Doğan Satmış

Doğan Satmış

Halkı Cem Yılmaz’dan nefret ettirmek isteyen mi var?


Doların yüzde 40 devalüe edilmesi, ‘700 haftadır kayıp çocuklarının kemiklerini aradıklarını” söyleyen annelerin zorla dağıtılması derken, uzun bayram tatilinin en çok tartışılan konulardan biri de komedyen Cem Yılmaz oldu.

‘Nobran’ bir Ekşi Sözlük yazarı, hakkında “Artık tamamen kız arkadaşı Defne Samyeli sayesinde gündeme gelen bitik şovmen” yazmış ama bence haksızlık etmiş. Cem Yılmaz’ın son günlerde sadece sevgilisi ile gündeme geldiği doğru ama “Bitik” olduğu tartışmalı. Kendisi bir hayli yetenekli bir komedyen ve istese bayağı ses getirebilecek kapasiteye sahip.

Mesele şu ki, son sevgilisi Defne Samyeli ile gittiği her yerde olay çıkıyor Cem Yılmaz’ın. En son Bodrum’da MFÖ konserine beraber gitmişler. İnsanlar yanlarına gelip, fotoğraf çektiriyor diye de korumalar önlerinde durmuşlar. Tabii ki ortaya tatsız görüntüler çıkmış. Kendisi de “Yarın, Cem Yılmaz önüne etten duvar ördürdü” diye yazacaklar” demiş. Hakikaten öyle de oldu.

Bir de, evinin havuzunda güneşlenirken görüntülerini çekmek için karşı tepede gazetecilerin kamp kurmalarından şikayet etmiş Cem Yılmaz. Şöyle yazmış twitte’da:

“Bir küçük konu da şu; 1 haftadır evin karşısındaki tepede tele-objektifle evi gözetliyorlar. Bunlar normal mi, ben yine normal bir insan olarak sorayım da… Belki benim kafada bir iki makul insana, bir haber vermiş olurum. Velhasıl yine bir nefret ettirme çalışması var gibi… Bence boşa bir uğraş ama siz bilirsiniz.”

Hayatı boyunca insanlarla gırgır geçip, espri patlatan, önüne geleni alaya alan, insanları güldürmek için olmadık şaklabanlıkları yapan biri, kendisi sözkonusu olunca niye böyle ciddileşir ve sağı solu suçlamaya başlar anlamak zor.

Cem Yılmaz, Türkiye’nin en tanınmış insanlarından biri. Davranışları, evliliği, boşanması, tatili, birbirinden lüks otomobilleri, her şeyiyle insanların ilgisini çeken bir figür. Zaten o da bu şöhretini körüklemek için, “En havalı baba” şeklinde esprilerle sosyal medyaya malzeme verip duruyor.

Ama sonra, daha fazlası için biraz çaba harcanmaya başlanınca, cevap hazır:

“Halkı benden nefret ettirme çabası var.”

Bu ülkede kadın Başbakan’ın, kimse görmesin diye içi boş havuzda güneşlenmesinin fotoğrafları çekilmişti. Bu bir “gazetecilik başarısı” olarak ödüllendirildi o zamanlar. “Çünkü bir başbakan, böyle tedbirsizlik yapmamalı, malzeme vermemeli. Veriyorsa da şikayet etmemeli” denildi. O olaydan sonra Başbakan çıkıp, “Halkı benden nefret ettirme çabası var” dememişti.

Anlı şanlı işadamlarının, “Yeğenim” diye bazı kadınları teknede kucaklarında dolaştırdıklarını da o gazeteciler sayesinde öğrendik.

Tekne kaçamağı ile ‘ensest’ kaçamak da yakalandı, karısını aldatıp on milyonlarca dolarlık nafakayla boşanan da.

Gazetecilerin işi gücü yok da, halkı Cem Yılmaz’dan nefret ettirmek için evinin önünde nöbet bekliyorlar sanki.

Ünlü olmanın güzel yanları var. Cebinde milyonlar, en lüks otomobiller, en güzel kadınlarla çıkmak, her gittiğin yerde ilgi görmek, “En havalı baba oğul” diye sosyal medya mesajları paylaşmak.

Ancak bunun bazı bedelleri de var: Medyanın odağında olmak, örnek alınmak, her yaptığı dikkatle izlenmek, en ufak bir hata yapmamak, alkollü araç kullanmamak, bir hata yapınca da bunun bire bin katılarak aksettirilmesi. Sıradan bir insan 20 liralık otopark ücretini ödememek için otomobilini 100 metre öteye park edebilir ama milyonlar kazanan bir ünlü bunu yaparsa adı “Pinti”ye çıkar.

Yani istemediğin her konuda, “Halkı benden nefret ettirmek istiyorlar” diye bahaneler üretmeye gerek yok.

Cem Yılmaz’ın Twitter’da 13.7 milyon takipçisi var.

Geçenlerde, Mısır Hükümeti, bırakın milyonu, takipçisi 5 bini aşan herkesi bir yayın organı sayıp, basın kanununa tabi saymayı kararlaştırdı. (Mısır’ın derdi, ifade özgürlüğünü kısıtlayıp, gözdağı vermek, o ayrı mesele.)

5 bin sayısına göre değerlendirirsek, Cem Yılmaz’ı “bir yayın organı” değil, “bin yayın organı” saymak lazım.

Yani Cem Yılmaz, twitter’da hapşırsa, milyon kişi “Çok yaşa” diyor. Bu kadar etkili bir kişi, konserde görüntüsü çekilince, “Beni nefret objesi yapıyorlar” diye şikayet etmemeli.

Tersine, şöhretin nimetlerinden faydalanırken, başını derde sokacak siyasi mevzulardan da özenle uzak duran biri olarak, bunca yıldır kendisini hep başının üstünde tutan halka ve olur olmaz her şeyini ‘Magazin haber’ diye ‘basmaya değer!’ bulanlara teşekkür etmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar