Atatürk’ün Yaveri ve Lütfü Türkkan’ın farkı!

Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu ilk yıllardı. Bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının kutlandığı Başkent Ankara’da, bir vatandaş Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiği görülür. Olay esasında Atatürk TBMM’de yaptığı konuşmasını sona erdirdikten sonra Meclisten ayrıldıktan sonra ellerinde Türk Bayrakları ile onu alkışlayan vatandaşlara el sallayarak gülümsemekte idi. İşte o anda gerçekleşen küfür aniden Polis tarafından tutulur ve olayın içeriğini öğrenen Atatürk’ün Yaveri konuyu derhal Gazi Paşaya durumu şöyle anlatır:

“ Paşam, vatandaş size hakaret etti. Polis, kişiyi gözaltına aldı. Mahkemeye verilecek. Emredin Paşam!”

Atatürk birez düşündükten sonra Yaverine;

“Şu bana hakaret eden vatandaşı bir getirin bakalım. Derdi neymiş öğrenelim!” der.

Yaver selam durur ve kısa süre sonra Atatürk’e hakaret eden kişiyi Polisin denetiminde huzura getirir.

Atatürk, orta yaşlı kişiye dönmüş

“Efendi, bana hakaret etmişsin söyle bakalım, ne diye bana hakaret ettin. Söyle bakalım” der.

Adam Atatürk’ü görünce biraz şaşa kalmış olsa de bir iki dakikada kendini toparlayıp konuşmaya başlamış.

“Atam, ben sizi görmeye köyümden çıktım da geldim. Kimi eşeğe bindim, kimi yürüdüm. Meclisin önüne geldim. Bir çiğaramı yakacağım tütün kağıdım bitti. Sağa bak, sola bak derken hiçbir dükanda ciğara kağıdı bulamadım. O sırada biz de Meclistin çıktınız, Ulan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında Atatürk’ü görmeye geldim, cigaramı yakacak kağıt yol. Cumhuriyet var cigaranın kağıdı yok. Ben bunun …… ……! dedim ne yapayım dedim.”

Atatürk hakaret eden vatandaşa döner,

“Bak Efendi, sigara kağıdın yoksa, şuradan bir Gazete sayfasından biraz kes. Üstüne epey tükür. Kağıt nemli nemli olsun. Sigarayı içine sar. Bak ateşini de ben yakayım. Sigaranı bir güzel tüttür. Benim hayatım boyunca savaşlarda geçti. Sigara kağıdı nerden bulacağız. En keyifli sigara böyle içilir. Yaverim sana sigara kağıdı verecek, tütünün var. Bu çakmakta benden hatıra olsun. Her yaktığında beni hatırlarsın. Hadi sana iyi yolculuklar. Ananın ellerinden öp benim için. Evlatlarına da bir güzel anlat” der.

Lütfü Bey, bakın Yaver, Atatürk’e hakaret eden vatandaşı zaptmna alan Polisle birlikte Atatürk’e götürüyor. Siz Meral Akşener Hanımefendiye hakaret eden vatandaşı İYİ Partisi Genel Başkanına niye götürmüyorsunuz? Sizin vazifeniz nedir bilmiyorum. Hakaret eden ‘provakatör’ olabilir. PKK’lı olabilir. Bir şehidin kardeşi de olmayabilir. Siz Emniyet Müdürü müsünüz?

Siz Milletvekilisiniz. Türk vatandaşların oyları ile milleti temsil etmekle görevlendirilmiş Meclisin vekilisiniz.

Sayın Türkkan, rahmetli dedem Mehmet Rıfat Vardar III.’ncü dönemden başlayarak 5 dönem Zonguldak Milletvekili olmuştur. Vatandaşın şikayeti, küfür, hakareti ya da ne ise Milletvekili olarak araya germemiştir. Görevli olan Emniyet’dir. Dedem ve TBMM’de halkın oyları ile görev yapan tüm Milletvekillerinden farklı bir duruş hiç birinden işitmedim.

Hakaret eden vatandaş-Polis-Yaver-Atatürk = Hukuk

Hakaret eden vatandaş-Polis-Lütfü Türkkan var ama Meral Akşener yok! Hukuk yok. Arayan, soran da yok.

“Bilmem anlatabiliyor muyum!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.