Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

LİNDSAY LOHAN DA GELSİN Mİ NEDİM BEY?

Fetö ile mücâdele deyince akla ilk gelen isimlerdendir, Nedim Şener. Herkes uyurken kitap yazmış; iftirâya uğrayıp hapis yatmıştı. 15 Temmuz gecesi darbecilere, klavyesiyle değil, bedeniyle direnmişti.

Posta gazetesindeyken Nedim Şener ile bir röportaj yapmıştım. Gözünü budaktan sakınmayan, kimseye eyvallâhı olmayan bir Anadolu delikanlısı görmüştüm.

Şimdi Hürriyet’de yazıyor. Hakkıdır, yazsın! En iyi yerlerde yazsın! Fetö ile mücâdelesini tâvizsiz bir şekilde sürdürüyor. Sinsiliklerine, tuzaklarına dikkat çekiyor.

Beri taraftan, 2011’de Şener hapse gönderilirken Taraf’ta alkış tutan bâzı yazarlar, son zamanlarda onun yazılarına atıf yapıyorlar. 15 Temmuz’un sembol ismi Nedim Şenerle kanka görüntüsü son derece akıllıca değil mi?

Şener’e, “15 Temmuz gecesi ortada görünmeyenler, niçin ‘dışarı çıktım’ yalanı söylüyorlar?” diye sormuştum. “Hikâyesiz olmak zordur.” demişti. Evet, o gecenin hikâyesizleri, şimdi o gece hikâyesi olanın üzerinden hikâye yazma peşindeler.

Şener’in, şehidlere hakâret edip PKK güzellemesi, hocaefendi tapınması yapanlarla aynı yerde olacağına asla ve kat’a ihtimâl vermem. Şehidlerimize muhabbetine kefilim. Nitekim adını referans gösterenlere hiçbir zaman atıf yapmıyor. O, hakikati yazıyor; kimin alıntı yapacağıyla ilgilenmiyor.

İşte bu nokta, çok tehlikeli. Oyun bozulmasa da sırıtıyor. Sırıtmaması, tutması lâzım. İktidara yakın medyada köşesini korumak, uçağa binmek ve ekrana çıkmak isteyenlerin, satır aralarına, Nietzsche’den bahseder gibi “Filancanın da  dediği gibi” ifâdesini sıkıştırdıları bir zamanda, mezkûr filozofu(!) muhâtab almamanın bir bedeli olur.

Neyse.. Esas yazmak istediğim başka.

Şener, dünki yazısında “Belki birçok kişi hatırlamıyor ama ben unutamıyorum.” diyerek Angelina Jolie’yi, Yunanistan sınırına çağırdı. Unutamadığı şey, Jolie’nin BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin özel elçisi olarak ülkemizdeki sığınmacıların kamplarını ziyâret etmesi. Jolie’nin ziyâretlerini târih sırasıyla hatırlatan Şener, şöyle sordu:

“Angelina Jolie, durumdan haberdar mı, neden bu olaya el koymuyor, Avrupa ülkelerine kapılarını açmalarını söylemiyor, Türkiye’nin misâfirperverliğini örnek göstermiyor?”

Ben de bir şey sormak istiyorum.

Lindsay Lohan, Angelina Jolie’den sonra gelmişti. Hem de ne geliş! Başörtüsüyle poz vermiş; Külliye’de bile ağırlanmıştı. Hattâ onu getirip kamp kamp dolaştıran başörtülü yazar, “Lindsay kadar olamadınız!” diyerek, bu sapık Amerikalının merhametini, hepimize örnek göstermişti.

Demem o ki Jolie’yi unutamayan Nedim Şener’in, Lindsay Lohan’ı bilmemesi imkânsız. Jolie’yi Yunanistan sınırına çağırıyorsa Lohan’ı da çağırması lâzım değil mi?

Değil işte!

Onu çağırırsa ucu, bir yerlere dokunur. Bu ülkede bâzı şeylere direnmenin, 15 Temmuz’da sokağa çıkıp darbecilere direnmekten daha zor olduğunu, çok iyi biliyorum.

......

BARIŞ TERKOĞLU

Barış Terkoğlu, Odatv’de yapılan bir haber sebebiyle tutuklandı. Fikirlerimiz, siyâsî görüşümüz farklı olsa da Terkoğlu’nun yazılarını tâkip ediyorum. Bir zamanların fetöseveri, şimdinin fetösavarı yazarların peşini hiç bırakmadı. Okudukça, “Ah be çocuk! Bunu, sana ödetirler!“ derdim hep.

Garip olan şu ki 2011’de Terkoğlu ile aynı kaderi paylaşan yazarlardan twit bile atmayanlar var. Eh onlar da biliyorlar, sebebin bu yazılar olduğunu.

Kayahan, bir şarkısında ne diyordu?

“Bu kalleşlik belki bana yakışmıyor ama

Sarı saçlarından sen suçlusun!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.