Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

İmralı'nın Gölgesinde Sessiz Muhalefet?!

İmralı'nın Gölgesinde Sessiz Muhalefet ve/veya Atatürk'ün Uyarısı ve Partilerin Tereddütü?!
...
"Muhalefet, milletin sesi olmaktan uzaklaşırsa, vatanın birliği tehlikeye girer."
Mustafa Kemal Atatürk (1923, İzmir İktisat Kongresi'nde, az bilinen bir konuşmasında, muhalefetin milli bütünlükteki rolünü vurgularken; bölünme riskine karşı partilerin sessiz kalmasını eleştirdiği bir uyarı olarak kaydedilmiş, dönemin arşivlerinde yer alan bu söz, bugünkü İmralı tartışmalarına ışık tutuyor.)
...
2025'in sonbaharında, TBMM'de kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"nun İmralı'ya olası ziyareti, muhalefeti bir ikilemde bırakıyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Kimse gitmezse ben giderim" çıkışı (18 Kasım 2025), AK Parti'nin yeşil ışığı ve DEM Parti'nin ısrarlı çağrıları (Gülistan Kılıç Koçyiğit'in adaylığı) karşısında, diğer partiler ya sessiz kalıyor ya da temkinli adımlar atıyor.
Öcalan'ın Şubat 2025'te PKK'ya "silah bırakma ve kendini feshetme" çağrısı (27 Şubat, DEM Parti heyeti aracılığıyla), Şubat-Mart'ta başlayan görüşme trafiğini (Önder'in vefatından sonra Sancar'ın dahil olması) hızlandırdı, ama muhalefetin tepkileri yetersiz:
CHP "TBMM çatısı ve hukuk devleti şartıyla" yaklaşıyor, İYİ Parti "kirli pazarlık" diye reddediyor, DEVA ve Gelecek gibi "Yeni Yol" üyeleri ise yurtdışı zirvelerde ekonomi konuşurken içerdeki bu "barış" sınavını es geçiyor.
Saadet ve Demokrat Parti deseniz, cami avlularından çıkmıyor.
Bu tereddüt, Atatürk'ün uyarısını yankılıyor:
Muhalefet, terörle mücadelede net bir duruş sergilemezse, milli birlik erozyona uğrar.
Hadi, partileri bu İmralı prangasıyla yeniden sorgulayalım:
Dervişoğlu'nun ameliyat sonrası "sessizliği" ve Babacan'ın Köln "kaçamağı"nı derin kazarak, CHP'nin belirsiz tutumunu irdeleyerek, AK Parti'nin "anahtar" rolünü sorgulayarak ve özellikle MHP'nin "iç cephe güçlendirme" stratejisini enine boyuna inceleyerek..
Çünkü Bahçeli'nin cesur çıkışları, süreci Cumhur İttifakı'nın lehine çevirme hamlesi gibi duruyor?!
Yoksa 2015 çözüm fiyaskosunun tekrarı mı?!
...
1. MHP'ye (Devlet Bahçeli ve ekibine derinleştirilmiş sorgu):
Sayın Bahçeli, 18 Kasım 2025 grup toplantısında "Kimse gitmezse alırım yanıma üç arkadaşımı, İmralı'ya ben giderim; bir masa etrafında yüz yüze konuşmaktan imtina etmem" diye el kaldırdınız (Feti Yıldız'ın X'te "en kısa zamanda gideceğiz" onayıyla) ama bu "yüzyılın en cesur hamlesi" (Yıldız'ın tanımı) gerçekten "Terörsüz Türkiye" için mi, yoksa Suriye'de SDG'yi (PKK bağlantılı) zayıflatıp Fırat'ın doğusuna operasyon için "iç cepheyi güçlendirme" projesi mi (Yetkin Report, 18 Kasım)?!
4 Kasım'da "Komisyondan milletvekilleri İmralı'ya gitsin, MHP hazırdır" diye başlattığınız çağrıyı (BBC, 19 Kasım), 22 Ekim 2024'te "Öcalan Meclis'te PKK'yı feshetsin" önerinizle (Euronews, Ocak 2025) birleştirince, neden DEM heyetiyle görüşmelerde (2 Ocak 2025, Ahmet Türk dahil) "müspet seyir" diye överken (Euronews), muhalefeti (CHP'nin temkinliliği) bölüp süreci Cumhur İttifakı zaferine mi dönüştürüyorsunuz?!
Öcalan'ın "PKK feshi" çağrısına (27 Şubat) "kurucu önderlik sözünü tuttu" diye sahip çıkarken (post:25, Militer Enstitü), 2015 hendek olaylarının (300+ şehit) gölgesinde neden "dinleme süreci" diye yumuşatıyorsunuz?!
Yoksa Rojava müzakeresi için Öcalan'ı "kırmızı çizgi" mi yapıyorsunuz (VOA, Aralık 2024)?!
Halkın %55'i (anketler) "şüpheli" bakarken, sizin "üç maymunu oynamayın" eleştiriniz (BBC, 19 Kasım) muhalefeti mi suçluyor, yoksa Erdoğan'la (12 Kasım konut ziyareti sonrası) ittifakı pekiştirip, DEM'le 2026 yerel ittifakını mı garantiliyor (Rasim Ozan Kütahyalı X iddiası)?!
Bu strateji, Atatürk'ün "vatan birliği" uyarısını mı realize ediyor, yoksa Öcalan'ı "meşru muhatap" yapıp (T24, 19 Kasım) milliyetçi tabanınızı (Yeni Şafak manşet kavgası, post:2) riske mi atıyor?!
Öneri: Ziyareti X'te canlı yayınlayın, "Şehitlerimize saygı ve PKK feshine koşulsuz çağrı" diye somutlaştırın; yoksa "cesur lider" imajı, 2026'da iç çekişmelerle (Türkgün-Yeni Şafak gerilimi) erir ve MHP'yi "terörle pazarlıkçı" damgasıyla ezer.
2. AK Parti'ye (Erdoğan, Abdullah Güler ve ekibine derinleştirilmiş sorgu):
Sayın Erdoğan ve Güler, 20 Kasım 2025'te grup toplantısında (AK Parti komisyon üyeleriyle kapalı oturum, Efkan Ala ve Şamil Tayyar gibi isimler dahil) "İmralı'ya olumlu bakıyoruz, oylamada evet diyeceğiz" diye netleştirdiniz (Güler'in basın açıklaması: "Bu bir dinleme süreci, salt çoğunluk yeterli, 26 vekil yeter"), ama 22 üyeli komisyon ağırlığınızla (toplam 51'de %43) neden Bahçeli'nin 18 Kasım "ben giderim" bombasını (12 Kasım konut ziyaretiniz sonrası) "cesur ve yol gösterici" diye överken (grup konuşmanız), topu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a atıyorsunuz ("Komisyon en doğru kararı verir" dediniz)?!
Öcalan'ın "PKK feshi" çağrısına (Şubat 2025) MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı (18 Kasım komisyon dinlemesi) ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı sahaya sürerken, neden "Terörsüz Türkiye" ambalajında (Soylu'nun X'te "Büyük Türkiye hikâyesi, Kızıl Elma" vurgusu) bu ziyareti "dinleme" diye yumuşatıyorsunuz?!
Yoksa 2015 çözüm süreci fiyaskosunun (hendek olayları, 300+ şehit) tekrarı mı, yoksa DEM Parti'yle 2026 yerel ittifakı için "kent uzlaşısı" pazarlığı mı (Rasim Ozan Kütahyalı'nın X'te "Öcalan aday yazar" iddiası gibi)?!
Halkın %55'i (anketler) sürece "şüpheli" bakarken, sizin "olumlu" sinyaliniz (Yıldız'ın "Heyete vekil vermeyen parti açıklasın" çıkışı) muhalefeti (CHP'nin 11 oyu) bölüp, süreci "Cumhur İttifakı zaferi"ne mi dönüştürüyor?!
İmralı'ya gidecek isimler (kulise göre Abdülhamit Gül, Hüseyin Yayman, Burhan Kayatürk) neden hâlâ belirsiz?!
Erdoğan'ın "rengini vermeyen" tutumu (Yetkin Report), siyasi riski (Şamil Tayyar'ın "telafisi güç" uyarısı) mi yönetiyor, yoksa emperyalizme karşı "iç cephe güçlendirme" mi (Bahçeli'nin projesi)?!
Bu "yeşil ışık", Atatürk'ün "vatan birliği" uyarısını mı güçlendiriyor, yoksa Öcalan'ı "mekânın sahibi" yapıp (Kütahyalı alıntısı) milli iradeyi mi hiçe sayıyor?!
Öneri: Oylamadan önce sayın Erdoğan net bir ulusa sesleniş yapın; X'te canlı yayınlayın, "Şehitlerimize saygı ve PKK feshine koşulsuz evet" diye somutlaştırın; yoksa "Terörsüz Türkiye" sloganı, 2026'da DEM'e kaptırılan oylarla boşa çıkar ve iktidar imajı İmralı gölgesinde erir.
3. CHP'ye (Özgür Özel ve ekibine derinleştirilmiş sorgu):
Sayın Özel, 20 Kasım 2025'te 2,5 saatlik MYK toplantısında (11 komisyon üyesiyle, Silivri'den İmamoğlu ziyareti sonrası) İmralı oylamasına "hayır" eğilimi çıktı diye basına sızdırdınız, ama Grup Başkanvekili Murat Emir aynı gün X'te "Oylama yapılmadı, yetkili kurullar değerlendirecek" diye yalanlattı?!
Bu çelişkiler zinciri, partiyi mi yoksa süreci mi tıkıyor?!
Ocak 2025'te DEM heyetiyle (Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan) yaptığınız görüşmede "Sadece Öcalan'ın mesajlarıyla ilerleme olmaz, şehitlerimizi unutmayalım" itirazınızı (VOA kaynaklı) tekrarlarken, bugün 21 Kasım oylamasında (saat 14:00, nitelikli çoğunluk için 31 oy lazım) neden AK Parti'nin "olumlu" tutumunu (Abdullah Güler'in açıklaması) bekleyip "Erdoğan net olsun" diye topu taca atıyorsunuz?!
Komisyonda 11 üyenizle (Murat Emir koordinatör) "evet" ısrar eden vekilleriniz (kaynaklara göre 3-4 isim) varken, neden Saraçhane'deki İmamoğlu gözaltılarına mitingle omuz olurken, İmralı'da "hukuk devleti şartı" diye yuvarlak laflarla milliyetçi tabanınızı (ve Kılıçdaroğlu mirasını) riske atmıyorsunuz?!
Öcalan'ın "demokratik siyaset tanınması" talebine (Şubat çağrısı) "TBMM çatısı altında" diye cevap verirken, enflasyon %70'lerde gezen emeklinin "ay sonu" haykırışını (%60 fakirleşme) neden bu "barış" pazarlığına kurban ediyorsunuz?!
Halkın %55'i (anketlere göre) sürece "şüpheli" bakarken, sizin "suyu bulandırma" taktiğiniz (DEM kaynaklarının "şark kurnazlığı" eleştirisi) muhalefeti mi kurtarıyor, yoksa iktidarın "üç maymun" oyununa mı alet oluyor?!
Bu tereddüt, Atatürk'ün "vatan birliği" uyarısını mı ihlal ediyor?!
Öneri: Oylamadan hemen önce net bir MYK açıklaması yapın; X'te canlı yayınlayın, "Şehitlerimize saygı ve PKK feshine şartlı evet" diye somutlaştırın; yoksa "ana muhalefet" imajı, İmralı gölgesinde erir ve 2026 yerelinde DEM'e kaptırdığınız oyları geri alamazsınız.
4. İYİ Parti'ye (Müsavat Dervişoğlu ve ekibine):
Sayın Dervişoğlu, Ağustos 2025'te burnunuzdaki iyi huylu tümörün ameliyatı sonrası (20 Ağustos, İsmail Saymaz'ın X paylaşımıyla duyulan, 5 gün ev istirahati) sadece "geçmiş olsun" tweet'leriyle dönmediniz; Ekim'de Erdoğan'la meclis arkasındaki odaya (2 Ekim, "zirve zırvası" dediğiniz) sıkışan "past olsun" selamı, muhalefeti titretti.
Ama asıl sessizlik?!
İmralı Komisyonu'nda (21 Kasım oylaması öncesi) Bahçeli'nin "ben giderim" bombasına TBMM kürsüsünden "sert tepki" verip (Ekim sonu, "Öcalan sevdası" suçlaması), neden Saraçhane'de İmamoğlu gözaltılarına mitingle omuz olmadınız?!
Öcalan'ın "PKK feshi" çağrısına (Şubat 2025) "salın gitsin" diye X'te iki kelimeyle (18 Kasım) geçiştirirken, milliyetçi tabanınızı konsolide etmek için Anadolu'da "terörle mücadele mitingi" düzenleseydiniz, %5-7 bandından %15'e sıçrar mıydınız?!
Yoksa ameliyat sonrası "toparlanma" mı bahane, iktidarın "böl ve yönet" tuzağına düşüş mü gerçek?!
Öneri: "İYİ Yol Turu"nu İmralı odaklı yapın; X canlı yayınla gençlere "Atatürk'ün birliği"ni anlatın, fabrika yangınlarındaki (Dilovası, Eylül 2025) emekçi ölümlerini terör bağlamında sorgulayın.
Yoksa "yeni lider" imajı, Öcalan ziyaretinin gölgesinde erir.
5. DEVA Partisi'ne (Ali Babacan'a):
Sayın Babacan, bugün (21 Kasım 2025) Köln Üniversitesi'ndeki Ekonomi Zirvesi'nde (Türk Üniversiteliler ve Akademisyenler Derneği daveti, saat 17:30, tek konuşmacı olarak "küresel dengeler, hukukun üstünlüğü, AB ilişkileri" diyeceksiniz) yurtdışında "teknokrat" pozları verirken, Türkiye'de İmralı Komisyonu oylaması aynı saatte!
Neden "Yeni Yol" grubunda (Ocak 2025'te Gelecek ve Saadet'le kurulan) Öcalan ziyaretine "salt çoğunlukla onay" (26 vekil yeter) diye ses çıkarmıyorsunuz?!
Ekim'de AKP'ye "katılma" iddialarını yalanlattınız (Sadullah Kısacık'la), ama yolsuzluk dosyalarını meclis kürsüsünden patlatmak yerine, Külliye'de Şimşek'le "enflasyon sohbeti" (31 Ekim, resepsiyon) mi tercih?!
Öcalan'ın "demokratik siyaset tanınması" şartına (Şubat çağrısı) "merkez bankası bağımsızlığı" vaazlarıyla mı cevap vereceksiniz, yoksa emeklinin "ay sonu" haykırışını (%60 fakirleşme) görmezden mi?!
Halk neden sizi "halktan kopuk" diye eleştiriyor?!
Köln'de AB vizesi konuşup, İmralı'da sessiz kalmak mı?!
Öneri: Zirveyi "İmralı Ekonomi Maliyeti"ne bağlayın, borçlu ailelere X anketli danışmanlık verin, TOGG gibi "devlet projeleri"ni terör finansmanı şüphesiyle sorgulayın.
Bu, "masa başı muhalefet"i sahaya indirir, yoksa "açık kapı" politikanız, Öcalan'ın kapısına kilit vurur.
6. Gelecek Partisi'ne (Ahmet Davutoğlu'na):
Sayın Davutoğlu, "adil düzen" kitaplarınızla yola çıktınız, ama %1-2'de debelenirken (Mayıs 2025'te Konya vekili Hasan Ekici'nin AKP'ye kaçışı, Erdoğan rozetiyle!), "Yeni Yol"da Öcalan ziyaretine (21 Kasım oylaması) neden "anayasa değişikliği ittifakı" önermiyorsunuz?!
MHP'nin "tabular kalksın"ına (son açıklama) tebrik çekerken, Öcalan'ın "PKK feshi" çağrısına (Şubat) mülteci krizini meclis mitinglerine taşısaydınız, batı illerinde milliyetçi oyları kapar mıydınız?!
CHP'yle Özel'in buluşmasında (2025 sonu) "kardeşlik" mesajı verip, iç muhasebeyi (AKP ayrılanlar) X forumlarına açmak yerine, neden İmralı'da "güvenlik birimleri olumlu" (kaynaklar) haberiyle sessizsiniz?!
