Lübnan’ın Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderme planıyla ilgili neler biliniyor?

Lübnan’ın Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderme planıyla ilgili neler biliniyor?

Dünyada, nüfusuna oranla en fazla mülteciyi barındıran ülke olan Lübnan’da hükümet, hazırladığı yeni planla Suriyeli mültecileri adım adım ülkelerine göndermeyi hedefliyor...

Dünyada, nüfusuna oranla en fazla mülteciyi barındıran ülke olan Lübnan’da hükümet, hazırladığı yeni planla Suriyeli mültecileri adım adım ülkelerine göndermeyi hedefliyor.

Lübnanlı yetkililer, ülkenin, yaşadığı derin ekonomik kriz karşısında büyük bir mülteci nüfusunu artık taşımakta zorlandığını savunuyor.

Çeşitli insan hakları örgütleri ise dönüş için Suriye’de şartların oluşmadığını ve geri gönderme yönteminin insan onuruna uygun olmadığını öne sürerek plana karşı çıkıyor.

BBC Türkçe, planla ilgili bilinenleri ve tartışmaları inceledi.

Lübnan’daki Suriyelilerin durumu ne?

6,7 milyon nüfusa sahip olan Lübnan, kişi başına düşen mülteci sayısı açısından dünyada ilk sırada.

Lübnan hükümetine göre ülkede yaşayan Suriyelilerin sayısı 1,5 milyon.

Öte yandan Lübnan, son dönemde tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor.

Ülkede 2019'da başlayan, Covid-19 salgınıyla birlikte artan, 2020’deki Beyrut Limanı patlaması ile iyice derinleşen ekonomik kriz, devam ediyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre günümüzde Lübnan toplumunun yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nde, Suriyelilerin yaşadığı bir kamp.

Hükümetin planında ne var?

Lübnan’dan Suriye’ye dönmek isteyen mülteciler yıllardır kendi bireysel başvurularıyla bunu yapabiliyor.

Hükümetin yeni planı ise organize ve kitlesel bir dönüş planını içeriyor.

Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin, Temmuz ayında yaptığı bir basın açıklamasında, hükümetin Suriyeli mültecileri düzenli olarak ülkelerine gönderme planını kamuoyuna duyurdu.

Bu açıklamasında Şerafeddin, “Suriyeli mültecilerin, oradaki savaş bittikten sonra ülkelerine dönmemeleri kabul edilemez” dedi ve ekledi: “Suriye devleti bu konuda iş birliği için elini uzattı.”

Bakan, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne de (UNHCR) konuyla ilgili tekliflerde bulunduğunu, bunlardan birinin de Suriye, Lübnan ve UNHCR’dan meydana gelen üçlü bir komite oluşturmak olduğunu söyledi.

Plan, her ay 15 bin Suriyelinin ülkelerine gönderilmesini içeriyor.

Gideceklerin isimlerinin Suriye yönetimine bildirileceği, güvenlik kontrolü ve resmi kayıt işlemlerinin yapılacağı aktarılıyor.

Şerafeddin yine Temmuz ayındaki bir röportajında, “Bu; Lübnan için gerekli olan insani, onurlu, vatansever ve ekonomik bir plandır. Bu planı hayata geçirme konusunda ciddiyiz ve bunu birkaç ay içinde yapmayı düşünüyoruz” dedi.

Lübnan basını, plan kapsamında, dönmek isteyen mültecilerin isimlerin kaydettirebilecekleri 17 ofisin açıldığı bildiriyor.

Ülke basını, ilk konvoyun yola çıkmasının yakın olduğu yönünde haberler yayımlıyor.

Lübnan’da yayın yapan Al-Hurra haber sitesi, Şerafeddin’in kendilerine yaptığı açıklamada, gidecek ilk kafiledeki insanların listesinin hazır olduğunu, bunun Suriye’ye gönderildiğini ve önümüzdeki birkaç hafta içinde yola çıkacaklarını söylediğini belirtti.

BBC Türkçe, planla ilgili Lübnanlı yetkililere görüş talebinde bulundu ancak henüz yanıt alamadı.

2018'de, Jdaidat Yabous sınır kapısı üzerinden, Lübnan'dan Suriye'ye dönen Suriyeli mülteciler.

Birlemiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği plana nasıl bakıyor?

UNHCR, Lübnan’daki tartışmalarda önemli bir yer tutuyor.

Peki kurum, geri dönüş yaklaşımını nasıl değerlendiriyor?

Konuyla ilgili BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan UNHCR Lübnan Sözcüsü Paula Barrachina, Suriye’ye geri dönüş yaklaşımı konusunda şunları söylüyor:

“Suriyeli mültecilerin büyük bir bölümü eninde sonunda Suriye’ye dönmeyi umut etmekle birlikte geri dönüşe dair kararları, farklı faktörlere dayanıyor.

"Mülteciler, Suriye’deki durumla bağlantılı farklı faktörlerin toplamına dair kaygı duymaya devam ediyor. Mevcut durumda UNHCR, mültecilerin Suriye’ye büyük boyutlarda gönüllü geri gönderilmesini ne kolaylaştırıyor ne de teşvik ediyor.

“Bununla beraber her yıl binlerce mülteci geri dönüş hakkını uyguluyor. Bazıları dönmeden önce UNHCR ile temas kuruyor ve bu durumlarda UNHCR, danışmanlık hizmeti gibi sınırlı destek sağlayabiliyor.

"UNHCR, mültecilerin temel bir insan hakkı olan ülkelerine, kendi seçtikleri bir zamanda, özgürce ve gönüllü olarak dönmeleri hakkına saygı gösterme çağrısı yapıyor.”

Hükümetin planıyla ilgili UNHCR’ın tavrını sorduğumuzda ise Barrachina, “UNHCR, mültecilerin muhtemel zulüm tehlikesi ile karşılaşacakları ülkelere geri gönderilmemesi ilkesi ile dönüşlerin gönüllü, güvenli ve haysiyetli doğasını muhafaza etmek doğrultusunda ihtiyaçları desteklemeye devam edecektir” cevabını veriyor.

“Lübnan hükümetinin şimdilik Suriyeli mültecilerin dönüşüyle ilgili bir planı UNHCR ile paylaşmadığını” belirten Barrachina, “hükümetle, yapıcı iş birliği ve diyaloğu sürdüreceklerini” söylüyor.

Lübnan'daki bir UNHCR kayıt merkezi.

İnsan hakları örgütleri neden karşı çıkıyor?

Uluslararası insan hakları örgütleri ise planı eleştiriyor.

Bunun en önemli gerekçelerinden biri, Suriye’deki şartların dönüş için uygun olmadığını savunmaları.

BBC Türkçe’ye konuşan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Lübnan araştırmacısı Reina Wehbi, “Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması, Suriye yönetiminin bireylere yönelik çeşitli ve büyük insan hakları ihlallerinde bulunmaya devam etmesi nedeniyle, mültecilerin dönüşünün güvenli olmadığını gösteriyor” diyor.

Wehbi, “Vatana ihanet, muhaliflik veya ‘terörizm’ algıları, güvenlik güçlerinin suçlamalarını körüklüyor ve sonra da dönenlere işkence ve diğer kötü muameleleri uyguluyorlar. Bunlar arasında cinsel istismar ve tecavüz, hukuk dışı ve keyfi tutuklama ve zorla kaybetme de var” diye devam ediyor.

Wehbi’ye göre bunlar göz önünde tutulduğunda geri gönderme uluslararası hukuka aykırı:

“Döneceklerinde tutuklanma riski bulunması nedeniyle Uluslararası Af Örgütü, bu zaman diliminde Suriye’ye herhangi bir dönüşün, 1951 Cenevre Sözleşmesi'nin 33. maddesinde (Mülteci ve sığınmacıların zulüm tehlikesinin olduğu yerlere geri gönderilmesi yasaklanır) bahsedilen geri göndermeme zorunluluğunun ihlali anlamına geleceğine inanmaktadır.”

Lübnan hükümeti geri dönüşlerde “zorlama” olmadığını savunuyor.

