ASLINDA ABD NE DİYOR?


Önce hemen şunu söylemeliyim ; mesele sadece Brunson meselesi değil. 

Mesele,  S-400!  

Ama ‘iş adamı’  Trump,  Türkiye yaptırımlarını S-400 değil,  Brunson üzerinden yapıyor.  

Ve 1 taşla beş kuş vuruyor. 

Birincisi , bölgede Ortadoğu Projesi her gün biraz daha ilerlerken;  Rusya ve Putin’i kızdırmıyor. Ve de karşısına almıyor. Karşısına aldığı Putin ve Rusya’nın Erdoğan ve Türkiye yakınlaşmasına böylece sebebiyet vermiyor. 

İkincisi ABD ‘Derin aklı’nı yöneten evangelistleri yanına alıyor. Bu vesile ile  ABD’nin Kasım seçimleri öncesinde güç kazanmakla kalmıyor, bir de iç sıkışıklığını gidermeye çalışıyor. (Tam da başkanlık seçimlerinde Rusya ile hile yaptığını  itiraf ettiği günlerin arefesinde) Trump ,  adeta bir nefes alıyor. 

Öte yandan Pentagon’un şahinleri evangelistlerin Armegeddon Savaşı’na kadar gidecek inançları üzerinden yaptıkları projelere ‘derin destek’ veriyor.  

Bu arada, İsraill’e ve evangelistlerle Türkiye ilişkilerine mesafe koyduruyor…. 

Bununla da kalmıyor;  ABD Hazine Bakanlığı normalde ‘ekonomik’ yaptırımlar yerine  muhatap seçerken,  Adalet ve İç İşleri Bakanlarını seçiyor. Ve diyor ki açıklamada, (ki en can alıcı cümle bana göre budur), ‘yargılamada insan hakları ihlalleri vardır’ diyor. 

Hatta söz konusu yaptırımların ABD’deki patronajı Hazine Bakanlığı olunca; gelecek günlerde Halk Bankası ve Zarrab Dosyasına ilişkin yeni yaptırımların  uygulanacağı kurum ve kişileri de açıklayacağını artık çekinmeden dillendiriyor. 500 kişilik bir listeden söz ediliyor. 

Anlaşılan  ‘turp’un büyüğü heybede!...

İyi ama kendisini dünyanın ‘şerif’i zanneden ABD,  neden suçlar ve cezaları açık açık söylemeyip, aba altından sopa gösteriyor dersiniz? Suçu ve cezayı açıklamak yerine şantajı tercih ediyor.

Asıl meselede bu!

Tam da Recep Tayyip Erdoğan, Afrika’da Çin Devlet Başkanı ile görüşme yaparken… Madura’nın altınları Türkiye’ye getirilme anlaşması yapılırken,  hatta IMF yerine Çin’den kredi talebi görüşmeleri gündemdeyken… 

Evet,  bu olanlar tesadüf olamaz. Zaten değil! ABD açık mesaj veriyor Erdoğan’a, ‘ya benimlesin, ya değilsin! Yoksa elimdeki her türlü malzeme ve imkanı kullanmaya hazırım’ diyor özetle.

Peki bu aşamada Türkiye’nin seçenekleri nelerdir?

Jeopolitik stratejiyi kullanarak, bölgede büyük barışın mimarı pekala olabiliriz. Ancak bunun yolu ülke olarak kendi çizgilerimizi koruyarak, (‘Bu nedir?’ derseniz,  üniter yapıyı korumak ve Atatürk istikametidir.) Ve herkes ile diyalog kurup bölgede barışı inşaa etmekten geçer. 

Duygusal çıkışlar,  kişisel kahramanlık getirebilir ama ülke bekası kahramanlık değil, kalıcı olmak ile mümkün kılınır. 

Bu nedenle duygusal çıkışlar yerine , masadaki sorunların çözümünde elimizdeki kozlara bakarak, seçenekleri değerlendirmek daha akılcı olur. Bu çerçevede elimizdeki NATO üyeliği ve İncirlik Üssü gibi kozlarımızın değerinin de güncellenmesinde fayda vardır diye düşünüyorum.

Öte yandan burada en önemli konu bana göre;  Türkiye’de insan hakları görünümünde ‘bölücülük’, kültürel haklar görünümünde ‘parçalanma’, yerel yönetimler güçlendirme görünümünde (bütün şehirler gibi modellerle) de devlet merkezini tasfiye etmek gibi tehlikeli gelişmeler ile karşı karşıya olduğumuzdur.  

Bugün Türkiye’nin daha iyi yönetileceği iddiasıyla,  bir ‘Türk tipi’ başkanlık  empozesi ile ülkemiz karşı karşıyadır. Bu alanda en önemli örneklerden biri olan ABD’de başkanlık rejimi , tarihsel süreç içersinde ortaya çıkan eyaletlerin birleşememesinden meydana gelmiştir. 12 eyalet birleşemeyince,  ABD Federasyon olarak büyürken, bu nedenle de sistemi de büyütmenin mecburiyetiyle kurulmuştur. Türkiye’de ise benzer bir durum yoktur. Sırf batı merkezleri üzerinden Türkiye’nin iyi yönlendirilmesi için;  halkın ‘temsili parlamento’ yerine, ‘güçlü adam’ imajıyla,  batı sisteminin istediği bir başkanlık sistemi devreye sokulmaktadır.  Bunları neden mi şimdi yazıyorum? Görünen o ki,  şimdi bu sistem değişikliği üzerinden Erdoğan ve ailesi tehdit edilecek ve aile üzerinden daha kolay yaptırımlar için kapalı kapılar ardında hazırlıkların yapıldığı bilinmektedir de ondan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum