EKREM İMAMOĞLU “İŞÇİ KIYIMI” YAPIYOR…

Yandaş gazetelerin sür manşetlerin de, Ekrem İmamoğlu yer alıyor… Sadece gazetelerde değil, medyanın bütün araçlarında, tartışma programlarında her yerde İmamoğlu var… Para vermiş olsaydı, bu kadar gündeme gelemezdi… 

Seçimlerden önce, vay Pontus, vay devletin valisine hakaret etti gibi karalama nedeniyle gündemden düşmeyen İmamoğlu, İBB seçildikten sonra da, vay izindeydi, vay hizmet arabalarını Yenikapı’da sergiledi, vay işçi kıyımı yapıyor gibi konularla medyanın gündeminden bir türlü düşmüyor. Yapılan her şey kötü olarak lanse ediliyor. 

Seçim meydanlarında, Kemal Kılıçdaroğlu’da, İmamoğlu’da, “Emekçi kardeşlerime sesleniyorum, hiç kimsenin işine ve emeğine dokunmayacağız” diye verdikleri sözü her kes biliyor. 

Bunun yanında önceki yönetime seslenerek, “Ülkemizde birçok işsiz var iken, seçimlerden önce ya da iki seçim arasında, eşinizi dostunuzu, yandaşlarınızı haksız yere işe alınız. Onların da, emeğine, işine dokunmayacağız.” diye bir vaatte mi bulundular? Eğer böyle bir vaat de bulundular da, buna rağmen bu sessiz sedasız, haksız hukuksuz, el altından işe alınan yandaşlar işten çıkarılıyorsa, yandaş medyanın “İmamoğlu işçi kıyımı yapıyor” söylemlerinde haksız değiller. Ama böyle bir vaadin verilmediğini cümle âlem biliyor… 

“İşçi kıyımı yapılıyor” söylemi dillendirileceğine, apar topar seçimlerden önce birçok kişinin işe yerleştirilmesinin hakka hukuka uygun olmadığını, etik olmadığı neden dillendirilmiyor? Bu ülkede bu kadar işsiz var iken, bazılarına ayrıcalık tanınması, kolayca işe yerleşmesi doğru mudur? 

İşten çıkarılanlar, gerçekten haksız ve seçimlerden hemen önce işe alınanlar ise, işten çıkarılmaları yerinde bir karardır. Kimsenin bunları çıkıp savunmaya hakları yoktur. Eğer bu işten çıkarılanlar arasında, gerçekten bileğinin gücüyle daha önce işe girmiş, liyakatli işinde gücünde bir görevliyse, bu kişinin işine son verilmesini hiçbir vicdan kabul edemez. 

Sırf İmamoğlu’nun zor durumda kalmasını, eleştirilmesini sağlamak için, bu haksız işe alınanların işine son verilirken, araya işten çıkarılmaması gerekenleri de dâhil eden art niyetlilerin işi olabilir. Böyle bir yanlışlık yapılmış ise, İmamoğlu bu yanlışlıktan derhal dönmelidir… O art niyetlileri de tespit edip gereğini yapmalıdır. 

Yangından mal kaçırılır gibi işe alınanlar, eylem yapmadan önce aynaya bakarak kendilerine “Ben bu eylemi yapmakta haklı mıyım? Bu iş için uygun muydum? Bu kadar işsiz varken, fırsat eşitliğinden dolayımı bu işe alındım? Bu işe alınma önceliğim nedir? İşe alınma aşamalarını kademe kademe geçtim mi? Benden başarılılar varken, bu iş bana mı verildi? ” gibi soruları sormaları gerekir. Gerçekten bu soruların cevabı “eve” ise eylem yapmakta haklılardır. Bu eylemlerini bırakın sadece iktidarı, bütün millet destekler. Eğer “hayır” ise,  bunları desteklemek bu milletin vicdanını sızlatır. 

Hak hukuk adalet, sadece yargıda tecelli etmez. Yargıda tecelli etmiş olsaydı, yargının güvenirliğinin kalmadığı yargı mensuplarınca da sürekli dile getirilmezdi. Hak, hukuk, adalet, her ortamda her kademede tecelli edebilir ve etmelidir. Devletler de adalet vaadiyle oluşmuştur. Eğer bir insan haksız işe alındıysa ya da haksız ve hukuksuz işinden atıldıysa, adalet bunun neresindedir? 

Bizden olanı işe alalım ama bizden olmayanı işe almayalım düşüncesinde olanların adaletli davrandığı düşünülemez. Adaletin olmadığı yerde güvende olmaz!... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.