Dr. Sevinç Koçak

Dr. Sevinç Koçak

COVID-19 PANDEMİ GÜNLERİNDE  KİŞİLER ARASI İLETİŞİME DAİR…

 

Covid-19 Pandemisi tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Bir yandan bilimsel çalışmalarla virüsün aşısı ve tedavisi bulunmaya çalışılırken, diğer yandan verilen can kayıplarını azaltmak için her fert üzerine düşen izolasyon çabalarını gerçekleştirmeye çalışıyor.

Evlerde karantina ve izolasyon süreci çok kolay bir süreç değil… Her ailede ve her evde farklı iletişim ve günlük dinamikler ortaya çıkartıyor.

Sosyal ilişkiler ve kişiler arası iletişim açısından karantina günlerinde çok sık kullanılan ve daha önce bu kadar dikkat etmediğimiz, hatta bazılarımızın öğrenmekte zorlandığı bir kavram var: Sosyal mesafe!

Sosyal mesafe ve kişiler arası iletişim denilince benim aklıma kirpilerin hikayesi gelir hep.... Muhtemelen çoğunuz biliyorsunuzdur ancak burada bir kez daha anlatmak istiyorum kirpilerin hikayesini…

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış,çözüm aramaya başlamış. Tartışa tartışa,nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına,birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş. Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak,aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış.

İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama başka bir problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu 
seferde donmalar meydana gelmiş. Ne var ki, her gece kah uzaklaşa kah yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler.


İkili ilişkiler de böyledir bana göre… Birbirimizi incitmeyecek kadar uzak, ancak birbirimizi anlayabilecek, koruyabilecek, iletişim kurabilecek, sevecek kadar yakın durmalıyız…Bu sosyal mesafe için de böyle, iş ilişkisi için de, arkadaşlık, komşuluk, kardeşlik, aile ilişkileri ve ebeveyn ilişkileri için de…Temelinde de “saygı” kavramı yatmakta… Sosyal mesafe yalnızca, fırın, market, toplu taşıma kuyruklarında uyulması gereken bir mesafe değil gerçekte…Daima olması gereken bir mesafe. Bunu unutmuştuk! Sosyal mesafeyi koruduğumuz müddetçe toplumca saygılı bir birlikteliği de tesis etmiş oluruz…

Kişiler arası iletişimin sihirli bir kelimesi daha vardır: Empati! Kendini karşındakinin yerine koyarak anlamaya çalışmak demek olan empati, kişilerrarası iletişimde varılacak en üst mertebedir aslında. Empatik bir iletişimde insanlar daima birbirlerine tolerans geliştirip, anlayış göstermektedir. Bu o kadar da kolay bir şey değildir tabii… Kızılderililerin “karşımızdaki kişinin ayakkabılarıyla  yürümek” diye tabir ettikleri empatiyi kurabilmek için geniş açılı bakmak, egolardan sıyrılmak ve hak ve ögürlüklere saygıyı hayat felsefesi olarak içselleştirmek gerekir, karşınızdakinin neler hissedebileceğini düşünmek ve hissetmek gerekir.

Kişilerarası iletişimde “empati” ve “saygı” geliştiği müddetçe, sorunlar da asgari seviyede ortadan kalkacaktır… Keşke bunu hepimiz Covid-19 viriüs ile değil de kendi içsel süreçlerimiz ile öğrenseydik…

Covid-19 Pandemisi şüphesiz dünayada pek çok unsuru değiştirecek ve milyonlarca kişinin kendisini sorgulayarak farkındalığının artmasına neden  olmakta…Evlerde, karantinada kaldığımız şu günlerde, dar bir alanda, sosyal mesafelerimizi koruyarak, saygı ve nezaketle bir arada günler geçirmek zorundayız. Dışarıda sağlığımızı tehdit eden bir virüs varken, üstelik güzelim bahar günlerinin müjdeleriyle içimiz kıpır kıpır omasına rağmen kapalı mekanda kalmak zorunluluğunda geçecek günlerimizde birbirimizi incitmeyecek kadar uzak, destek olacak kadar yakın durmayı öğrenmeliyiz, öğreniyoruz, öğreneceğiz… Başka yolu yok!

Sağlıklı ve güneşli günlerde buluşmak dileklerimle…

 

Gündemden dikkatimi çekenler

  • Her durum karşıtı, benzeri ve çözümüyle birlikte var oluyor. Eğer iletişim ve teknoloji bu kadar gelişmiş olmasaydı karantina günlerini geçirmek de çok zor olabilirdi. Öte yandan, teknoloji bu kadar gelişmemiş olsaydı belki de Covid-19 virüsü de  olmayacaktı. Ancak her halükarda yaşadığımız şu günlerde e-ticaretin, iletişimin, internetin, uydu haberleşmesinin, sağlık sektöründeki teknolojik gelişmelerin ve daha bir çok gelişmenin var olmasına şükran duyuyoruz. Yoksa hayat daha da zor olacaktı. İşte bu günlerde evimizin kapısına kadar gelen hizmetlerden şartlara göre uyum gösterme refleksi nedeniyle Migros Sanal Market en önde gelen tedarik markalarından birisi  olmakta. Özellikle “temassız teslimat” seçeneği ve “kredi kartına sipariş miktarını bloke edip, eksik ürünlerin fiyatı düşünce işlemi gerçekleştirme” sistemi oldukça güven verici girişimler olarak görünüyor.
  • Koşullara göre ürün üretme çabaları devam ediyor… Burberry markası, maske, önlük, ve eldiven üretimine başladı. Kyle Jenne, kozmetik üretimi yerine dezenfektan üretmeye başladı. New Balance, Prada, Gucci, Yeaves Saint Loren gibi moda devleri de maske üretirken; Givency ve Guerlain gibi, parfüm markaları ile Absolut ve  Pernod Ricard gibi alkol üreticileri de dezenfektan üretimine başladılar… Klasik kriz mottosunu söylemeden geçemeyeceğim: Markalar, kriz dönemlerinde iyi şeyler yapıyorlarsa iyi, kötü şeyler yapıyorlarsa kötü olarak algılanacaklardır!
  • Covid-19 Pandemisinin hızla ilerlediği Mart 2020 döneminde Stackline’in yaptığı araştırmaya göre ABD’de e-ticaret sektörlerinde en çok artış gösteren ürün kategorileri açıklandı. Buna göre, Ekmek yapma araç gereçleri, spor ve fitness aletleri, saç boyama malzemeleri, ev ofisi kurmak için gereken araç-gereçler büyük bir artış göstermiş durumda. Yaşam şeklindeki değişiklikler ileride daha çok ürünün yükselişe geçmesini ve bir çok ürünün de pazardan kalkmasını sağlayacak gibi görünmekte…
  • #Evdekal, ve #Stayhome tagleriyle dünyada yürütülen karantina kampanyalarında yaratıcılık son sür’at devam ediyor. Bu çalışmalardan ülkemizdeki çeşitli belediyelerin yerel şivelerle yaptıkları outdoor ilanlar oldukça etkili olmuş. “Dip dibe sorutmayın ”, “Meydanda ağleşmeyin”, “Eccük daha sabır Erbaa” , “Gıldır gıcıh işler için dışarı çıkman”, “Evden bi’yere ırganman”  gibi sloganlar müthiş çekici ve sempatik.…Kutluyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.