BALKAN DOSYASI 7. BÖLÜM KOSOVA BÖLGESEL KALKINMA BAKANI FİKRİM DAMKA: GEÇ OLMADAN GELİN!

ce2dfc67-3c3e-4f2f-8106-27c509ffca06.jpegBugün Balkanların yeraltı zenginlikleri nedeniyle en stratejik bölgesi olan Kosova’dayız. Resmi adıyla Kosova Cumhuriyet’ndeyiz. Sınırlı tanınılırlığı olan, denize kıyısı bulunmayan Kosova; başta ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya, Fransa tarafından adeta yeniden inşaa ediliyor.
Özellikle Piriştine sokaklarında ABD, İngiliz ve Alman bayraklarını görmek artık kimseyi şaşırtmıyor.
Tabii tüm bunlara paralel olarak da bölge hala daha Balkanların en sıcak çatışma bölgesi. Kosova’nın kuzeyi tıpkı yıllarca Türkiye’nin güneydoğusu gibi terör guruplarının en sevdiği yer. Nedense(?)…
Daha geçtiğimiz hafta bile sıcak çatışmaların olduğu bölgede NATO ve BM devrede…
Yani herkes burada! Bu durumu bir sonraki yazıda ele alacağım. Neden herkes burada? Türkiye ne kadar burada?
Bugün sözü Kosova Cumhuriyeti hükümetinin tek Türk Bakanı olan Kosova Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka’ya bırakacağım.
Bizi Piriştine’deki makamında kabul eden Damka, Türkiye’ye, ‘Geç olmadan bu topraklara gelin’ çağrısı yaptığında çok gururlandık ama neden eksik kaldığımızı anlayamadık.
Alman Büyükelçisinin odasındaki Türk bayrağını gördüğünde, ‘Bu bayrak neden burada’ dediğinde verdiği cevap karşısında ağladık. Fikrim Damka’nın kahramanca cevabı karşısında sözün bittiği yerdeydik.
Buradaki soydaşlarımız için en çok istediği ve stratejik öneme sahip olan, ‘ Anavatan ile bağ kurma kartı’ diye tanımladığı TURKUAZ KART’ın ise neden verilmediğini anlayamadık.
Bir nebze biz de bir ‘ses’ olmak için, Fikrim Damka ile yaptığım sohbeti virgülüne dokunmadan yayımlayıp hem ‘DEVLET AKLI’nın, hem de her TÜRK’ün dikkatine sunmak istedim.
İşte o sohbet:
- Burada Türkiye ve Türklerin durumu size göre nasıl?
FİKRİM DAMKA: Aslında Balkanlardaki Türk toplumunun kaderi hemen hemen aynı. Özellikle Yugoslavya’nın bölünmesinden sonra Yugoslavya içerisinde çoğunlukta olan Makedonyalı Türkler ile birlikte Kosova’daki Türkler ciddi bir sayıyı oluşturuyordu. Dolayısıyla haklar konusunda biraz daha söz sahibiydiler. Fakat Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Makedonya ayrıldı, ayrı bir Cumhuriyet oldu. Biz Kosova bağımsızlığımızı 2008’de ilan ettik. 99 savaşından sonra kendi kaderimizi çizmeye başladık. Dolayısıyla burada çoğunluk olan Türk toplumu maalesef ikiye bölündü. Sınırlar her ne kadar olsa dahi sorunlarımız , kaderimiz aynı. Allaha şükür işbirliklerimiz Makedonya Türkleri ile çok sıkı bir şekilde devam ediyor. Oradaki siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile sıkı bir ilişkimiz var. Ama paylaştığımız kader yine aynı. Yine sorunlarımız aynı. Makedonya’daki Türk topluluğunun devletle yaşadığı sorunlar, bizim yaşadığımız devletle ilgili sorunlar hemen hemen aynı.
Aslında Kosova’daki Türk toplumu siyasi haklar bakımından Anayasal olarak garantilenmiş haklara sahip. Bunlardan mecliste garantilenmiş 2 milletvekili sayısına sahip olması, ki buna yine seçimle giriliyor ama garantilenmiş 2 milletvekili hakkı var. Yine hükümette topluluklara garantilenmiş bir bakanlık mevcut. Bu Türk toplumuna değil ama bizim ağırlığımız koalisyonda iki vekilliğin ağırlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ağırlığı eklenince, 2007 yılından bu yana her hükümette bir bakanlık mevcut. Bazen değişik bakanlıklar, yerel yönetim bakanlığı, bir ara Çevre Bakanlığı, bir ara Sağlık Bakanlığı, Şimdi de Bölgesel Kalkınma Bakanlığı’nı yürütüyoruz.
Dolayısıyla her zaman Türk toplumunun siyasi olarak Kosova Demokratik Türk Partisi tek gücü olan toplumun her zaman hükümet ortağı oldu. Bazen daha geniş yelpazede bakan ve bakan yardımcılıkları , bazen daha kısıtlı ama her zaman halkın temsilciliğini yaptık.
Tabii ki yürüttüğümüz bu bakanlık sadece Türk toplumunu kapsayan bir bakanlık değil, genele hitap eden bir bakanlık . Kosova’nın genelinde yüzde 90 Arnavut olan , çoğunluğu Arnavut olan bir toplum. Diğer topluluklar sayısal olarak az olan topluluklar; işte Sırplar, Türkler, Boşnaklar olarak bir siyasal yelpaze mevcut. Topluluklara verilmiş, garantilenmiş yine bazı haklar var. Kamu prsoneli içinde en az yüzde 10 temsiliyet hakkı mevcut. Tabii bunu bazı yerlerde kullanabiliyoruz, bazı yerlerde bunu kullanmakta zorluk çekiyoruz. Yine yerel yönetimlerde belediyelerde temsiliyetimiz mevcut. Yine Mamuşa Belediyemiz Türk Belediyesi. 5500 -6 bine yakın nüfusu olan bir belediyemiz. Daha önce köy sonra belediye statüsünü kazandı. Ve şu anda tek Türk belediyemiz mevcut. Siyasi olarak diğer kurumlarda da mevcudiyetimiz var.
OKULLARDA TÜRK SINIFLARI MEVCUT AMA….
TERCÜME EDİLMİŞ KİTAP SIKINTIMIZ
Sorunlara gelince;
Türk toplumunun her zaman en önde tuttuğu sorunlardan bir tanesi eğitimdeki sorunlar. Son birkaç yıldır iyice bu sorunları giderebildik. Ancak Türkçe dilindeki eğitimde , yani bizim bu okullarda aynı okul içerisinde Makedonya’da olduğu gibi aynı okul içerisinde sınıflarımız ayrıdır. Yani bir okul içerisinde Türk sınıfları mevcut. Boşnak sınıfları mevcut, Arnavut sınıfları mevcut. Örneğin Mamuşa'da çoğunlukla Türk sınıfları mevcut. Birkaç Arnavut sınıfı mevcut. Ama Prizen gibi Piriştine gibi yerlerde, daha doğrusu okul içerisinde karma sınıflar mevcut. Karma deyince; sınıflar içinde değil de okulun içinde karma sınıflar. Dolayısıyla Türkçe eğitimde yaklaşık olarak 3000'e yakın öğrencimiz mevcut . Bu ilkokuldan tutun, anaokulundan tutun üniversiteye kadar ki sayımız . Tabi en büyük sorunlardan bir tanesi tercüme edilmiş kitaplar sorunu. Bunu eğitim bakanlığıyla gidermeye çalışıyoruz. Kosova Eğitim Bakanlığı ile gidermeye çalışıyoruz. Bir kaçını giderebildik. Lisedeki sorunumuz , kitap konusunda devam ediyor ama bunu da Türkiye Cumhuriyeti ile gidermeye çalışıyoruz. Özellikle eğitimde Türkiye Cumhuriyetinden gerekli desteği alabiliyoruz. Buraya atanmış olan Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim müşaviri var. Bu eğitim müşaviri sayesinde eğitimde ciddi atılımlar gerçekleştirdik. Hem ilkokul , hem lise, ciddi kitap desteği yardımcı kitap desteği geldi. Bütün çocuklarımıza tablet dağıtımı gerçekleşti, her yıl birinci sınıfa kaydolan çocuklarımıza tablet dağıtımı gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyeti sayesinde okullara akıllı tahtaların temini yine Milli Eğitim Bakanlığından sağlandı Türkiye Cumhuriyetinin. Eğitimdeki öğretmenlerimize seminerler , Türkiye'de ve burada olmak üzere düzenleniyor. Öğrencilerimize birinci ve ikinci sınıfa kayıt olmuş öğrencilerimize yerinde burs temin ediyoruz. Bunu İç işleri Bakanlığı yeterli araçlarıyla gerçekleştiriyoruz. Öğretmenlerimize bir destek geliyor yine Dışişleri Bakanlığı üzerinden . Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Kosova’daki Türkçe eğitime ciddi bir desteği var. Bu konuda hem Dış İşleri Bakanı Mevlüt Bey’in hem de Özer Bey'in ciddi katkıları ve ciddi destekleri var. Bu eğitimdeki desteğimiz inşallah devam eder çünkü Kosova’daki Türkçe eğitim, bizim için önemli . Önemli olmasının sebebi şudur: Çünkü Türkçe eğitime başlayan bir çocuk, Türk olarak yetişmeye devam eder. Eğer çocuk Arnavutça okula giderse, Arnavutça eğitim alırsa , burada asimile olmuş olur ve artık Türklüğünü kaybetmiş olur. Bizim için en önemli unsur budur. Bulgaristan’da bu sorun değil. Çünkü Bulgaristan’da din birliği yok. Bizde ise Arnavutlarla aynı dini paylaşıyoruz. Aynı yerleri paylaşıyoruz. Kız alıp veriyoruz. Dolayısıyla Türkçe eğitim son derece hassas, çok önemli bir nokta. Vazgeçilmez bir nokta bizim için. O yüzden ona en çok ağırlığımızı ona veriyoruz. Ondan sonra , Türk kültürüne ağırlığımızı veriyoruz.
Türk kültürümüzde 1951 yılından beri kurulmuş derneklerimiz mevcut. Örneğin 1951 yılında Doğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği kurulmuş. Bugün ise yaklaşık olarak 50’nin üzerinde Türk kültür sanat dernekleri mevcut. Bunların hepsi faal. Tabii kendi zorlukları mevcut, bu zorlukları hem Kosova kurumları içerisinde halletmeye çalışıyoruz hem de Türkiye Cumhuriyetinden bazı desteklerle gidermeye çalışıyoruz.
TÜRK TİYATROMUZA DESTEK İSTİYORUZ
Türk Tiyatrosu ciddi başarılar elde eden bir tiyatro , amatör olmasına rağmen . 70 yıllık Türk Tiyatromuz var. İnanılmaz sahneledikleri tiyatrolar var. Bu hem çocuk hem büyükler olmak üzere, çok da fazla başarılara imza atmış. Konya gibi Antalya gibi uluslararası tiyatro festivallerine katılım gösterip ödül, derece alan tiyatrolarımız var. Üsküp’ teki profesyonel tiyatrodan destek almış , oranın rejisörlerinin, oyuncularının, bazen karma oyunlarda oynadıkları tiyatrolar var. Yani buradaki tiyatromuz çok gelişmiş bir düzeyde. Belki bu tiyatroların daha fazla Kültür Bakanlığı Tiyatrolar Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmesi gerekiyor. Proje bazında desteklenmesi gerekiyor, oyun bazında destek vermesi gerekiyor, inşallah bunu yapabiliriz. Çünkü bu bizim için önemli yani buralarda Türk tiyatrosunun oynatılması bizim için son derece önem arz eder. Bu iki konu en önemli konu.
-Soy isimlerde oynama oluyormuş galiba son zamanlarda?
FİKRİM DAMKA: Soy isimler Kosova'da olmaz ama o Makedonya’da oluyor. Eski Yugoslavya’da olur. Bizde değil. Çünkü çok fark etmiyor soy isimler bizde. Mesela Mamuşa’ daki soy isimlere bakarsanız Arnavut’tur. Ama hepsi Türk’ tür. Yani çok karışık ama burası Türktür. Bizdeki soy isimlerle çok oynama olmamıştır ama baskı olmuştur. Zamanında baskı olmuştur. Mesela bizim Türkiye’den en fazla istediğimiz, en fazla dile getirdiniz Türkiye ile ‘BAĞ’ pekiştirmek adı altında bir karttır. Bu turkuaz kart olur, mavi kart olur, yeşil kart olur , pembe kart olur hiç önemli değil . Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'ne bağını hissettirecek bir kimlik kartı.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ‘BAĞ’ INI HİSSETTİRECEK KART İSTİYORUZ!
Yani bu kart , buradaki Türklerin anavatanla olan resmi bağı. Pasaport istiyoruz , pasaport ve vatandaşlık verilmiyor. Niye? Göç edersiniz vs. Tamam, o zaman. Biz göç etme derdinde değiliz. Göç etmek de istemiyoruz . Bu topraklarda yıllarca varız, devam edeceğiz , destek olduğu sürece devam edeceğiz, devam edeceğiz . Yani bu göç belki Avrupa yoluyla Türkiye uçak değil ama biz şunu istiyoruz yani, bizim ana vatanımıza bağımızın bir kart üzerinde olması.
‘ Evet benim anavatanım var , anavatanımda gidip 3 aydan fazla oturabilirim. Sınırdan geçerken niye ceza ödeyeyim?’ , anlatabildim mi ? Veya bu kartla sağlık sigorta primlerini ödeyerek gidip örneğin bir üniversitesi hastanesinde tedavi olayım.
-Güzel ve doğru bir öneri
FİKRİM DAMKA : Biz bu öneriyi bir kaç defa Dışişleri Bakanlığı'na sunduk. Örneklerle de sunduk fakat cevabını her ne kadar Dışişleri Bakanı uğraşsa da , bürokratik olarak cevabını alamıyoruz . Yani bir muhalefetlik var, bir şeyle karşılaşıyoruz, ‘ ya işte fazla kart çıkartmayın ne yapacağız artık işte genişlettik vs ..’ böyle bir şey.
Dış işleri bakanlığı iki defa görüştüm bu konuyu bizzat yazılı olarak teslim ettim , konuştum, Cumhurbaşkanına ilettim konuyu dosya olarak ilettim. Bütün konularla ilgili sorularla ilgili . Ama bizim için bu elzem. Elbette vatandaşlık istiyoruz ama vatandaşlıkta ilginç bir ezber var göç edersiniz diye. Halbuki bizim Türkiye’de okuyan 2 bine yakın öğrencimiz var. Bunlar evlilikler yapıp evlenip Türkleri buraya getiriyor.
-Siz de Türkiye’de okudunuz?
FİKRİM DAMKA: Ben de Türkiye de okudum geri döndüm. Dönenler var çok da geri dönenler var. Türkiye'de evlenip buraya dönenler var. Burada iş kuranlar var, artık eskisi gibi değil. Globalleşti. Artık dünya eskisi gibi değil. Artık dünya küçüldü .İstanbul’dan sabah uçağa binip insanlar tedavisini yapıp geri dönüyor. Mavi kart bize bir güvence sağlar, başka bir şey sağlık. Önce sağlık. Sonra buradaki Arnavutların Arnavut pasaportu var. Sırpların hepsinin Sırbistan pasaportu var. Hepsinin var. Bulgaristan Gora Bölgesindekilere Bulgaristan pasaportu verir.
Yani o diyor ki, ‘evet benim orada 300 tane Bulgar vatandaşım var ‘diyor. Bunu gösteriyor. Yani neden Türkiye , neden Türkiye AB’ye şunu demesin? Biz Avrupa Birliğine girdiğimizde, ‘Evet doğrudur ben Kosova ile ilgilenmek zorundayım. Çok burada benim bakın 25.000 tane vatandaşım var. Soydaşım var. Bak pasaportları bende. ‘ Bu siyasi olarak ileriye doğru baktığımızda Türkiye’nin elini güçlendirir.
Bugün Bulgaristan'da 700.000 Türk Vatandaşı var demek, Avrupa birliği içerisinde varız demek. Yarın olacak biz de olacağız, dolayısıyla yani bunu şimdi kullanmak lazım .
ALMAN BÜYÜKELÇİ SORUYOR: BU BAYRAK NEDEN BURADA ?
Mesela bana Alman Büyükelçi geliyor, benim ofisimde Türk bayrağını görüyor ve diyor ki, ‘ bu bayrak niye burada? Ne işi var ‘ diye. Bunu diyor bana. Ben de diyorum ki, ‘ burada 30.000'e yakın Türk var. Ben de Türk bakanım ve bu benim kendi bayrağım. Benim bu bayrağım burada olmayacak da kimin bayrağı olacak ‘ diyorum. Hatta diyorum ki, ‘burada Amerikalı var mı? Yok . Her yerde Amerika var Amerikan bayrağı var. Onları soruyor musun’ dediğimde susup kalıyor . Alman Büyükelçisi bunu bu odada söyledi.
BİZ 500 YILDIR BURADAYIZ!
Burada bir Türk topumu var. Bu Kosova’yı biz beraber inşa ettik. Biz de burdaydık. Sadece Arnavutlar değil. Biz de buradaydık. 500 yıldır biz de buradayız. Burada Amerikalı yok ki! Hiç Amerikalı yok. Alman da yok. Ama her yerde sizin bayraklarınız var.
-Balkanlara hakim olan Afrika'ya Avrupa'ya adeta hakim oluyor . Bölgede Rusya'nın ayrı stratejik durumu var. Sizin de dediğiniz gibi herkes burada. NATO burada, Avrupa Birliği burada . Yeraltı zenginlikleriniz için uluslararası şirketler burada. Türkiye bölgede yeteri kadar var mı? İş adamları ve siyaset noktasında ne kadar var?
BANKACILIK SEKTÖRÜNDE TÜRKLERE İHTİYAÇ VAR
FİKRİM DAMKA: Var, var ama daha fazla olması lazım. Özellikle bankacılık sektöründe bu bölgelere girmekte geç kaldılar. Girdiler iyi de gidiyorlar , daha fazla olması gerekir. Yani Türk işadamları bu bölgeyi daha fazla keşfetmeli. Ziraat Bankası burada. İş Bankası burada . Yıldırım Gurup çok önemli bir fabrikayı satın aldı. Çalık Grubu burada. Ekonomi Bankası burada. Ama geç girdiler. Piyasaya hakimler mi ? Evet hakimler. Havaalanı Çalık Gurubu’ nun. Yabancılar, Türk yatırımının buraya çok fazla akın etmesinden rahatsızlar, bu bir gerçek. Ama kendileri de yatırım yapmıyor. Türkiye ile ticari en üst düzeyde hasta transferi, turizm, ticaret ile bu bölgenin Türkiye’ye karşı bakışı değişti.
Bu bakış açısını etkileyen 4 nokta var:
1- Turizm
2- Sağlık turizmi
3-Türkiye'de okuyan öğrenciler
4-Erdoğan’ın karizması.
Bu 4 şey bu topraklardaki insanların Türkiye bakış açısını ciddi değişikliğe uğrattı . Bu dört nokta önemlidir. Bunlar var, Erdoğan’ın çok ciddi bir karizması var . Etki alanı var. Ama etki sadece söylemde değil, fiiliyatta da var. Feto ciddi bir darbe oluşturdu . Buradaki ülkeler Fetö konusunu anlayamadı. Ne olduğunu anlayamadı. Çünkü bir ara poh-pohlandılar, sonra ters düştüler. Biz Türkler bunu burada anlıyoruz. Ama Arnavutlar ve diğer toplumlar anlamakta zorlandılar. Ya da anlatamadık. Ya da Avrupa’nın ciddi etkisi var. Yanlış bir enformasyonu var. Hala daha bu konuda tehlikenin farkında değiller. Bunu söyleyebilirim.
-Peki Fetö var mı burada?
FİKRİM DAMKA: Var. Çok değil ama varlar. Gittikçe azalıyor ama varlar.
-Yeraltı zenginlikleri konusunda batının hakimiyeti var mı?
TÜRK İŞ ADAMLARI İÇİN ÜRETECEĞİMİZ ALANLAR VAR
FİKRİM DAMKA: İngilizler sahaları kapatmışlar. Amerika etkin. Almanlar enerjide etkin olmaya çalışıyor. Burada hükümetin de Almanlara biraz göz kırpması var. Bu bir gerçek ama Türk iş adamları da mevcut. Tür iş adamları için üretebileceğiniz her alan var. Avrupa’ya Amerika’ ya çoğu ürünlerde kota yok. Vergi de yok. Kosova’nın kalkınmasına yönelik Avrupa ve Amerika’nın sağlamış olduğu avantajlar var. Türkiye’ye diyoruz ki, bunu kullanın. Üretin, burada yapın ‘Made in Kosova’ olarak Amerika ve Avrupa’ya da ihraç edin. Çünkü, ‘ Türkiye’ye set çekilen bazı ürünlerde gelin yapın ‘ diyoruz. Avrupa ve Amerika’da müşterisi hazır olan firmaların burayı ’üs‘ olarak kullanması gerekiyor. Gelir vergisi yüzde 10. Sermayeyi istediğin yere transfer edebilirsin, bunun sıkıntısı yok. Türkiye ile ikili serbest ticaret anlaşması var. Hammadde üzerinde sıfır gümrüklü. Türkler mevcut. Size yardımcı olabilecek Türkiye’de okumuş çocuklar var.
ÜRETİM BURADA UCUZ
Yeni devletiz. Elbette sorunlar mevcut. Yasalarımızı çıkartmaya çalışıyoruz. Ama GEÇ olmadan gelinmesi gerekiyor. Bu topraklara geç olmadan gelinmesi gerekiyor. Mesela bankacılık sektörü dedim ya 2 binli yıllarda buraya Alman Bankacılığı geldi. 2 binli yıllarda Ziraat Bankası buraya girmiş olsaydı bu piyasanın yüzde 100’ üne hakim olacaktı. Ciddi bir hacimden söz ediyorum. Bu yıl sadece yurt dışından bize gelen para 3.5 milyar Euro. Transfer, işçilerin yurt dışından göndermiş olduğu transfer bu. Avrupalı firmalar son dönemde ucuz iş gücü, ucuz enerji için üretimini buraya kaydırıyor. Kosova’daki üretimini Avrupa’ya gönderiyor. Burada hepsi ucuz olması sebebiyle üretimi buraya kaydırıyor. Türkiye’de iş gücü daha ucuz görünüyor ama enerji ve vergileri göz önüne alınca burası daha ucuz.
-Kuzeydeki problem çok önemli. Sormazsam olmaz. Geçtiğimiz hafta gerginlik had safhaya çıktığı için belediye seçimleri ertelendi. Belgrad burayı Bosnalaştırmak mı istiyor? Şu anda durum nedir?
SINIRLAR NATO GARANTİSİNDE
FİKRİM DAMKA: Güvenlik problemi yok. Sorun ve problem var mı? Var. Savaş olma ihtimali yok. Çünkü NATO garantör. KFOR burada. AB’nin güvenlik kurulları burada. Bunun garantisi var. Bu sınırlar NATO Garantisinde. Bu nedenle savaş olma ihtimali yok. Fakat oradaki tansiyon yükselir. Bazen pazarlıklar noktasında yükselir. Ama ne AB, ne de Amerika buradaki bir savaşa ve güvenlik sorunu olmasına müsaade etmeyecektir. Biz de müsaade etmeyiz. Buraya gelen bir iş adamının güvenlik sorunu yok. Tabii yatırımını kuzeyde yapmayacak. Orada bir statünün oturması gerekiyor. Belgrad orayı tırmandırmadığı sürece orada bir sorun yok . Halkta da sorun yok ama Sırbistan’daki bazı gruplar burayı illegal olarak kullanma amacında.
-Belgrad söz sahibi mi olmaya çalışıyor?
FİKRİM DAMKA: Yok içerdeki bazı gruplar, mafyatik gruplar burayı kullanmaya çalışıyor. Sınır olduğu için kullanıyorlar. Bundan ve bu düzenden rahatsızlar. Biz ise bu düzenin oturmasını istiyoruz. Hem polisin, hem düzenin oturmasını istiyoruz. Bir düzen içerisinde oturmasını istiyoruz. Sırbistan, bu ülke içerisindeki Sırplar ile elbette ilgilenecek ama günlük yaşamına karışmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.