Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

NEO 30 AĞUSTOS RUHU?!

Bu ülkeyi, 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, 
3 Kasım 2002'de yönetmeye talip olanlar, 
Seçilip, 18 yıl'dır yönetenler, 
Bu ülkenin "Milli Bayramları"nı, 
Tam 13 kez, 
Çeşitli sudan sebepler ve gülünç mazeretler'le "iptal" ettiler!? 
 
"Kudretsiz Beyinler, 
Zayıf Gözler
Gerçeği Kolaylıkla Göremezler.
O Gibiler,
Büyük Türk Milleti’nin
Yüksek Seviyesine Nazaran
Geri Adamlardır.
Fakat Zaman
Bütün Gerçekleri,
En Geri Olanlara Dahi
Anlatacaktır…"

Mustafa Kemal Atatürk

"Fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o şiir bir daha yazılamaz.
Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."

Vatan şairi Mehmet Akif Ersoy 
 
"Bilelim ki, kazandığımız başarı ulusun kuvvetlerini birleştirmesinden ileri gelmiştir.
Aynı başarıları ileride de kazanmak istiyorsak, aynı temele dayanalım ve aynı yolda yürüyelim."
Mustafa Kemal ATATÜRK, 1923 

Bugün; 30 Ağustos!
Turkuvaz Devrim rejimi savunucuları & Cemaatler & Tarikatlar ve tüm "yandaşları" için yine hatırlamak istemeyecekleri özel bir gün!
Çünkü, uşaklık ettikleri adresleri atalarımızın yendiği, milli mücadeleyi kazandığımız özel bir gün, bugün!

Demem o ki:
30 Ağustos geçsin, ihanetin gül'ü bu zihniyetin hastaları hızla iyileşir!
Karın, kulak ağrısı 
vb tüm hastalıkları geçer.

Demem şu ki:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı olan her unsur azıttı ise, bu kula kulluk eden zihniyete baka baka azıttı!
Bu soykalar ile iş tuta tuta azıttı.

Sözün özü:
"İdam cezası" geri gelecek!
Neo İstiklal Mahkemeleri "çağın ruhu"na uygun olarak yeniden ihdas edilecek.
Tüm hainler darağacında poz verecek!

Netice:
"Neo 30 Ağustos ruhu" bunu gerektiriyor.
Akacak kan damarda durmaz.
Zorlamak yersiz, gereksiz!

Ezcümle:
Her faninin anladığı bir dil var, şimdi onların anladığı dilden konuşma zamanı! 
 
Nitekim...
BOP'eşbaşı FETÖ'nün mecburiyetleri, Türk Milleti'nin mecburiyetleri yapılmak isteniyor. 
 
Cemaatler'e oy vermiş, yeni CHP, yeni MHP'yi kucaklamış, yüksek demokrasi adına BDP & PKK'yı bağrına basmış, TBMM'de kucak açmış, vatana sadakatle bağlı komutanları Silivri'ye tıkmış, yeni anayasa üzerinden vatanı parçalamaya hazırlanan bir güruhun günahlarına ortak olmak isteyen var ise buyursun olsun.

Hal böyleyken...
Yüce Divan da, Divan-ı Harb de kalabalık olacak.
Neo İstiklal Mahkemeleri yeniden ihdas olacak.

Tüm hazcı hainler, darağacında Atatürk Türkiyesi'ne selam duracak!
Kefenleri de "Burberry" markalı olacak.

Demem o ki:
Ülkemizde yaşanan hiçbir ihanet tesadüfi değildir!?

Ve..
Son olarak...
Buralara nasıl geldik?!

Zahide Uçar anlatıyor:
"AKP, TOKİ’yi devlet içinde devlet yaptı.
TOKİ yasalarla dokunulmaz hale getirildi.
İstediği yere istediği binaları yaptı.
Devlet içinde devlet olan TOKİ, okul yapmadı?!
Yurt yapmadı.
Çünkü AKP politikası, eğitimi piyasalaştırmak, devlet kontrolünden çıkarmak istiyordu.
Türkiye’de okul ve yurt açanların yüzde 90’ı tarikat ve cemaatlerdir.
Bu tarikat ve cemaatler TC Devleti ve Atatürk ile sorunludur.
Şeyhler ve Cemaat önderleri, tarikatların kapatılmasının nedenini; "din düşmanlığı" olarak yorumlarlar.
Yani, yalan söylerler.
Oysa, tekke ve zaviyelerin kapatılış nedeni (30 Kasım 1925); Şeyhlerin ezici çoğunluğunun, Kurtuluş Savaşı ve öncesinde, itilaf devletleri ile işbirliği yapması ve ihanet odağı haline gelmesidir.
Tarikatlar din öğrettikleri için değil, milletin dinini, millete karşı, "vurucu silah" olarak kullandıkları için kapatılmıştır.
AKP bilerek ve isteyerek yurt yapmadı.
İmkanı olmayan vatandaşlar, çocuklarını tarikat ve cemaat yurtlarına vermeye mecbur kaldı.
Tarikat ve cemaatlere ait yurt ve okulların denetimlerini de bir anlamda engellediler."

Hülasa:
Süleymancılar adını, Süleyman Hilmi Tunahan’ın adından alır.
Süleyman Hilmi Tunahan, Nakşi şeyhidir.
1959 yılında vefat ettiğinde, yerine kimseyi bırakmamıştır.
Tarikat anlayışına göre velayet bitmiştir.
O tarihten sonra Süleymancılık cemaate dönüşmüştür.

Süleymancılık, Antalya bölgesinde çok etkilidir.
Antalya’da Süleymancıların desteğini almayan siyasetçi seçim kazanamaz.
Yani?!
Süleymancılar, seçim dönemlerinde siyasi partilerle pazarlık eder, oylarını paraya dönüştürür.
Başka?!
Bunlar kendileri en iyi okullarda, AB-D’de okurlar.
Çocuklarını okuturlar.

Müritleri'ne de; "çocuklarınızı okutmayın" derler.

Hasılı:
ABD adına etki ajanlığı yapan "bir ABD ajanı" itirafında şöyle diyordu:
"Bütün Anadolu’yu gezip, Köy Enstitüleri aleyhinde anti propaganda yaptık.
Çünkü, 2000 yıllarına gelindiğinde, Türkiye’nin genç nüfusu büyüyecek.
Köy enstitüleri dursaydı, bu gençliğin alacağı eğitim, ülkemizin çıkarları açısından tehlikeli olurdu."

Nüans?!
Türk Milleti, cehaleti öğütleyen, Türklerin din anlayışı olan maturidiliğe karşı "Ilımlı İslamı", yani, selefiliği savunan, Atatürk düşmanlığı yapan kim varsa, o kişi veya oluşumlara şüphe ile bakmalıdır!?
Çünkü, bir devlet veya devletler adına etki ajanlığı görevi yapma olasılığı çok yüksektir.
Ve Süleymancı yurtlarında Atatürk düşmanlığı aşılanır.
Yani?!
Süleymancılar, Atatürk’ü asla sevmez.

Demem o ki:
Siyonist Yahudilerin; "Türkiye’de 72 tarikatı biz kurduk" (Ramazan Kaan Kurdoğlu) itirafı, önemsenmelidir.
Tarikatların içine sokulmuş, Yahudi mistizmine ait Kabala öğretileri iyi incelenmelidir.

Demem şu ki:
Tarikatler ve cemaatler, müritlerini dünya vatandaşı yapar.
Kimliğini unutturur.


Demem o deme değil şu deme:
Direncini ve milli değerlerini kaybetmiş, uyuşmuş yığınlar oluşturan tarikat ve cemaatler, Emperyalist devletlere kullanışlı eleman yetiştirir.
Tarikat ve cemaatlerin Atatürk düşmanlığı çok iyi irdelenmelidir.

Ezcümle:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk demek, Kurtuluş Savaşı demektir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk demek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti demektir.


Kurtuluş Savaşı’na, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne düşmanız diyemeyenler, düşmanlıklarını Atatürk’ün kimliği üzerinden sürdürüyor.
Yani?!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk değersizleştirilirse, meşruluğu tartışmaya açılabilirse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de meşruiyeti tartışılır.

Sahi, ABD, Lozan Anlaşması’yla çizilen Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızı kabul etmemişti, değil mi?!

Ülkemizde yaşanan hiçbir ihanet tesadüfi değildir.
İhanet odaklarının ambalajını kazımak elzem!

Çünkü, altından her daim mutlaka emperyalist devletlerinin mührü çıkar!?

Nitekim...
1960 yıllarında İngiliz Tarihçi Toybee’in tavsiyesi şu:
"Türk Müslümanlığı olan Maturidilik, bilimle barışıktır.
Ve Türkler her an Atatürk gibi bir asi çıkarma potansiyeline sahiptir.
Önlemi şimdiden alınmalıdır."

Nüans?!
2010 yılında Pentagon raporlarında şöyle yazıyordu:
"Türkiye’de Müslümanlık, bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır."

Bunları bilmeden, tarikatların görevini ve Atatürk düşmanlığının nedenini anlayamayız?! 
 
Süleymancılar; FETÖ sonrası, sadece yurt değil, okul da yapmaya soyundular. 
 
Emperyalizm, kullandığı maşayı deşifre ederken, yerine mutlaka yenilerini de ikame etmiştir.
Yani?!
Tarikatlar, bu ülkeye karşı kullanılan "Truva Atları"dır! 
 
Hal böyleyken... 
İçinden geçiyoruz alacakaranlık kuşağı'nın. 
 
Sözün özü: 
Yaklaşık 98 yıl önce Tarih'e not düşülmüş, hakkında tüm dünyada yüzlerce kitap yazılmış, binlerce kitapta konu edilmiş, on binlerce makalede incelenmiş 30 Ağustos Zaferi gibi tarihi bir olayı, kafanıza göre çarpıtamazsınız!? 
 
Ezcümle: 
Zafer Bayramı, 30 Ağustos 1922'de, Dumlupınar'da, Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'u anmak için, her yıl 30 Ağustos günü kutlanan resmi, ulusal bir bayramdır.
Kut'lu olsun!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum