Hodri Meydan!!!

Aslında bu seçim tarihi benim için çok sürpriz değil. Ancak tam da seçim ilanı öncesinde kapalı kapılar ardında konuşulan yeni gezi tipi hareketlenmeler , NATO darbesi ve işgaline yönelik sinyaller,  hatta ekonomik kriz beklentileri ve döviz kurlarındaki hareketlenmeler, adeta seçimi de zorunlu kılan nedenler olarak bugün karşımızda. Elbette ABD’nin S-400’ler nedeniyle getireceğini duyurduğu yaptırımlar da cabası…

Aslında bir de Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek'in Netflix dizisi La Casa De Papel'in fragmanından yola çıkarak attığı ve dizinin ceosu’nu kahkaya boğan Twettlerin de erken seçime giden yolda birer anlamı var.

Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek, İspanyol Netflix dizisi La Casa De Papel için Netflix Türkiye tarafından çekilen tanıtım videosunda bazı mesajlar olduğunu iddia etmişti

Gökçek fragmanda Ali Koç'a suikast, ikinci bir Gezi eylemi ve darbe işareti olduğunu iddia ederek, dizi için basılan tişörtler için de , "Gençleri bir yerlere yönlendirmek masum bir hareket mi, kesinlikle devlet yetkilileri konuyu araştırmalı" diye yazmıştı.

Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘devlet aklı’ nı devreye sokarak, ‘26 Ağostos 2018 ‘ tarihi ile erken seçim startını verdi.  Gerekçe ; ‘ fiili durumu hukuki duruma uydurmak ve ülkenin içinde bulunduğu durumların gerekliliği ‘ olarak açıklandı.  Erdoğan da nedense çok ısrar etmeden sadece seçim tarihinde küçük bir değişiklikle (çok ustaca!) ‘erken’in de ‘erken’i bir seçimi ve dolayısıyla ‘sandığı’ Türk halkının önüne koyup, ‘hodri meydan’ dedi. Ve yeni perde açılmış oldu.

Şimdi beklenti o ki;  önce ringe cesareti olan adaylar çıkıp, ‘ben de varım’ diyecek.  Yok eğer başka planlar var ise , bu süreçte onlar vizyona bir bir girecek. Gelin bu konuda sizinle bir seçim senaryosu yazalım:

 

Önce TBMM’den çıkacak olan uyum yasaları çerçevesinde seçimin hukuki boyutu masaya yatırılacak.  Ki hukuki açıdan çok önemli yanları var.

Örneğin Referandum’da alınan karar gereği,  ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’  Kasım 2019’da uygulamaya konabilir. Bunu önceye almak, tarihini değiştirmek ise kanunla mümkün değildir. Bu değişiklik için yeni bir referandum gereklidir. Aksi halde Anayasa’yı ihlal etmiş olursunuz. Kaldı ki böyle bir durumda,  TBMM’de bu konuda oy kullananlar bile ceza alabilir. Gerekçe :

Anayasa’yı ihlal.

Eğer bu aşamalar sağ salim geçilebilirse, ki konuşulanların boyutuna bakılırsa, bu iş karakolda bitebilir. Hatta Lahey’e kadar uzanabilecek bir yolculuk bile mümkün!.

Velev ki bu aşamayı geçtiniz. Sıradaki perde  yeni seçimin vekil listeleri ile açılabilir.  Diyelim ki milletvekilli listeleri hazırlandı bitti. Kulislere göre,  yeni seçim ile TBMM’nin en az üçte 2’si yenilenecek. Bu durumda,  en az 200 mevcut vekil yeni dönemde TBMM’ye gelemeyecek. Tam da bu listeler belli olduktan sonra (muhtemelen 15 Mayıs’ta) olağandışı bir durumla seçimin ertelenmesi gündeme gelirse ?... Allah korusun (geçmiş siyasi dönemde ‘küskünler hareketi’ gibi isimler de verilen bir durum oluşursa),  bu da bir ‘Küskünler Darbesi ‘ni gündeme getirir mi?

Bu arada 28 Şubat’ın sivil ayağı ile ilgili yargılamalar gündeme çoktan taşındı. Ki askeri ayağının cezaları belli oldu. 17 Mayıs’ta ise , ABD’deki proje davalarının yeni iddianameleri ile Zarrab Davası yeniden başlayacak. İki yeni iddianamenin içeriklerinin sürprizlere açık olduğu iddia ediliyor. Daha Flynn davası vizyona girmedi ama Mayıs’ta o davanın da görülmesi muhtemel. Yine Mayıs ayında Ergenekon davalarının da kararları yazılacak.

Bu arada 15 Temmuz darbe girişimine dönük iddiaların ise bini bir para…Halen tutuklu bulunan ve serbest bırakılanlar ve ‘kripto’ gizli FETÖ’cülere ilişkin konuşulanlar insanı korkutuyor. Tam da bunlara ilişkin spekülasyonlar ortalığa dökülürken;  dün akşam Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan  katıldığı bir TV Programında, 15 Temmuz Darbesi’nin 1 numarası ve en önemli figüranı olan Adil Öksüz’ün yakında Türkiye’ye getirilebileceğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu bilgiyi çok önemsemek gerekiyor. Bakalım Öksüz getirilirse ve konuşursa;  davanın seyrini ve erken seçimi nasıl etkileyecek? Nitekim,  ne istihbarat ne de Emniyet Teşkilatının Cumhurbaşkanı’nı mahcup etme lüksü yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bilgi sahibi olmadan böyle bir şey söylemez.  Bakalım  Erdoğan’ın erken seçimden sonraki  ‘Adil Öksüz Peşrevi’ne kim nasıl cevap verecek?

Öksüz’ün gelmesi;  başta ABD olmak üzere bir çok mihrakları darbeyi seçim öncesine almaya mı zorlar?  Yoksa  sözü edilen ‘darbe’ senaryosu ‘seçim’in   sonrasına mı bırakılır?

 

İŞTE MELİH GÖKÇEK’İN O TWETTLERİ:

a.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.