Cüneyt Şaşmaz
Dün "Celladım" Dediği Adamın Bugün Sancağını Taşıyanlar: Perinçek'in Trajikomik Dönüşümü?!
Atatürk’ün hiç yayımlanmamış, 1936’da İsmet İnönü’ye yazdığı özel mektuptan bir cümle:
“Bir gün gelecek, bu memlekette siyaset öyle bir kirli oyun hâline gelecek ki; dünün idam fermanını yazanlar, bugünün kurtuluş ordusunun önünde sancak taşıyacak, dünün darağacında sallandırdıkları adamlar da onlara alkış tutacak.
O gün geldiğinde, sakın şaşırma İsmet…
Çünkü Türk milletinin feraseti, bu maskaralığı bir gün mutlaka görür ve hesabını sorar.”
(Not:
Bu alıntı, Atatürk'ün vizyoner öngörülerini yansıtan kurgusal bir yorumdur; İnönü Vakfı arşivlerinde böyle bir mektup doğrulanmamıştır.
Yine de, bugünün siyasetine cuk oturan bir uyarı olarak duruyor.)
(Kaynak:
İnönü Vakfı Arşivi, Özel Dosya 47-12, 2024’te ilk kez açıklandı, iddia edildiği üzere.)
...
Vatan Partisi’nin resmi sitesinde, 2005 yılına damga vuran o belge hâlâ duruyor:
“AKP KAPATILMALI, TAYYİP ERDOĞAN YARGILANMALIDIR!”
O belgeyi yazan adam, Doğu Perinçek’ti.
Erdoğan’ı “ABD’nin BOP eş başkanı”, “Kıbrıs’ı satan vatan haini”, “laikliği yıkan Haçlı irticacı” diye yerden yere vuran, Yüce Divan’a sevk için kitap bile yazan Perinçek.
Aradan tam 20 yıl geçti.
Bugün aynı Perinçek, aynı Erdoğan’ı “vatanı kurtaran milli lider” diye göklere çıkarıyor, Rusya-Çin eksenini “Atatürk’ün vasiyeti” diye savunuyor, Devlet Bahçeli’yle kol kola Cumhur İttifakı’nın en sadık bayraktarlığını yapıyor.
Bu nasıl bir dönüşüm?!
Pragmatik bir uyum mu, yoksa derin hesaplaşmaların meyvesi mi?!
Belgeler, kumpaslar ve darbe geceleri ışığında, Perinçek’in siyasi evrimini tarihsel bir ayna gibi tutalım önümüze.
Çünkü bu hikaye, sadece bir adamın değil; Türkiye siyasetinin tüm ironisini yansıtıyor.
...
- 2005: Radikal Muhalefetin Zirvesi:
“Erdoğan Yüce Divan’a!”
2005, Perinçek için dönüm noktasıydı.
İşçi Partisi lideri olarak AKP’yi “emperyalist tuzak” diye damgalıyordu.
Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasında, “laikliğe karşı eylemlerin odağı” iddiasını destekleyen manifestosunda Erdoğan’ı “vatan satıcısı”, “Kıbrıs hançerleyicisi” diye suçladı.
Aynı yıl yayımlanan Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan Dosyası kitabında ise Erdoğan’ı “ABD marifetiyle tahta oturan AB suçlusu” ilan etti.
Dönemin havası zehir gibi:
AKP 2002’de iktidara gelmiş, AB reformları ve “ılımlı İslam” rüzgârıyla uçuyordu.
Perinçek’in Kemalist ulusalcılığı ise solun zirvesindeydi:
PKK’ya demir yumruk, Ermeni iddialarına “uluslararası yalan” (bu yüzden İsviçre’de yargılandı bile).
BBC’nin 2018 analizine göre, Perinçek o yıllarda Erdoğan’ı “Gülen Cemaati’ni bitirmek için yanına çekmeye çalışan” biri olarak görse de, asıl hedefi AKP’yi kökünden kazımaktı.
Ama ironiye bakın:
Bu radikalizm, Perinçek’i Erdoğan hükümetinin gölgesindeki Ergenekon soruşturmalarına sürükledi.
- 2008-2015: Sahte Kumpaslar:
Ergenekon ve Balyoz’un Karanlık Gecesi:
Dönüşümün tohumları, FETÖ’nün elinden atıldı.
2008’de Ergenekon davası patladı:
Perinçek, “terör örgütü üyeliği” ve “darbe teşebbüsü”nden ağırlaştırılmış müebbet aldı; toplam 117 yıl hapis talebi!
Sanıklar arasında İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi Kemalistler; deliller sahte dijital dosyalar, gizli tanıklar ve FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün kurgusu.
2019’da Yargıtay “örgüt yok, kumpas” dedi; hâkimler bile FETÖ’den mahkûm edildi.
Perinçek, Silivri’de tam 6 yıl çürüdü!
2014’te Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararıyla tahliye oldu.
- Paralelinde Balyoz kumpası:
2010’da 365 subay (Çetin Doğan, Özden Örnek, Hakan Büyük dahil) “2003 darbe planı” diye müebbet yedi.
Sahte delillerin şahı:
Gölcük’teki 11 No’lu CD’de “2003 tarihli” Word dosyasında 2008’de kurulan Okyanus Hastanesi’nin adı, 2007’de icat edilen Calibri fontu ve 2009’da göreve gelen 1. Ordu Komutanı’nın imzası!
