Dr. Sevinç Koçak

Dr. Sevinç Koçak

KORUNAN, GÜZEL, İYİ VE ADİL BİR DÜNYA İÇİN…

ABD’de George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesinin ardından çıkan protestolar gösteriyor ki haksızlıklara, ayrımcılığa ve adaletsizliğe hiç ama hiç tahammülü kalmadı dünyanın! Üstelik “gelişme” adı altında binlerce yeni ve teknolojik ve güzel ve yaratıcı birçok şey yapılmış olmasına rağmen, bir an geliyor ki insanın içindeki en ilkel dürtüler ortaya çıkıp umulmadık olaylara sahne olabiliyor. Üstelik tüm dünyaya sıçrayan George Floyd’un öldürülmesinin protesto amaçlı eylemler başka başka haksızlık, ayrımcılık ve adaletsizliklere neden olan olaylar dizisini başlatıyor. Bu bir paradoks değil midir?

George Floyd’un ölümünü protesto için pek çok kişi yaralandı ve öldü, yağmalar, yangınlar, şiddet ve yıkıcılık kol gezdi! “Black LivesMatter” (Siyahların hayatları değerlidir!) sloganı ile birleşen protestolarda, bazı hayatlarda son buldu!

Vicdanımızın bir tarafı Geroge Floyd’a yapılana isyan edip, bütün bu protestoları “yapın, yıkın, siz de yapın” diye desteklerken, bir tarafı da bu tip eylemlerle bir başarıya ulaşılamayacağını fısıldadı kulağımıza…

Bu süreçte binlerce kişi sokaklara dökülerek, ne sosyal mesafe ne yeni normal ne de Covid-19 pandemisini umursadı…

Belki de dünya tarihinde hiç görmediğimiz sahneleri gördük, bu olaylar zincirinde hafızamızda yer eden her bir unsurun mesaj ve algısal bir karşılığı var, göstergebilim kapsamına giren bu algısal karşılıkları incelemenin de gerekli olduğunu düşünüyorum…

Örneğin ABD polislerinin göstericiler karşısında diz çökmesi, beden diline dair bir hareketin ne çok şey ifade ettiğini gösterdi bize! Polislerin yalnızca diz çökerek, özür, pişmanlık, aciziyet, olaylara bir son vermek ricası, üzüntü ve haksız olduklarının kabulü mesajlarını verdi. Polisler günlerce konuşsalar, beyanatlar verseler bu kadar etkili bir mesaj-algı bütünü yaratamazlardı!

New York Belediye Başkanının kızı protestolara katıldı ve üstelik gözaltına alındı. Bu ABD’de çok önemli pozisyondaki devlet yetkilisi bir kişinin ailesinden birisinin de haksızlıklara, adaletsizliğe ve ayrımcılığa katlanamayarak düşüncelerinin inandıklarının peşinden gitmesinin bir göstergesiydi. Makam ve mevkiinin yeri geldiğinde evrensel değerler için riske atılabileceğinin dayanılmaz hafifliğinin sergilenmesiydi…

ABD Başkanı Donald Trump’ın elinde Amerikan ordusuna ait Panzerlerin korumasındaki bir yoldan yürüyerek Lafayette Parkını geçip elinde üzerinde “Tanrı Sevgidir” yazan İncil ile kilise önünde poz vermesinin her bir karesi bir mesaj ve algı özelliği taşımaktadır. Dini değerler etrafında birleşme çağrısını “sevgi” ile bütünleştirecek bir görsellikle, korunmak için askeri araçlarla çerçevelenmiş bir yoldaki tek başına bir Başkan’ın yürüyüşünün fotoğrafik etkisinin yanı sıra, algısal etkilerine dair o kadar çok şey söylenebilir ki… Hristiyan halkın bilinç altında “Hz. İsa’nın yürüyüşü”nün bir dramatizasyonundan tutun, Trump’ın dini değerleri ele alışı ile bir başkan olarak olayları dindirmek için çaresizliğini vurgulamasına kadar pek çok mesaj-algı göstergesi unsurları vardı bu yürüyüşte…

CNN (US) haber ajansı ve haber kanalı, bazı görüntülerin tamamını ekranlara vermeyerek algı operasyonu yaptı. Bu ilk değildi üstelik daha önce Orta Doğudaki birçok savaş görüntüsünde CNN bunu yapmıştı. Ancak, bu kez sosyal medya ile görüntülerin gerçeği yayınlandığında Tüm “siyah” insanların birleştiği bir ayrımcılığa son verilmesi mesajlarıyla küresel bir kriz ve adalet arayışına dönüşen olaylar zincirinde ana tema olarak suçlu-suçsuz olmasının hiçbir önemi olmadığı, insan hayatının rengine ya da yaptığına bakılmaksızın değerli ve önemli olduğunun altını çizen protestoların “Black LivesMatter” (Siyahların hayatları değerlidir!) sloganıise başlı başına ileride belli bir felsefe ve aktivizm hareketinin gelenekselleşmiş sloganı olması kaçınılmaz gibi görünmektedir!..

“Nefes alamıyorum!” yazan yazılar eşliğinde yüzlerce kişinin yere yatarak gerçekleştirdiği sessiz protestonun görüntüleri de yazılı ve yazısız, görsel ve bedensel mesajlarla dünyaya “insanın aman dilemesine kulak verilmesi gerektiği” vicdani sorumluluğunun hatırlatılmasına yönelik çok önemli bir sembolü niteliğindeydi.

ABD halkı da isyan etti ve CNN’i protesto etti! “Bari bize yapma” şeklinde de değerlendirilebilecek bu tutum karşısında CNN’in bir haber kanalı olarak tarafsızlığına bir gölge daha düşmekle beraber ABD halkının bunu algılamış olmasının önemi de bence aydınlatıcıdır…

Biz, yani insanlar hiçbir iletişim unsurunu tek tek algılamıyoruz. Bir bütün olarak algılıyoruz. Tıpkı tek tek notaların birleşerek bir harmoni oluşturması ve müziği bir bütün olarak algılamamız gibi… O nedenle en etkili, insanları derinden etkileyen algılar, görsel, yazılı, renkli, renksiz, davranış, jest ve mimik ile seslerden oluşan bütünsel toplam bir algı olarak yerleşiyor bilinç altımıza ve bilincimize… Ülkeler, siyasi kişilikler, aktivistler, firmalar, Sivil Toplum Kuruluşları, markalar, sanatçılar ve daha pek çok birim,toplumsal ve küresel hafızada bir algı oluşturma amacındalar… Yeter ki bunu gerçekleştirirken, etik, evrensel değerler çerçevesinde ve tüm dünyanın yararı ve iyiliği için yapsınlar! Yapılan her bir iletişim, eylem, konuşma, yazı, mesaj ve iletişim unsuru korunan, güzel, iyi ve adil bir dünya için olsun…

Her şey bir bütün, geldiğimiz noktada, Dünya bir bütün ve iletişim de bir bütün.… Tüm gerçekleştirdiklerimiz ve dileklerimizde bütünün iyiliği için olsun!

Gündemden dikkatimi çekenler

  • Covid-19 Pandemi döneminde yaratıcı ve yenilikçi buluşlar gündeme gelmeye devam ediyor. Batman’da özel bir kolejin Elektronik Bölümü öğretmenleri sosyal mesafeyi korumak üzere uyarı veren “mesafe metre” cihazı geliştirdi. İki kişi arasındaki mesafe bir metrenin altına düşünce sesli, ışıklı, titreşimli olarak uyarı veren cihaz için özel sektörden siparişler gelmeye başlamış bile… Ayrıca bir başka kuruluş da aynı amaçla mesafe ölçen bileklik geliştirmiş. Bu ve benzeri buluşların “Yeni Normal” süreçte hayatı kolaylaştıran buluşlar olduğu bir gerçek… Yalnızca herkesin bu yeni buluşları alıp kullanmasını temenni ediyoruz…
  • Covid-19 Pandemi dönemi dünyada pek çok yeniliğin zeminin hazırlarken ilginç uygulamalar da sahne oluyor. Hindistan’da bir firma, maskelere kişinin kendi yüzünün bir kısmını aktararak, maske taktığında da kişinin yüz görüntüsünün tamamlanmasını sağlayan bir uygulama gerçekleştirmiş. En çok ilgi çeken kişinin kendi yüzünün baskısının olduğu maskeler olmakla birlikte, daha pek çok figür ve görsel bu maskelere uygulanabiliyor. Hindistan’da böyle bir girişimin gerçekleşmesini de oldukça sevimli ve yaratıcı bulduğumu söylemek isterim…
  • ABD’de George Flloyd’un bir polis tarafından boğazına basılarak boğulması sebebiyle ölümünün başlattığı protestolar esnasında, ırkçılığa karşı söylemler geliştirmek isteyen markaların da farklı uygulamalarını gördük. Nike’ın “Let’sall be part of thechange” (Haydi hepimiz değişimin bir parçası olalım) diyerek 30 Mayıs 2020 tarihinde #UntilWeAllWintagi altında paylaştığı videoyu Adidas markası retweet yaptı! Dünya devi iki markanın ortak bir duruş sergilemesinin pozitif ve güçlü bir örneğini gördüğümüz bu paylaşım her iki markanın takipçileri tarafından milyonlarca kez retweet edildi ve beğenildi. Bazı kesimlerce bu iki markanın tweet paylaşımı eleştirilse de sosyal medyanın gücü açısından çok önemli bir örnekti.!
  • NirajGera, Hindistan’lı bir fotoğrafçı, sosyal aktivist ve Art of LivingFoundation’daçalışan bir sanatçı. Geçtiğimiz hafta BBC’de yer alan bir haberle tüm dünya bilgi sahibi oldu ki, NirajGera, Hindistan’da cinsiyet ayrımcılığının en derinden hissedildiği bir konu olan kız çocuklarının “hijyenik ped”e erişememesi nedeniyle  sosyal hayattan ve eğitimden uzaklaşmasına dikkat çeken müthiş bir sosyal medya kampanyasına imza attı!. Kadınların period döneminin bir tabu olarak kabul edildiği Hindistan’da “Let’s talk Periods” sloganı ile bir dizi çok etkileyici fotoğraf çalışması yapan ve bunları paylaşan Gera’nın bu kampanyasına ait fotoğraflara https://www.bbc.com/news/world-asia-india-52830427 adresinden ulaşmak mümkün! Hindistan’da 2018 yılından bu yana aynı konuda yapılan aktivist kampanyalarla hijyenik ürünlerde %12 vergi indirimi yapılması sağlandı.  Ülkemizde de benzer sorun nedeniyle binlerce kız çocuğunun eğitimden uzaklaştığını düşündüğümüzde yapılan farkındalık çalışmasının önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.NirajGera’nın dediği gibi “konuşmak bir dönüşümü başlatmak için yapılacak tek şey ve şimdi bunun tam zamanı!”.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.