Wehbi ise bu konuda ise “Lübnan hükümeti, fiziksel olarak mültecileri isimlerini kaydettirmeye veya sınıra giden otobüslere binmeye zorlamıyor. Bununla birlikte, Lübnan’daki çok kötü şartlar, özellikle de geçerli oturum vizesi almak ve temel hizmetlere erişimde insanların önüne çıkan bariyerler, Suriyeli mültecilerin tam anlamıyla özgür iradelerini gösterme yeterliliklerine dair kaygıları artırıyor” yorumunu yapıyor.

Bölge ülkelerinin Batı’ya yönelik, mülteci krizinin yükünü yeterince paylaşmadıkları yönündeki eleştirileri sorduğumuzda Wehbi, “uluslararası toplumun, mültecileri ağırlayan ülkelerle sorumluluğu paylaşması gerektiğini” söylüyor.

Suriye askerleri

BBC Türkçe’ye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch - HRW) Lübnan araştırmacısı Nadia Hardman da planın mülteciler açısından çok kaygı verici olduğunu söylüyor:

“Lübnan, kesinlikle çok insanı ağırlıyor. Avrupa, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini dışarı yaptırmak istedi. Bunu unutmamamız lazım.

"Diğer yandan Lübnan çok büyük bir ekonomik krizden geçiyor ve mülteciler günah keçisi olarak görülebiliyor. Lübnan bir taraftan da Suriyelilerle ilgili olarak, on yıllardır Lübnan’da yaşayan Filistinliler’inkine benzer şekilde, uzun süreli bir durumla karşı karşıya kalmak istemiyor. Onlara geçici gözüyle bakıyor.

“Buradaki Suriyeliler zaten özgür bir hayat yaşamıyor. Genel olarak yasal bir statüleri yok. Her 10 Suriyeliden biri aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.

"Bir de bunların üstüne bu yeni plan çok kaygı verici. Lübnan’ın ekonomik krizde olduğunu anlıyoruz ancak buna verilecek cevap bu olmamalı.”

Hardman, HRW’nun da Suriye’nin dönüşler için güvenli olmadığını savunduğunu belirtiyor:

“Rejim aynı rejim, güvenlik aygıtı aynı güvenlik aygıtı. Aynı insan hakları ihlalleri devam ediyor. Hiçbir şey değişmiş değil, hesap verebilirlik yok. Geçen yıl yaptığımız bir çalışmada, Suriye’ye dönen mültecilerin nasıl insan hakları ihlalleriyle karşılaştıklarını kayıt altına aldık.”

Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun (Solda) ve Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin (Ortada).

Hükümet eleştirilere ne diyor?

Hükümet yetkilileri ise insan hakları örgütlerinin eleştirilerini haksız buluyor.

Yetkililer, Suriye’de son yıllarda ilan edilen aflarla dönüş için güvenli bir ortam oluştuğu görüşünde .

Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin, Temmuz ayında verdiği bir röportajda; insan hakları örgütlerinin, Suriye’ye dönen mültecilerin hapis ve zorla kaybetme gibi olaylarla karşılaştığı yolundaki raporlarını, “bir korku kampanyası” diyerek eleştirdi.

Bakan, "Suriye hükümetinin eski silahlı muhalifler ve siyasi muhalifler hakkındaki suçlamaları düşürmeyi kabul ettiğini" savundu ve “Suriye devletinin konu güvenlik olduğunda dahi birçok dönüşle ilgili meseleleri kolaylaştırmasına şaşırdım. Silah taşımış olanlardan bile feragat ediliyor” dedi.

UNHCR ve mültecilerle ilgili bağış yapan ülkelerin, yardımlarını Suriye’ye yeniden yönlendirme konusundaki isteksizliklerini de eleştiren Şerafeddin, bunun mültecileri dönüşten vazgeçirdiğini savundu.

Şerafeddin, “UNHCR’ın pozisyonu ne olursa olsun plana devam edeceğiz” diyor.

Planın önümüzdeki günlerde hem Lübnan’da hem de bölge ülkelerinde çok daha yoğun bir şekilde tartışılması bekleniyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler