Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

BÜYÜK RESİM ve/veya YAKIN PLAN!?

Her daim gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirine.
Konjonktür her şeye müsait, "kolpa" hariç.
---
ABD'nin testi'si kırık ve su tutmuyor!
Rusya'nın, Çin'in zenginliği izafi, Avrupa'dan kaynaklı!
Rusya'nınki özel'de enerji kaynaklı!
---
Kontrollü kaos'tan, "Gerçek zaman'lı satranç"a geçiyoruz.
Bugünkü yanlışlara direnip yarınki felaketlere engel olabilmenin en önemli şartlarından biri, geçmişi doğru ve iyi öğrenmektir.
---
98 yıl sonra bugün;
- Eğitim,
- Ekonomi,
- Demokrasi,
- Denge ve denetleme,
- Dış politika alanlarında ciddi sorunlar yaşayan...
- Küresel ve bölgesel itibarı sarsılmış,
- İç'e kapanmış,
- Bölgesel-küresel işbirliklerini ve birlikte çalışma olanaklarını kullanmayan...
- Güvenlikçi bir söylem ve eylemle yönetilen Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız.
Gerçek'i ortaya koymaz isen ne olması bekleniyor!
Bir anda nurlanan okur, nirvana'ya tırmanıp, perde arkasındaki saklı sırlara mı vakıf olacak?!
Kaldı ki, gazetecinin, habercinin görevi "gerçeklik çerçevesi"nin içinden geçmek, hakikat ne ise aramak, ortaya koymak.
Laik çağdaş yaşam'dan yana taraf olanların, Atatürkçüler'in hakkını savunmayı reddedip, Yamyam'ın, Vampir'in özgürlüğünü savunan yüksek demokrat gazetecilerin kanlarını kim'ler içti, itibarlarını kim'ler yedi?!
Merkez medya’da dönüşüm elzem.
Yobaz BOP'ta kavramların içini boşaltmakla kalmadılar, mesleklerin içini de boşalttılar.
Batı'da özelleştirmelerde belli bir orana sadık kalınırken, AKP'nin ne kadar nakit merkezi olan kuruluş var ise ne kadar stratejik sektör var ise hepsini özelleştirelim, dış güçlere verelim, küresel sermayenin hizmetine sunalım anlayışına karşıyım.
Ben bir gazeteci olarak AKP'li, MHP'li, CHP'li, İYİ’li vb olmak zorunda değilim!
AKP ve diğer iktidar partileri hakkında gördüğüm yanlışları okurlarımla paylaşabilirim.
Eleştirilerimi en sert şekilde de yapabilirim!
Yargıtay kararı ile de sabittir ki, ağır eleştiri hakaret değildir!
Oryantalizm ya da popülizm yapmak gibi bir mecburiyetim yok, hiç olmadı, her daim real politik'in içinden yürüyerek bugünlere geldik.
---

Sözün özü:
"12 Eylül sivil darbe süreci"nin arka planında, artık yabancı hiçbir devlet yok!
ABD çekildi!
İsrail çekildi!
İngiltere ve Almanya çekildi!
Fransa çekildi!
Rusya kıyıya çekildi!
Çin, Hindistan kendi coğrafyalarında!
İran hem AKP’nin yanında hem değil hem de AKP’yi küresel aksta bir piyon gibi kullanmaya devam ediyor.
---
2002-2021 bağlamında iddia şu:
BOP Eş Başı AKP ve Gülen iktidarında yaşanan çürüme, parçalanma, devlet iradesinin ortadan kaldırılması sürecinde, tek sorumlu TSK!
Neden?!
Çünkü, AKP ve Gülen'i devirmedi, yıkmadı, hesap sormadı!
Ağır davrandı.
Mı acaba?!
27 Nisan'da yapılan uyarı ortada!
Büyük sermaye ve Medya'nın "sarkastik", ulusal güvenlikten uzak, "Kazan & Kazan"cı duruşu da!
O günlerde herkes "demokrat" ve/veya kendine müslüman kesilmişti.
Önemle hatırlatırım, arşiv çok taze ve naylon içinde saklı, tozsuz sıfır kilometre!
Büyük emlak spekülasyonu sonrasında, 2007 parantezi kapsamında hep lüks konutlar inşa edilmedi mi?!
ABD, Avrupa batmışken, AB çökerken, Yunanistan dibe vururken, kanlı "Arap baharı"nın arifesinde Türkiye'yi birileri hep uçuruyordu değil mi?!
Hem de Cumhuriyet tarihinin üç katı borçlanma yapılmışken, lüks icraat ortada:
Milyon dolarlık evler, rezidanslar, AVM'ler vs.
Şimdi alıcı çıkar ise 100 bin liralık evi 300-500 bine satarsınız, artık bankalar da çürük projelere kredi vermiyor değil mi?!
---
Kendi adıma söyleyeyim yazılmayan ne kalmış?!
Ya da başkaları da çok şeyler yazmış, bilmiyorduk, görmedik demek mümkün mü?!
Şu an yaşanan kor'düğüm taraflı hakem sorunsalı.
Kirli su'yu döküp temiz su'yu almak varken, kirli su ile temiz su'yu aynı saksı'nın içinde tutmanın sakıncaları.
"Eldiven" varken, parmak izine gerek yok ve/veya aptal dostun olacağına akıllı düşmanın olsun, sorun çözmek için yeter de, değer de!
---
Bu ve benzeri insan zekası ile alay eden argümanlara cevap olabilecek, zaman tünelinden iç gıcıklayıcı birkaç enstantane daha yansıtalım...
Bir zamanlar dünya, "NATO" ve "Varşova Paktı" arasında iki parçaydı.
Değil mi?!
Literatürde buna "Soğuk Savaş" ve/veya "Casuslar Savaşı" deniliyor.
Alman icadı olan "Materyalist Sol-Komünizm"i savunanlar ile yine Alman icadı olan "Materyalist Sağ-Kapitalizm"i savunanlar karşı karşıya geldi.
İnsanlar bu iki ideoloji adına birbirini doğradı, devletler saflaştı.
Kapitalizm'i savunanlar ABD, Batı Almanya, İngiltere, NATO safındaydı.
Komünizm'i savunanlar Rusya, Doğu Almanya, Varşova Paktı safında!
"Soğuk Savaş" sona erdiğinde "İki Almanya" birleşti.
"Berlin Duvarı" törenle yıkıldı.
Bu sert/soğuk geçen süreç'in sonucunda, iki "testi"den biri kırıldı, diğeri çatladı.
Testisi kırık olan SSCB dağıldı, parçalandı.
Rusya'nın silahları, füzeleri, tankları, uçakları işportaya düştü.
"Gizli Servis" arka planlı küresel terör örgütlerine satıldı, pazarlandı.
KGB, devletin taşınmazlarını, paralarını oligark adı altında bazı isimlerin üzerine geçirdi.
Testisi çatlak olan ABD, "Süper Güç" oldu.
"Kürenin Jandarması" olarak taşeron iş yapmaya başladı.
Ardından, I. ve II Körfez harekatları geldi.
---
1992'de, ABD'nin testisinin (çok saklanmak istense de) çatlak olduğu ortaya çıktı.
Los Angeles olayları yaşandı, zenciler ayaklandı, kent yağmalandı.
Asker sokağa indi, örtülü sıkıyönetim!
Baba Bush'un ardından Clinton 'Başkanlık' makamına oturdu, ara dönem geldi, tüketime dayalı "neo lale devri"nin fitilleri ateşlendi.
Medyada ise haz, gusto, life style sayfaları geldi.
Sitcom gazeteciliği dönemi başladı.
İçerik değil, ambalaj önem kazandı.
Medya üzerinden sürekli dünyanın "küresel bir köy"e dönüştüğü ve dönüşeceği konusu işlendi.
Küresel sermayenin içine girdiği devletleri özgürleştirdiği, geliştirdiği, zenginleştirdiği kafalara "mıh" gibi çakıldı.
İletişim araçlarında yaşanan gelişme, yüzeysel de olsa kürede ortak bir dili seslendirdi:

"Küresel sermaye, özgürleştirir, zenginleştirir!"
Bu ılık suda bıcı bıcı yapılan süreçte "yabancı sermaye", gümrük kapılarını "özelleştirme, liberalleşme" isimli "truva atı" üzerinden aşmayı başardı.
Bunun için de bol bol medya patronajına rüşvet ödendi, siyasetçi ve yüksek bürokrat satın alındı.
---
Soğuk Savaş sona erdikten sonra, işsiz kalan casuslar ise şirketlere danışman ya da teknoloji casusu ve/veya ihalelerde suikast, komplo düzenleyen istihbarat görevlisine dönüşmeye başladı.
Büyük ihalelerde "enformasyon" adı altında, ulusal güvenlik'i hiçe sayan bilgiler ortalığa saçıldı.
Tabii ki, bunun için büyük paralar ödendi.
Bu sadece Türkiye'nin yaşadığı bir güvenlik problemi değildi, başta ABD olmak üzere, Rusya'sında Avrupa'sına kadar Almanya hariç tüm ülkelerde büyük güvenlik sorunsalı yaşandı.
Surdaki delik işte bu delik'ti.
Kaldı ki, Thatcher üzerinden zaten özelleştirme rüzgarı İngiltere'yi vurmuş, Özal üzerinden Türkiye'yi, Gorbaçov üzerinden SSCB'yi, Mitterrand üzerinden Fransa vb devletleri...
---
SSCB'nin dağılması ile başta Almanya olmak üzere büyük devletlerin kaptan köşkünde değişiklik oldu.
Özal, değişmeyi reddetti, tasfiye oldu.
Derken; 11 Eylül geldi.
Rusya'nın dağılması ile kaybolan silahlar işte bu zaman ortaya çıktı.
ABD'yi vuran uçaklar Almanya üzerinden havalandı.
Şu anda her taşın altında parmağı olan ve/veya her operasyonun içine el sokulan ABD vuruldu.
İkiz Kuleler yani küresel sermaye kalbinden vuruldu.
Sonra küresel sermayenin emrine girmiş Pentagon vuruldu.
Ardından Beyaz Saray vurulmadı ama isteseydi vururduk mesajı verildi.
Derken, Bush, Saddam ve El Kaide'ye savaş ilan etti.
Neo Haçlı Seferi'nden bahsetti.
Afganistan havadan vuruldu, Irak'a girildi ve bataklığa saplandı.
Saddam devrildi.
Aradan geçen süre içinde bu coğrafyada ABD kaybetti.
BOP operasyonu kapsamında, 2007'den bu yana da kaybediyor.
---
"Deliğe süpürmeyin, kullanın" ricası bağlamında, AKP'nin kesik başı yerine monte edildi.
"Aman ağzımızın tadı bozulmasın" başlığı altında ara bir dönem için izin çıkarıldı.
Ne var ki, 2021 güz vakti, 2005'te Erdoğan ile Soçi'de özel bir görüşme yapan Putin tek kazanan.
ABD batıyor, yeni SSCB ve/veya Neo Çar Putin Rusya'sı ayağa kalkıyor.
Almanya batıyor, Rusya çıkıyor.
AB projesi çöktü, Putin eski SSCB üyelerini geri topluyor.
Laik Batı çöküyor, İran, Çin, Rusya, Hindistan, AKP ve Gülen kazanıyor!
Bu durumda ne düşünmeliyiz?!
Sizce "öküz" uçar mı ve/veya AKP'yi Öküz'ün uçacağına kim ikna etti?!
---
Amaç, ABD'yi daha kuvvetlendirmek ise 2007 öncesinde AKP ve Gülen iktidarı yıkılır, Batı Roma'nın bölgedeki çıkarları korunurdu!
Değil mi?!
Siz hiç satranç oynadınız mı?!
O halde oyun'da ters olan ne?!
AKP ve Gülen iki eksen arasında sıkışmış, cıyaklıyor!
Balyoz da ense köklerinde donmuş bir halde bekliyor.
Kaldı ki, kürede "enerji bazlı dünyalar savaşı" yapılıyor.
Rusya için önemli olan enerji koridorunun güvenliği ve akışkanlığı, AKP ve Gülen'e ne olacağı değil!
ABD'nin bu coğrafyayı terk edeceği Putin'in, Almanya üzerinden seslendirdiği dezenformatif bir argüman.
Kim satın aldı ise o düşünsün!?
AKP ve Gülen "Öküz'ün uçacağına inandı, inandırıldı!"
Ne var ki, burada rahatlıkla ifade etmeliyim ki, vakti zamanında biz uyardık.
Bugün yaşananlar, yaşanacaklar için tarihe not düştük.
Vs.
Şimdi neden cıyaklıyorlar, o gün nasıl kasılıyorlarsa yine kasılmaları gerekmez mi?!
Madem uçmayı bilmiyordunuz, ne diye yan toplara girdiniz ha(z)cı abiler?!
---
Demem o ki:
Enerji bazlı "Dünyalar Savaşı" kapsamında, AKP ve Gülen'e, 2007'de kredi açan güç merkezleri aradan geçen süre içinde "bir kaybeden"!
Kimmiş bunlar?!
ABD, İngiltere, Fransa, İsrail!

("İyi Polis Kötü Polis Oyunu"nda" son perde ve "Final", "Derin U dönüşü" zamanı!)

İngiltere hem operasyonu yönetiyor hem de Osmanlı coğrafyasında istenmeyen devlet!
Kendini Türkiye Büyükelçiliği üzerinden temsil edebiliyor.
Bu krediyi açan güç merkezleri peki neden AKP ve Gülen'e bu krediyi açmışlar, hiç düşündünüz mü?!
"İran savaşı"na destek çıkmaları kaydıyla değil mi?!
Peki, 1 Mart Tezkeresi sürecinde ne olmuştu?!
Erdoğan, önce ABD İstanbul Başkonsolosluk Binası'nda Zapsu ile birlikte söz vermiş, sonra da Beyaz Saray'da aynı sözü Bush'a tekrarlamıştı, değil mi?!
Netice, 1 Mart Tezkeresi geçmedi, yani II. Tezkere geçmedi ve ABD, Irak'taki savaşı kaybetti.
11 Türk askerinin başına çuval geçirildi, Türk/ABD ilişkileri çıkmaza girdi.
Kurtlar Vadisi-Irak filmi üzerinden ABD askerleri sokağa çıkamaz hale geldiler, Pentagon açıklama yapmak zorunda kaldı.
Sonra "deliğe süpürmeyin" diye anılan süreç başladı.
BOP operasyonunun Türkiye ayağında ne kadar "takoz" var ise Londra üzerinden vizyona sokulan yeni BOP operasyonu bağlamında, tek tek evlerinden sabahın kör vakti toplandı.
AKP ve Gülen ya da Gül, Erdoğan, Gülen, 1 Mart Tezkeresi'nde olduğu gibi ucuz yırtacaklarını, İran savaşının hiç çıkmayacağını varsayarak, NATO'ya, TSK'ya, Laik Batı'ya savaş ilan etti.
Ne kadar muhalif var ise evrensel hukuk kuralları hiçe sayılarak Silivri Toplama Kampı'na kapatıldı.
Yargılama adı altında zulüm yapıldı.
Belge ile kağıt parçası arasındaki farkı bilmeyenler yazı yazdı, istihbaratçılık oynadı, devlet yönetti.
Medya üzerinden TSK'yı, Atatürk Türkiyesi'ni hedef alan yayınlar yapıldı, komplolar kuruldu.
---
Netice:
2021 güz sancısı!?
Dünya, 1939 şartlarını yaşıyor.
Üretmeden tüketmeye alışmış insanlar, bu defa lüks tüketmek için bu sarmalın devam etmesini istiyor.
Literatürde buna "dengesiz denge" deniliyor.
Yani, yenisi oluşana kadar, "palyatif" tedbir, ara sistem.
---
2007 öncesinde AKP ve Gülen iktidarı zaten ömrünü tamamlamıştı.
AKP'ye yeni ömür biçenler, İran savaşı karşılığında biçmişlerdi.
Uçarı kaçarı yok, ya AKP İran'ı vuracak ya da İran ve Suriye ve PKK üzerinden AKP ve Gülen iktidarını vuracaklar!
HAARP?!
---
Demem şu ki:
Siz hiç büyük satranç tahtasında kendi aklınız ile "satranç" oynadınız mı?!
Bakın bakalım, aradan geçen sürede kimler avlanmış!?
1. AKP ve Gülen'in elinden mağduriyet ve mazlumiyet kartları alınmış.
AKP ve Gülen iktidarının hırsız, arakçı ve karşı devrimci olduğu kayda geçirilmiş.
2. "Gül, Cumhurbaşkanı olursa ne olur?" diye kampanya yapan, yaptırılan 28 Şubat'çı tayfa, ne olacağını görmüş, test etmiş, önlerine konulan "fatura"yı kabullenmiş.
3. "Türban", askeri tahrik eden bez parçası olmaktan çıkarılmış, 28 Şubat'ta yapılan hata tekrarlanmamış!
4. "1 Fil yetmez 3 Fil daha verin" operasyonu bağlamında, AKP ve Gülen iktidarının kabuk devleti ele geçirmesine izin verilmiş.
Velev ki, yobazlar iktidar oldu ne olur sorusunun cevabının canlı testi yapılmış!
5. Dünya, AKP ve Gülen iktidarı üzerinden yeni bir Dünya HAARP'ın eşiğine gelmiş.
Rüşvet, devlet ve/veya devletler katında büyük tıkanmalara, yozlaşmalara yol açmış.
AKP ve Gülen'in açgözlülüğü, hem Doğu Roma hem de Batı Roma'da rüşvet almış olması, kendisinden istenilen keskin (eksen) tercihi yapmasını imkansız kılıyor.
Bu da Türkiye'yi, istihbarat savaşları kapsamında operasyona açık hale getiriyor.
Destabilizasyon, iç savaş sarmalı!
Madem demokrasi var, o zaman da kuralları olmayan demokrasi çözebiliyor ise çözsün sorunu!
Bu kaotik süreçte, güvenlik olmadan demokrasi olamayacağı, kural tanımayan iş dünyasının kafasına çakılmış.
6. Çöken BOP süreci ve/veya 2007 öncesinde ve sonrasında Batı'da özelleştirme denetim altına alınmış, başta ABD olmak üzere, Batılı devletler özelleştirmeye ulusal güvenlik sınırlaması koymak zorunda kalmışlar!
Bu da Türkiye'nin yeni süreçte bazı özelleştirme ihalelerini iptal edeceğini ve/veya zaten hukuken butlan yani geçersiz olacağını, bu kirli sürece dahil olanları çok büyük yargılamalar beklediğini gösteriyor.
7. Küresel aksta, Atatürk Türkiye'si düşer ise Laik Batı da düşer, herkes ayağını ona göre denk atsın mesajı verilmiş!
Arap baharı, her an için İsrail'in gözyaşına ve/veya Neo Yahudi avına dönüşebilir!
Somut olarak büyük satranç tahtası üzerinde, hamle hamle gösterilmiş, kayda geçirilmiş.
Sözün özü:
Basınç altında sakin kalmak zor bir şey ama aynı zamanda neyi neden yaptığını biliyor isen güzel de bir şey!
---
Satranç tahtasını kilitlemek ya da rakibinin yiyerek şişmanlamasını beklemek yorucu olsa da, gelinen nokta itibariyle güzel bir şey!
Buz savaşçısı!?
Birileri TSK'nın zekası ile alay etmek istese de, netice ortada!
Atatürk Türkiyesi'ne tuzak kuran herkes cıyaklıyor.
İşte o cıyaklayanlar; "Asker" bir an önce araya girip kendilerini kurtarsın istiyor.
Eşek'i dama kim çıkarmıştı?!
---
Ne demiştik?!
"İran sarmalı" nihayetlensin, daha bitmedi, mek parmak sonrasında yanıbaşınızda.
Kürede "Türkiye" üzerinden "yeni" bir "denge" kuruluyor.
Yeni süreç'i anlamak isteyenler, en başta zihinlerindeki kirli suları döksünler, sonra temiz suları eskisi ile karıştırmadan alsınlar.
TSK, soğuk savaş ve/veya NATO döneminden kalma bir ordu değil artık!
Yazılımını "çağın ruhu"na göre güncelledi, sabırla doğru bahar'ın gelmesini bekledi.
Uzunca zamandır ne diyoruz, ne yazıyoruz burada, çekirdek devletler ile küresel sermaye arka planlı yapılar çarpışıyor.

