Dr. Mehmet Cavlı

Dr. Mehmet Cavlı

Bir Ülke Hayal Ediyorum.(1)

Uzun laflar üretmeden, içi boş,  laf olsun torba dolsun demeden, öyle temennilerde bulunmak istiyorum ki; nüfusunun yüzde 40’ı, 40 yaşın altında olan bir nüfusa hatıra kalsın. 

Yazdıklarım, dünya dışı hayali bir kurgudur.

Hayalini kurduğum bir ülkede sokakta, çarşıda, pazarda, tarlada, tartıda, parada ahlak sorunu olmasın. Ekonomik sorun yaşanmasın. Siyaset hayır ve hasenat yarışı olsun. İnsani ve ilahi hakları dürüst metodlarla savunmaya çalışan, fikir ve düşünce fukaralığına ayakları kayıpta düşmemiş düzgün bir medya olsun hayal ediyorum. Bütün gençlere örnek olan, tertemiz insanlarla kurulmuş, aklı selim düşünen, öz konuşan, medeni yaşayan, bilime önem veren, manevi değerleri yüksek, örnek yetişkinlerin yaşadığı bir ülke olsun, hayal ettim hep.

Öyle anne, babaları hayal ettim ki, evlatlarını düşünerek gaflete düşmeden muhtemel her türlü bataktan kurtarmak için çırpınsınlar. Kendi çocuklarını komşularına örnek insanlar olarak büyütürken, komşularınada yardım etsinler. Bu ebeveynler, medeniyete ve öğrenmeye doymayan, okumaktan, çok okuyan, öğrenmekten üşenmeyecek evlatlar yetiştirip, “aman dikkat edin” diyerek medeniyetsizlerin ve hatta başka ülkelerin kölesi olacağının farkında, uyanık bir gençliğin yetişmesine çırpınsınlar. 

İnsanları kendisi ve başkaları diye ayırt etmeyenlerin ülkesi hayalimdir. Kendi cemiyeti ve sonra başkaları, kendi tarikatı ve sonra başkaları, kendi siyaseti ve başkaları, kendi dini inancı, felsefesi ve sonra başkaları, kendi malı ve sonra başkaları, kendi çocukları ve sonra başkaları gibi. Hiç kimseyi ötekileştirmesinler. Ötekilere saygılı, ortak değerlere medenice yaklaşanların hayali ülkesini hayal ediyorum. Kendisi kadar, başkalarını düşünen olsunlar.

Kendi menfaatini temin etme uğruna başkalarının menfaatlerini gasp etmeyen, vahşetten uzak, nitelikli insan ülkesini hayal mayal görmek istiyorum. Kendi menfaatlerini, başkalarının menfaatine seve seve bağışlayan insanların doldurduğu ülke nerede? Kadir şinasların ülkesi neresi? Kadir şinaslık ülkenin şerefi değil, o şeref ülke insanlarının şerefidir. Şeref insanlarla doğru orantılıdır. Ülke, kendi insanlarıyla şereflidir.

Bir ülkede ters giden ne varsa, o ülke insanlarının toplu aynasıdır. Terslik varsa,sebep  insanlardır.

Hakkın, kuvvetliden yana işlemediği, hakkın haklıya güneş batmadan verildiği ve yırtıcı hayvanlar  gibi başkalarının haklarını gasp  etmek isteyenlere “dur ne oluyor bakalım” deyenlerin, mani olanların yaşadığı bir ülkeyi hayal ediyorum. “İstemiyorum” denir mi, böyle hayali bir ülkede yaşamaya.

Hürriyet bir fikirdir. Tarihte, hürriyeti bulan hiç bir örnek ülke gösterilemez. Yüz yıllardır, hürriyet adına sokakların huzurunu bozarlar. Hürriyet diyenlerde, kendi ülkelerine zarar verirler. Dikkat, dikkat. Hürriyet gerçekleşmesi imkansız bir yemdir. Tuzaktır. Hürriyetin belirlenmiş bir ölçüsü yoktur. Bu yem ülkeleri karıştırmak için üretilmiştir. Ülkelerin yanıp kül olmasına sebep bir alevdir. Bu alev kalabalıkların toplanmasına, kargaşaların çıkartılmasına, düşmanların sevinmesine vesile bir ateştir. Hürriyetmiş, eşitlikmiş, kardeşlikmiş sadece laftır. Kalabalıkları patlatan, bir volkandır.
İtirazlar, tekzipler, anlaşmazlıklar, küçük ihtiraslar, laf olsun diye öne sürülen önemsiz kanaatler, ras gele hisler, şiirsel nutuklar, tenkitler vs. durumları hürriyet, eşitlik ve kardeşlik anlamlandırmaları ile alevlendirilir. Kalabalık güruhların aldanışı hürriyettir. 

Siyaset  ahlaktır. Siyaset, hürriyeti kullanmaktadır. Her fert medeni olmalıdır. Medeniyet kuralları ile eğitilmelidir.

Siyasetin içerisi boş laflarla doldurulmasa ne iyi olur.

Kalabalıklar eğitimli olsa, hiç bir fert, kurnazlığa ve yapmacık kişiliğe bürünemez. Bürünüyorsa, o kişiliği onaylayanların, alkışlayanların yüzündendir. Ahlaka uygun olmayanın tahtı devam ediyorsa, sebebi kalabalıkların alkışıdır, desteğidir. Tarih onu irdeler. Kötü karakterler, tarihi  yaşamın serüven kalıntılarının arasına nefretle gömülürler. O kalıntılar, mahşerde açılır.

“İstediğimi ver, vermezsen kötüsün” diyenin haksızlığı savunulamaz. Hak, “istediğimi ver” diyen haksız insana hakkı olmayan istediğin verilmemesi ile başlar. Haksızların avukatı, amiri, hükümdarı, komşusu, arkadaşı olanların ülkesini hayal edemiyorum.

Haksızların saltanatı elbet yıkılır. 

Hayal edilen refahın; planı ve programı dürüst olmalı ki; refah sekteye uğramasın, boşa beklenilmesin. Refahı hayal ettirip, refahı vaat edip insanları cehenneme götüren nice zalim,  kirli vasıflara haiz insanlar yüzyılların tarihi süreçlerinde tahmin edilemeyecek kadar hızla geçmişlerdir. Hepsi de ölüler. Masallarının oyununu oynayıp, gittiler.

Sonradan görme, muazzam sanılan, harikulade gösterilen, şatafatlı ve kocaman gömleklerin içinde kaybolan birçok insanların hataları, yanlışlıkları, yalanları, savurganlıkları yüzünden  yaşadığı ülkelerin nasıl mahvolduklarını birçok tarihi kitaplarda okuduk.

Siyasetin alfabesini bozanlar, halkın kişisel menfaatlerini, kıskançlıklarını ayırt edemeden göçüp gittiler. Halkı tatmin edemediler. Aldattılar. Halkın ahlakı bozuldukça, düzen bozuldu.  Bu çeşit ülkeleri tarihin karanlık veya aydınlık sayfalarında okuduk. 

Nefsi menfaatlerin öne çıktığı yerde, karakterler zehirlenir, desiseler artar. Körü körüne itaat edilen her cephe, görüldü ki; geçmişte her ülkeyi ikiye, üçe, beşe böldü. Sonuç olarak devlet, siyaset ve vatan elden çıktı. Tarihin renkli sayfalarında, siyah beyaz renkte gördük.

Hayal ettiğim ülke, aile olsun. Aile birliği olsun. Her bir insan bir bir, kocaman bir ülkenin evlatları olsunlar. Aileler devletin sahipleri olsunlar. Her aile kendisine mutlu olsun. 

Ülkenin yöneticileri, halkının kölesi gibi çalışsınlar. Ülkeyi yönetenlerin ceketlerinin düğmeleri ilikli, “emrinizdeyim” edasıyla, hazır olda halkının karşısında saygıyla dursun. Halkta ceketlerinin düğmeleri açık vaziyette, durumu analiz etsin. Halk rahat ve kendinden emin olsun.

Bu hem insani ve hemde ilahi bir düzenin hayalidir.

Hiç bir kimsenin diğerini istismar etmeyen sistemin, kanunun, anlayışın hayali bu.

Sadece hayaldir.

Devam edeceğim.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.