DELİ KIZIN MASALI

Masal deyip geçmeyin. 

Masal var masalcık var. 

Masalları da ciddiye almak gerekir. 

İnsan oğlu sanıldığından daha akıllıdır. 

Gerçekleri söyleyemediği zaman ya fıkralara sığını ya da öykülere. 

Bu nedenle de gülüp geçmeden önce düşünmek gerekir. 

Bazı dönemlerde düşünmeye ve sorgulamaya  karşı düşmanlığa varan karşıtlık 

 oluşsa da sonunda su akar yatağını bulur. 

İşte değişik  bir masal. 

Azıcık acımtırak bir tadı var ama üzerinde düşünmeye de değer. 

                                          * 

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde   kalbur saman içinde , deve tellal, 

pire berber iken çocuklar annelerinin beşiğini sallarken, ayaklar baş başlar 

ayak olmuşken evrende bir gezegen , gezegende bir ülke varmış. 

Bu ülkenin öyle bir halkı varmış ki, başarılı insanlara kırk kusur bulur, 

dürüst insanların yüzüne bakmaz ama katillere, dolandırıcılara, hırsızlara , 

soygunculara  " ülkemiz seninle gurur duyuyor"  diyerek alkış tutarmış. 

İşte bu ülkenin, bir kentinin, bir kazasının, bir köyünde bir deli kız varmış. 

Köy yolunu üzerindeki meydana yakın bir duvarın üzerine oturur, eteklerini savurup bacaklarını, baldırlarını göstererek her gün bağırır dururmuş. 

- Bu köyde hiç erkek yok mu ? 

Şu bacaklara , şu göğüslere bakın da canınız çeksin. 

 Nerde bu köyün erkekleri ?  

Kız her gün duvarın üzerinde oturur, aynı sözleri akşama kadar yinelermiş.. 

Köyün erkekleri ise o yoldan geçerken 

- Ya sabır, derler yollarına giderlermiş. 

Günler günleri kovalamış, kızın köy erkeklerine meydan okuması , 

kışkırtması bir türlü bitmemiş. 

Köy erkekleri bakmışlar kızın susacağı yok, bir gün 15 tanesi bir araya 

gelmiş ve kızı tuttukları gibi ormana atmışlar. 

Sabaha kadar  bir kaç kez sırayla üstünden geçerek iyice benzettikten 

sonra sabah getirip duvarın üzerine bırakmışlar. 

Kızı duvarın üzerinde şakülü kaymış biçimde yatar görenler sormuşlar: 

- Ne oldu kız sana böyle  ? 

Kız güçlükle konuşarak, yanıt vermiş: 

- Bu köyün erkekleri de amma arsızlarmış. 

Erkek adam teker teker gelir, bunların on beşi birden geldiler. 

Soranlar  da taşı gediğine koyuvermişler : 

- Sen herkese birden meydan okur, tahrik edersen gelenin sayısından 

Yakınma  hakkın olamaz. 

Kızı o günden sonra duvarın üzerinde gören olmamış. 

Söylentiye göre  önemli bir hazımsızlık sorunu yaşıyormuş. 

Deli kız akıllanmış ama bedelini çok ağır ödemiş. 

Bu olayın geçtiği ülkede çok sayıda deli kız olduğundan akıllı insanlar 

çıldırmamak için kendilerini zor tutarlarmış. 

İşin ilginç yanı deli kızlar duvar üstünde bağırmakla yetinmeyip 

siyasette boy göstererek önemli görevler de alırlarmış. 

Onlar ermiş muradına , biz çıkalım seyrine. 

Bakalım hangi deli kızları, hangi guruplar ormana götürecekler. 

 Bu masal oldukça eski. 

Bilmeyenlere sözüm yok ama bilenler de ders almış gibi görünmüyor. 

Yıllar geçiyor. 

Deli kızlar akıllanacak gibi durmuyorlar. 

Azdıkça azıyorlar. 

Köyün erkekleri durumu anladılar elleri ceplerinde sakinleşmeye çalışıyorlar. 

Deli kızlar ise seslerini giderek yükseltiyor. 

Bağırtılar yaygaraya dönüştü. 

Köyün erkekleri daha ne kadar sabırla bekler bilinmez. 

Eğer deli kızlar akıllanmazlarsa kendilerine dağ veya orman yolları gözüküyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.