Küresel sermaye arka planlı yapıların içinde sadece AKP ve Gülen yok ki!

Emekli paşa, maşa, medya patronajı, popüler medyacı, yüksek bürokrat, siyasi parti yönetim kadrosu, genel başkan, istihbaratçı vb.

2009'daki Ergenekon mahkeme ifadeleri üzerinden de AKP ve Gülen iktidarı yıkılabilirdi ama dış ayak hazır değildi.

Şimdi hazır!
Acem sürgüsü!?
Kilit!
Gordion Düğümü!?
Asker dediğiniz savaşır, ölmekten korkmaz, demeye getiriyorsunuz ama "Acem dilemması" bağlamında korkan kim?!
Asker mi, yoksa, AKP, Gülen, medya vb mi?!
---
Demem o ki:
Sadece ter akıtmak yetmez, neyi neden yaptığını da bilmek şart!
Dememiz şu ki:
Siz hiç uçan "Öküz" ya da "Fil" gördünüz mü?!
Eğer görmedi iseniz lütfen alıcılarınızın ayarları ile oynamayın!
Eğer başarabilir iseler dünyada ilk uçan bakarlar, şu an iktidarda duran ikili ve arka planı olacak!
Hülasa:
Küresel aksta, "Derin U dönüşü"!?
Bumerang zamanlar?!
AKP için yol'un sonu!
Süreç'in yanar dönerleri de makas'ta.
Devletlerin dostu yoktur, yüksek çıkarları vardır!
Ezcümle:
Türkiye'nin "Demokrasi" değil "İmamokrasi" ile yönetildiği bir dönemde, BOP'a muhalif olmak, AKP'ye muhalif olmak demek, aynı zamanda varlığı ispat edilemeyen, tamamıyla uyduruk bir terör örgütüne üye olmak manasına mı gelmektedir?!
Asıl cevabı aranması gereken soru bu olmalı!
2021 "Son"baharında, küresel aksta ortak çıkar:
Yeniden Atatürk!
Yeniden Laik Türkiye!
Yeniden çağdaş Türkiye!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.