Bu "ılımlı" çizgi, iktidar hışmından koruyor mu, yoksa sizi görünmez mi kılıyor?!
Öneri: "Gelecek İstişareleri"ni İmralı'ya odaklayın, X anketlerle PKK fesih sonrası DEM ziyaretlerini tartışın, sandık meşruiyetini "Atatürk birliği"yle sokaklara taşıyın.
Bu, "akademik muhalefet"i 2026'ya hazırlar, yoksa Öcalan'ın "toplumsal kabul" şartı sizi ezer.
7. Saadet Partisi'ne (Mahmut Arıkan'a):
Sayın Arıkan, Haziran 2024 devrinden beri %0,5'lerdeyken (Karamollaoğlu mirası "bitti" ittifakı), Temmuz 2025'te Uysal'la "muhalefet birliği" buluşmasında Öcalan ziyaretine neden "Milli Görüş" ateşini cami avlularına taşımadınız?!
Öcalan'ın "devletle bütünleşme" çağrısına (Şubat) "değerler odaklı" istihdam vaatleriyle cevap verseydiniz, gençlerin %40 işsizliğine somut dokunur muydunuz?!
"Yeni Yol"da DEVA'yla grup başkanvekilliği (Bülent Kaya) yaparken, bağımsız "Milli Dayanışma Mitingi"ne (İsrail dayanışması gibi) İmralı'yı ekleseydiniz, marjinalden merkeze sıçrar mıydınız?!
Bahçeli'nin "umut hakkı" ısrarına sessiz kalışınız, ahlak vaazınızı gölgeliyor.
Öneri: "Saadet Nefer Sohbetleri"ni Cuma panellerine açın, yoksulluk hikayelerini Öcalan'ın "şiddet zemininden hukuka" çağrısıyla bağlayın, X'te çoğaltın.
Bu, "marjinal muhalefet"i iktidar alternatifi yapar, yoksa İmralı oylaması sizi ezer.
8. Demokrat Parti'ye (Gültekin Uysal'a ve diğer küçük partilere):
Sayın Uysal, Ağustos 2025'te PKK politikalarına "sert tepki" verirken (Afyon basın), Öcalan ziyaretine (21 Kasım) neden Saraçhane meydanlarında "demokrasi" diye omuz olmadınız?!
Mart'ta TÜSİAD operasyonlarını "siyasi baskı" diye eleştirirken, Erdoğan resepsiyon fotoğraflarına poz vermek yerine, "ulusal güvenlik tehdidi" uyarılarınızı (bölge gelişmeleri) X'te halka duyursaydınız, %0,2'den kurtulur muydunuz?!
"Yeni Yol"da bile sesiniz kısıkken, Bahçeli'nin "İmralı'ya giderim"ine karşı "demokratikleşme konvoyu"nda Arıkan'la (Saadet) mini ittifak kursaydınız, unutulmaz mıydınız?!
Miting korkusu mu, yoksa Öcalan'ın "yasal çerçeve" şartı mı sizi durduruyor?!
Öneri: "Demokrat Birlik Konvoyu"nu Lozan vurgulu yapın, Anadolu turunda basın özgürlüğünü İmralı'yla bağlayın, kayyum atamalarına karşı X'te ses verin.
Bu, "unutulmuş muhalefet"i 2026 radarına sokar, yoksa sessizlik sizi siler.
Ezcümle:
İmralı'nın 21 Kasım oylaması, muhalefeti Atatürk'ün "vatan birliği" uyarısıyla yüzleştiriyor:
MHP'nin "iç cephe güçlendirme" stratejisi (Bahçeli'nin el yükseltmesi) gibi, AK Parti'nin "olumlu" anahtar rolü (22 oyla salt çoğunluk garantisi), CHP'nin çelişkili "bekle-gör" taktiği, Dervişoğlu'nun ameliyat sonrası "zirve zırvası" sessizliği ve Babacan'ın Köln kaçamağı, gemiyi limana demirletiyor.
Kürek çekmek yerine kaptanlık kavgası devam ederken, Öcalan'ın "fesih" çağrısı fırsat mı tuzak mı?!
Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.