HUKUK MU, ADALET Mİ?

Evet, hukuk ve adalet… Bu iki kelimeyi hemen hemen her gün defalarca kullanıyoruz. Neden? Önce bu kelimelerin ne anlama geldiğine bir bakalım!
Hukuk: Hakları güvence altına alan kurallardır. Toplumu düzenleyen, devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş bulunan kuralların, yasaların bütünüdür. Hukuk kuralları eşit şartlarda, hakkaniyete uygun bir şekilde uygulanırsa bir şey ifade eder. Aksi takdirde bu kuralların yazılı şekilde olması hiçbir şey ifade etmez. Bir şey ifade etmesi için adil bir şekilde uygulanması gerekir.
Peki, adalet nedir? Yasaların, herkes için eşit bir şekilde hukuka uygun bir şekilde kullanılmasının sağlanması, insanların hakkının gözetlenmesi olarak ifade edilir. Adaletin sağlanması için bazı durumların dayanağı hukuk olurken bazı durumlarda da herkese eşit şartlarda adil davranan vicdan olur.
Adaletin olması için aslında yazılı bir kuralın olmasına gerek yoktur. Eğer adaletsizlik varsa hukuk kurallarına gerek vardır ve dolayısıyla adaletsizlik hukuk kurallarının oluşmasının en önemli nedenidir. Hukukun idaresi, hukuk mahkemesi usulü, uygun ve adil davranmak, haklının ve haksızın hakkını savunmak, adalet istemek, adil biri olmak anlamlarına gelir. Hak edene hak ettiğinin verilmesidir. Taraf tutulma masıdır.
Bir toplumda hukuk ve adalet varsa orada huzur vardır, güven vardır, barış vardır, saygı vardır, sevgi vardır velhasıl insanların gelecek korkusu yoktur. Böyle toplumlarda, hukuk ve adalet konusu çok konuşulmaz. Eğer hukuk ve adalet yoksa o toplumun gündemi sürekli olarak, hukuksuzluk ve adaletsizlik olur. Hak yenmesinden, liyakatsizlik ten, güvensizlikten, adam kayırmacılık dan, eşitsizlikten bahsedilir ve dolayısıyla toplum çekilmez bir hal alır.
Demokrasinin olmazsa olmazı da hukuk ve adalettir. Bir adaletsizlik var ise, hukuk kuralları dayanak gösterilerek adalet aranır ama maalesef günümüzde verilen birçok kararın da hukuka aykırı verildiğine şahit oluyoruz.
Seçimler yaklaşıyor ve adaylar eşit şartlarda seçime katılmıyor. Kimi devlet imkânlarını siyasi çıkarları için kullanırken, kimileri Cumhurbaşkanlığı seçimine katılabilmek için imza toplamak ve para yatırmak zorunda bırakılırsa burada hak ve adaletten, demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Daha önceleri, seçimlerde devlet imkânlarını siyasi çıkarları için kullanmamaları ve tarafsız olmaları için Anayasanın 114. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan, “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları çekilir” hükmü gereğince üç bakan istifa ederken, 16 Nisan 2017 yılında yapılan halk oylamasında kabul edilen değişiklikler, söz konusu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır ve dolayısıyla seçim süresince görevlerinin başında olmaya devam ettikleri gibi seçim çalışmalarına da devam etmektedirler.
Yazılı hukuk kuralları olabilir ama bu kurallar adil bir şekilde uygulanmıyorsa orada adalet yoktur. Adalet herkese uygulanırsa, insanlar arasında hak ihlali, ayrımcılık, ötekileştirme yapılmıyorsa insanlar mutlu ve huzurlu yaşıyorsa hukuk kuralları olsa ne olur olmasa ne olur. Oluyor da ne oluyor? Hukuk kuralı olmasına rağmen, bazı hukuksuzluklar devam ediyorsa zaten insanlar hak aramak da istemiyor ve dolayısıyla devletine karşı olan güven duygusu sarsılıyor ve gelecek endişesi taşıdığını söyleyen insanların sayısı da her geçen gün artmaya devam ediyor..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.