KAYBOLAN ÇOCUKLARA NE OLUYOR ?

Türkiye her zaman tartışacak bir konu  buluyor.

Birileri günden belirliyor  ve onu tartışıyorlar.

Bu  arada yaşananlar yitip gidiyor.

Zenginin evi yanmadıkça yangın haber yapılmıyor.

 Herkes için çok çok önemli olması gereken başka bir konu var:

Çocuklarımız:-Hani şu, diş buğdayında sevinip evlenirken ağladığımız çocuklarımız.

Umutlarımız, canlarımız, yarınlarımız. Sevmeye doyamadığımız, öpmeye kıyamadığımız..

Hepsi birer insan fidanı olan çocuklarımız.

O çocuklara, o güzel yavrulara, o yarınlara neler olduğundan bilgisi bulunan kaç kişi var?

Çocuklarımız  kayboluyorlar… İşte size bazı rakamlar:

 TÜİK verilerine dayanılarak hazırlanan  rapora göre 2017 yılında hakkında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan ve güvenlik birimleri/vatandaş tarafından bulunarak güvenlik birimlerine getirilen yani kaybolan çocuk sayısı 11 bin 563 olarak açıklandı.

TÜİK’in 81 ilde yaptığı araştırmaya göre,

2008'de 4 Bin 517,

2009'da 5 Bin 81,

2010'da 8 Bin 81,

2011'de 10 Bin 67,

2012 yılında 12 Bin 474,

2013 yılında 16 Bin 218,

2014 yılında 18 Bin 696,

2015 yılında 17 Bin 706,

2016 yılında 11 Bin 691

2017 yılında 11 bin 563

2018  yılında 11 bin (tahmini)

2019 yılında 11.400  (tahmini)çocuk kaybolmuştur.

2020 yılında 11.000  (tahmini) çocuk kaybolmuştur

Yani son12 yılda kaybolan çocuk sayısı 150 bin gibi korkunç bir sayıya ulaşmıştır.

TÜİK’in 2017 verilerine göre; kayıp 11 bin 563 çocuğun 5 bin 756’sını kız çocukları  ve

 5 bin 807’sini erkek çocuklar oluşturuyor.

11 yaş ve altı kayıp kız çocuğu sayısı 216 iken, 15-17 yaş arası kız çocuğu sayısı ise 4 bin 121 olmuştur. Yani kayıp 5 bin 756 kız çocuğunun yüzde 72’sini 15 – 17 yaş aralığındaki kız çocukları oluşturmuştur.

Bu nasıl korkunç bir manzaradır? Bu nasıl bir aymazlıktır?

 Bu nasıl bir duyarsızlıktır? Hayvanları da mı örnek almıyoruz?

Bu nasıl bir toplumdur ki,  son 12 yılda 150 bin çocuk kayboluyor ama oruç tutmayanı döven soysuzlar, başa bağlanan bir çaput için yeri göğü inletenler kaybolan çocuklar için çıt çıkarmıyorlar.

Kaybolan çocukların bir kısmını onlar kaçırıyor olabilirler mi?

Yılda ortalama 11 bin çocuk kayboluyor. Kimler var bu işin içinde?

Beyaz kadın kaçakçıları mı? İnsan tacirlerimi yoksa organ mafyası mı?

Son dört yılda ise kayıp çocuk sayıları açıklanmıyor.

Kayıp çocukların  sayısının  açıklanmaması çok ürkütücü bir durumdur..

Ne oluyor kaybolan çocuklara? Bu işin siyaseti, partisi olamaz.

Bu kadar çok çocuğun kaybolmasına rastlantı  diyemeyiz.

Birileri bu konuyu araştırmalı ve gerçeği bulmalıdır.

Kimdir bu birileri? Kimler bu korkunç gidişe dur demeyi deneyecek ?

İktidarı döneminde 150 bin çocuğun kaybolduğu bir parti  bunun hesabını vermelidir.

Türkiye’ye paralel olarak Avrupa ülkelerinde de durum korkunçtur.

Avrupa Birliği ülkelerinde her iki dakikada bir çocuğun, her yıl 250 bin çocuğun kaybolduğu açıklandı. Missing Children Europe (Avrupa’nın Kayıp Çocukları) tarafından yapılan açıklamada, kayıp sayısının bu kadar yüksek olmasına rağmen, Avrupa’da farklı veri toplama metotlarının bulunması sebebiyle bu çocukların niçin kayboldukları, kaybolduklarında başlarına neler geldiği konusunda kapsamlı bilginin toplanmasının zor olduğu belirtildi.

Bu çocuklara neler oluyor?

Geçen yıllarda  kadının biri Amerika'da bir televizyon kanalında röportaj esnasında dedi ki; Gençliğimi, güzelliğimi, zindeliğimi bu ilaca borçluyum.

Bu beni ilgilendirmez.

Beni ilgilendiren bu ilacın çocuk derisinden yapılması. .

Şaşırtıcı ve ürkütücü bir durum değil mi?

Ortalık çalkalanınca  o  hanımın avukatı açıklama yapıyor. Efendim diyor deri dediysek bu çük, yani pipi, çocuk pipisi. Adamlar o kesilen yarısından bakın neler yapmışlar. 

Ama sonra düşünmüşler, taşınmışlar kadınlara güzellik, erkeklere cinsel güç fazlalığı veren bir dozu 30 bin dolar olan bu ilacın sadece bir ülkenin  çocuklarının pipilerinin yarısıyla olmayacağını anlamışlar.

İşte burada yitip giden çocukların sırrı aralanıyor.

İşte size küçük ama tüyler ürperten bir açıklama:

 Adrenochrome genelde 0-9 yaş aralığındaki çocuklardan elde edilir ve kalitesi kurban edilen insanın yaşı ve ölüm anında salgıladığı adrenalin miktarına bağlıdır. Bu nedenle  en kaliteli 

Adrenochrome, 9 yaş altı çocukların işkenceye ve korkuya sokulması sonucu elde edildiği söyleniyor.

Küçük bir çocuk  yetişkinden daha saf olduğu için hissedeceği korkunun farkı, salgılanan adrenalinin kalitesini belirliyor.

 Bu kimyasal nasıl elde ediliyor?

Potansiyel kurban işkence yöntemine maruz kalıyor ve ölüm süresi mümkün olduğunca uzatılıyor, bu sayede vücudun salgıladığı Adrenochrome miktarı çoğalıyor ve kurban öldürüldükten sonra boynun arka kısmından şırınga yardımıyla kimyasal emiliyor.

Bu neden araştırılmaz.

Bu alçaklığı yapanlar çok mu güçlü yoksa bu işten parasal yarar sağlayanlar üst düzeylerde görevliler mi?

Kayıp çocukların sayısına bakıldığında  bu açıklama çok mantıklı geliyor.

Çözüm ne olabilir?

Kullanılan bu güzellik ilaçlarına el konur ve içinde neler olduğu saptanır.

Ondan sonra da çok kısas zamanda çözüme ulaşılır.

Çocukları kaçıranlar çok dikkatli konunun büyümemesi için hep yoksul ailelerin çocukları seçiliyor.

Bu olayı doğrulayan bir haber de ABD’den.

Amerika'da her yıl çok sayıda siyahi çocuk kayboluyor. Aileler, ekonomik durumları yetersiz olduğu için kaçırılan çocuklarının peşine düşüp davaları takip edemiyorlar. Hatta çoğu aile durumu polise dahi bildirmiyor. Sadece 2019 yılında ABD'de 421 bin 394 çocuk kayboldu.

Ve  dünya suskunluk içinde.

Bense haykırıyorum. Yeter bu alçaklık. Birileri bunu önlesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.