Hüseyin Ergül

Hüseyin Ergül

GELECEK YÜZYILLARIN,YERYÜZÜ İNSANLIK DÜZENİ İÇİNDİR ( 8 )

İNSANLAR BİR İNANÇ YUMAĞIDIR. İtalya, savunma sanayi hariç, diğer fabrikaları kapatmış. Bu yazı ,bu haber üzerine kaleme alındı. Tanrının kurduğu fabrikalar haricinde, insanların kurduğu, özellikle, başta silah fabrikaları olmak üzere, temel ihtiyaçları karşılayanların dışında tüm fabrikalar kapatılmalıdır. Çünkü Tanrı'nın fabrikaları vardır. Yeterlidir. Çünkü onlar süreklidir. Hayvan fabrikaları İnekler Koyunlar Keçiler Mandalar Tavuklar Balıklar Arılar İpek böcekleri ve besin zincirindeki tüm börtü böcekler. Bitki olarak. O kadar çok ki, çevremizde gördüğümüz tüm yeşil bitkiler.Toprağa bağlı, milyonlarca renk ve biçimdeki, çiçekler, otlar, besin maddeleri.Saymakla bitmez. Dünya insanlarının yüksek verime ihtiyacı yok. Yeterli verime ihtiyacı var. Doğa bunun fazlasını veriyor. Yüksek verim, uydurma bir kavramdır. Menfaate çıkara dayalıdır. Bu nedenle, tüm canlılar, yapıları, varlıkları hücresel yapılarına kadar korunmalıdır.Yani doğal yapılarına müdahaleler yasaklanmalıdır. Sular Topraklar Atmosfer ve tüm içerikleri doğadaki gibi korunmalıdır. (Al-Sat)devri kapatılarak,(Üret-Sat) (Üreten-Satar)devri başlatılmalı, aracılara son verilmelidir. Bunların ayrıntılarını belirleyerek olanlar, doğanın gerçek düzenine inanan akıl sahipleri olacaktır. Haydi, başlayın akıl yürütmeye. Sorgulayın ,ben kimim, ben Dünya'da niçin varım, aklım niçin var? GELECEĞİ GÖRMEK,DÜŞÜNEN BEYİNLİLERE ÖZGÜDÜR. Yıl ikibin dört, en az bin kişi okumuş olmalı bu kitabı. ‘’Bir Bardak Çay, Bir Üniversiteli ‘’ Sayfa 59. Merhaba Onuncu Mektup Dokuzuncu mektupta yaşamın altın anahtarlarından söz etmiştim. Bir an için ,elinle ağız ve burnunu kapat nefes alıp vermeden kaç saniye durabileceğini kontrol et. İnsanın var olmasının, yaşamın devam etmesinin birinci şartı, soluk alıp vermektir. O halde soluk alıp vermenin aslı esası nedir? Nelere bağlıdır? Soluk alıp verirken hava içinden oksijen alırız.Oksijen akciğer keseciklerine alveollere gelir. Buradaki görevli hücrelerde ,karbondioksitle oksijenle takas edilir.Hücrelere kadar gelen oksijen mitokondrilerde, yani hücrenin enerji fırınlarında karbonhidratları yakar. Enerji açığa çıkar. Bu enerji ile tüm faaliyetlerimizi devam ettiririz. Peki! yaşam boyu hiç durmadan olmak zorunda olduğumuz bu oksijen nereden geliyor? Kaynağı nedir? Yeşil renkli bitkiler.Klorofilli bitkiler ,besin maddelerini, kendileri yaparlar. Havadan yapraklarıyla karbondioksiti, kökleriyle topraktan su ve madensel tuzları alırlar. Su ve karbondioksiti yapraklarda birleştirerek karbonhidrat denilen besinlerini yaparlar. Ve dışarıya oksijen verirler. İşte, yeşil bitkilerin besin yapma sırasında oluşturdukları oksijen, biz insanların ve benzeri solunum yapan canlıların muhtaç oldukları oksijendir. O halde yaşamın birinci altın anahtarı doğadaki tüm yeşillikleri korumaktır. Korunmazsa ne olur? Doğa kendi elleriyle tüm insanların ağız ve burunlarını kapatır. GELECEK ÖNCEDEN GÖRÜLÜR Öteki Zamanlar SAYFA 78-79-80 Allahüekber sesleri arasında ,eller Allaha açılmıştı. Bu sesi toprak duymalıydı.Kayalar çatlamalıydı mazlum ağıtları için.Yalnızca sessizliğe gömülmüşlerdi şimdilerde. EN İYİ DOSTLARIM,EN İYİ DÜŞMANLARIM OLDU SAVAŞIN SIRASINDA. O mübarek söz , BOSNA GAZİSİ FADIL BEY'in sözüdür. Dostlukları öldüren savaş Düşmanlıkları doğuran savaş İnsanlığI kini besleyen savaş Bencilliği körükleyen savaş İnsanlığın yüz karası. Ne faydası var ki? Savaşın kötülüğünü anlatan milyonlarca cümle yazılmıştır. Milyonlarca eser, yazılmış çizilmiştir. Hani ne faydası var. Dilin kemiği yok. Söyle söyleyebildiğin kadar. At atabildiği kadar. Edebiyat yap, sanat yap, karşı çık, nutuklar at. Nafile. Her yerde savaş var. Her yer kötülüğe ve savaşa gebe. GELECEK,GELECEKTEN KORKUYOR.

Önceki ve Sonraki Yazılar