Gördüklerinin yarısına duyduklarının hiçbirine.
"Çanakkale" demek "Mustafa Kemal" demektir.
Aynı zamanda "Komutanlık, cesaret, ölümüne vatan aşkı ve milli direniş için umut, düşman için bozgun" demektir.
I. Cihan Harbi’nde, Almanlar’ın Enver Paşa üzerinden oynadıkları tüm savaş oyunları geri tepmiştir.
Sarıkamış’ta tek kurşun atmadan donan askerlerimiz, cepheden cepheye koşturularak zamansız yorulan Osmanlı Ordusu ve Almanlar’ın denetiminde kurulan Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kuşçubaşı Eşref’inin "Şerif Hüseyin'in öldürülmesi" ile ilgili "inisiyatif" kullanmaktaki tereddütü kaçınılmaz sonu hazırlamıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1nda_Osmanl%C4%B1_Cepheleri
Bunların hepsi Almanlar’ın "planlama"daki hatalarının ve/veya renk körlüklerinin neticesinde yaşanan başarısızlıklardır!
Hasılı:
Yönlendirilen devlet iseniz, sizi yönlendiren devletin çıkarları ve/veya riski kadar varsınız, zaafları kadar güçlüsünüz!
Hiçbir İngiliz, Alman ya da bir başka güç, kendi varlığını riziko edecek operasyonların altına imza atmaz.
Netice:
Bugün'ün hikayesi geçmişte yazıldı?!
19 Mayıs 1919, basit bir tarih değildir.
Sadece "Türk Milleti" için değil, "İnsanlık" için atılmış büyük bir adımdır.
O adım'ın ardından, 23 Nisan 1920 tarih'i geldi.
"Laik" Dünya'nın çivi'si 29 Ekim 1923'te Anadolu'da çakıldı.
2023 Bahar’ı bağlamında, küresel aksta ortak çıkar:
Yeniden Atatürk!
Yeniden Laik Türkiye!
Yeniden Çağdaş Türkiye!

Ezcümle:
Atatürk’ün "Gençliğe Hitabesi" bir "duvar süsü" değil, "Erken Uyarı Sistemi"dir!
Gazi’nin altını çizdiği gibi, hiç kimse bu vatanı bizim kadar sevemez ve bizim kadar ölümüne savunamaz!
Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.