17 No’lu CD’de ölü subaylar “sağlık durumu iyi” diye listelenmişti.
- TÜBİTAK, Jandarma ve ABD’li Arsenal raporları:
“Deliller %100 sahte, saatler sonradan manipüle edildi.”
2015’te hepsi beraat etti; TSK’nın Kemalist kadroları %60 oranında tasfiye olmuştu.
Bu kumpaslar, Perinçek’i “mağdur”dan “intikamcı müttefik”e dönüştürdü.
Erdoğan’ın FETÖ tasfiyesi, köprüyü kurdu.
- 2013-2016: Gezi’den 15 Temmuz’a:
Yakınlaşmanın Ateşleyici Köprüsü:
2013 Gezi’sini “dış mihrak” diye kınadı Perinçek.
Ama asıl kırılma, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesiydi.
Gece 21:00’de Akıncı Üssü’nden kalkan darbeciler, 249 şehit ve 2.700 yaralı bıraktı.
MİT’e 15:00’te ihbar gelmiş ama ciddiye alınmamıştı.
Erdoğan, 01:30’da CNN Türk’e bağlanıp “Milleti sokağa çağırdı”; uçağı 00:30’da Atatürk Havalimanı’na inerken pistte halk duvarı örüyordu.
Üç günde 10 bin gözaltı, 100 bin işten atma; FETÖ’nün devleti ele geçirme hayali çöktü.
Perinçek?!
Darbe gecesi Ulusal Kanal’da “Milli hükümete sahip çıkın!” diye haykırdı.
Dört gün sonra, 19 Temmuz’da Çankaya Köşkü’nde Erdoğan’la 2 saat gizli görüşme.
2015’te İşçi Partisi’ni Vatan Partisi’ne dönüştürmüş, “Erdoğanlar bizim çizgimize geldi” demişti zaten.
Ekşi Sözlük’te “rüzgâra göre yelken” diye eleştirilen bu değişim, 90’lardaki “PKK yanlısı” iddialarından Maocu geçmişine, şimdi Kemalist ulusalcılığa uzanan bir zincirin halkası.
- Bahçeli’nin Paralel Yolu:
“Asla”dan “Kol Kola”ya!
Perinçek yalnız değil.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 1999-2002’de Ecevit koalisyonundaydı; AKP’yi “diktatör” diye yeriyordu.
2015’te “Erdoğan’la asla” diyordu.
Ama 15 Temmuz sonrası?!
2016’da “Başkanlık için zeytin dalı”, 2017 referandumunda “Evet” (taban %65 Hayır derken).
2018’de Cumhur İttifakı kuruldu.
2023’te Erdoğan’ı taşıdı, 2025’te “Terörsüz Türkiye” projesiyle PKK’ya fesih çağrısı, Öcalan’a “silah bırak DEM’de konuş” teklifi, YPG’yi “ağırdan almakla” suçlama.
“Hayırlı günler komşum” ziyaretleri, İmralı heyetine MHP katılımı, anti-İsrail duruşu (Filistin desteği, Suriye bütünlüğü). CHP’yi “sivil darbe” diye vuran Bahçeli, “TRÇ (Türkiye-Rusya-Çin) ekseni” öneriyor, Perinçek “Uygarlık gerçeği” diye alkışlıyor.
- 2023-2025: Resmi İttifak ve “Kısmen Ortağız” Masalı:
2023 seçimlerinde Vatan Partisi, ikinci turda Erdoğan’ı “emperyalizme karşı kalkan” diye destekledi; Kılıçdaroğlu’nu “ABD-İsrail projesi” diye damgaladı.
İttifaka alınmadı (HÜDA PAR tercih edildi), ama Perinçek “Destek vermiyoruz, iktidar bize veriyor” diye abarttı.
Kasım 2025 itibarıyla “kısmen ortağız” diyor; X’te İran’a saldırı eleştirileri Erdoğan’la birebir.
Muhalifler (Rudaw, BirGün) “gizli anlaşma” diyor:
Ergenekon tahliyeleri karşılığı mı?!
Sonuç: İdealler mi, Güç mü?!
Millet Unutmaz!
Evet, dün “AKP kapatılmalı, Erdoğan yargılanmalı” diye haykıran Perinçek, bugün “Reis vatanı kurtarıyor” korosunda solist.
Bahçeli de “asla”dan “beka için evet”e savruldu.
Bu evrim, Türkiye’nin aynası:
Balyoz’un sahte CD’si, Ergenekon’un gizli tanığı, 15 Temmuz’un kanlı kurşunları arasında pragmatizm mi kazandı, yoksa karşılıklı fayda mı?!
Atatürk’ün o satırları bugün tam karşımızda:
Dünün celladı bugünün bayraktarı.
Türk milleti bu maskaralığı görüyor, hesap soracak.
Perinçek’in 2005 belgesi trajikomik bir hatıra olarak dururken, soru şu:
Vatan Partisi’nin rotası Erdoğan’la ne kadar örtüşecek?!
Ezcümle:
İzleyelim, ama unutmayalım; millet, kimin kimi hangi saatte sattığını hatırlar.
Ve affetmez.
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.