Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

"AK" Zafer (!) Bayramı!?

Karakteri "TAŞERON"luk olan bir grup siyasi BAĞIMSIZLIK'tan ne anlar ve/veya İŞGAL altında ZAFER BAYRAMI kutlanmaz!

...

"Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır:

Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.

Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum."

Mustafa Kemal Atatürk, 1924

...

Bugün aslında dün'dü.

Yine bir 30 Ağustos Zafer Bayramı!

Yine aynı içi boşaltılmış mesajlar, aynı bayat nakaratlar!

Nitekim...

Gerçekler suratımıza bir Osmanlı tokadı gibi iniyor!

Öncelikle...

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde sıraladığı her uyarı, 2025'te bir bir gerçek oldu.

ataturkungencligehitabesi.com adresine girin, okuyun:

"Gaflet, dalalet ve hıyanet" boyutları çoktan aşıldı!

Devletin tepesi, devşirmelerin, mandacıların, küresel efendilere kuyruk sallayanların elinde.

Hal böyleyken...

Ülkeyi yönetenlerin ve işbirlikçilerinin;

Atatürk'e, Türk kimliğine, Türkiye'ye duyduğu düşmanlık akıl alır gibi değil!

Nüans?!

Atatürk'ün adını anmaktan kaçınanlar,

Türk milletini "etnik mozaik" diye parçalamaya çalışanlar,

Türkiye'yi küresel sermayenin arka bahçesi yapmaya hevesli olanlar;

Bu neyin kini, bu neyin nefreti?!

Demem o ki:

Milli bayramlara soğuklukları, uzaklıkları tesadüf mü sanıyorsunuz?!

Yani?!

30 Ağustos'u, 29 Ekim'i, 23 Nisan'ı bir formaliteye indirgeyenler,

Bu bayramların ruhunu anlamıyor, çünkü anlamak istemiyor!

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet, onların taşeron ruhuna ağır geliyor!

Dün, bugünün gölgesinde.

Bayramlarda çelenk koyarken suratları asık, mesajları ruhsuz, törenleri göstermelik.

Neden?!

Niçin?!

Niye?!

Çünkü bu bayramlar, Türk milletinin bağımsızlık ateşini, Atatürk'ün devrimci ruhunu hatırlatıyor.

Onlar ise bu ruhtan korkuyor!

Hülasa:

Milli bayramları bir yük, bir angarya gibi görenler, aslında Türkiye'yi bir yük gibi görüyor!

Başka?!

Sanki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu ihanet sarmalına karşı

Mücadele etmeye çalışıyor gibi görünüyor, değil mi?!

Bazıları öyle diyor!

Misal, uluslararası arenada "Türkiye'nin bağımsızlığı" için kürsülerde sert konuşmalar yapıyor, Batı'ya kafa tutuyor gibi.

Ama...

Demem şu ki:

Konuşmalar gürültülü ama icraatlar nerede?!

Küresel sermayenin Türkiye'yi kuşatma planları hız kesmeden devam ederken,

Bu "mücadele" neden hep lafta kalıyor?!

Tank Palet Fabrikası'ndan limanlara, madenlerden enerji santrallerine kadar her şey satılırken,

Bu "kafa tutma" niye sonuç vermiyor?!

Siz karar verin!

Bu güruh için "hain, alçak, satılmış" demek bile yetersiz!

Neden?!

Çünkü kendilerini "Türk" olarak görmüyorlar!

2010'larda AKP-Gülen ittifakının devleti ele geçirdiği o karanlık günlere bakın:

- Kimi Almancı!

- Kimi İngiliz!

- Kimi Amerikancı!

- Kimi Rusçu!

- Kimi İrancı!

- Kimi Fransız!

- Kimi Çinci!

- Kimi Kürtçü!

Peki, "Türkçü nerede?!" derseniz...

Yani?!

O yok!

O dönemde her şey olmak serbestti, ama "Türk" olmak ayıp, yasak, suçtu!

2025'te ne değişti sanıyorsunuz?!

Maskeler biraz daha düştü, ihanetler biraz daha alenileşti!

Sormak isterim:

Şekerim, siz neyin bayramını kutluyorsunuz?!

Atatürk'ün kanla, canla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin zaferini mi,

Yoksa bu zaferi "esaret bayramı"na çevirenleri mi?!

Nüans?!

Atatürk Türkiyesi'nin demirbaşları, Cumhuriyet'in birikimleri kime peşkeş çekildi?!

- Arap kılığına bürünmüş Alman sermayesine!

- Arap kılığına bürünmüş İngiliz sermayesine!

- Arap kılığına bürünmüş Yahudi sermayesine (İngiliz, Alman, Fransız ortaklıklarıyla)!

Tank Palet Fabrikası'ndan limanlara, enerji santrallerinden madenlere kadar her şey talan edildi.

Kimdi bu satışları yapanlar?!

Kimdi üç maymunu oynayanlar?!

2025'te hâlâ aynı yüzsüzlükle "Zafer Bayramı" mesajı yayımlayanlar kimler?!

Sözün özü:

İşgal altında ZAFER BAYRAMI kutlanmaz!

Hasılı:

AKP iktidarında 30 Ağustos, olsa olsa "esaret bayramı"dır!

Bunu ancak alçaklar, hainler, işbirlikçiler ve Atatürk Türkiyesi'ni yıkmak isteyen gizli-açık yüzler kutlar!

Demem o deme değil şu deme:

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i parçalanmanın, iç savaşın eşiğine getirenler,

Bir de utanmadan sosyal medyada "30 Ağustos" paylaşımı yapıyor.

Hülasa:

Yazıklar olsun!

Gazeteler mi?!

Çeyrek sayfa kutlama mesajıyla vicdanlarını aklama derdinde.

Ama bu böyle giderse, seneye kutlayacak bir 30 Ağustos'umuz bile kalmayacak!

2025'te küresel güçlerin Türkiye'yi yeniden "mandacı" bir sömürgeye çevirme planları tam gaz devam ediyor.

Nitekim...

Küresel sermayenin yeni oyuncağı:

"Yeşil enerji" kılıfı altında Türkiye'nin doğal kaynaklarını ele geçirme planları.

Kimsenin konuşmadığı bir detay:

2024'te açıklanan bazı "çevreci" projeler, aslında yabancı fonlarla finanse edilen,

Türkiye'nin enerji bağımsızlığını tehdit eden tuzaklar.

Hangi projeler mi?!

Elcevap:

Karadeniz'deki bazı "rüzgâr enerjisi" ihalelerinin ardında hangi küresel oyuncuların olduğunu araştırın,

Gerçek gün yüzüne çıkar!

Dün, bugünün gölgesinde.

Dünya sahnesinde Putin, Rus-Çin boru hattını açtı.

Kaynak: askerhaber.com

Bu, küresel enerji savaşlarında yeni bir sayfa.

Türkiye ne yapıyor?!

Hâlâ "stratejik ortak" maskesiyle Batı'ya mı yaranmaya çalışıyor,

Yoksa Rusya-Çin eksenine mi göz kırpıyor?!

Yani?!

Belirsizlik!

Ama bir gerçek var:

Orgeneral Yiğit'in dediği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri "her türlü tehdide, her türlü göreve hazır!"

Bu söz, bu topraklarda hâlâ Atatürk'ün ruhunu taşıyanların olduğunu gösteriyor.

Netice:

Longoz ormanlarından maden sahalarına, her karış toprağımız talan edilirken, "hazırız" demekle iş bitmiyor!

Öncelikle…

Az bilinen bir gerçek:

2024'te bazı uluslararası fonlar,

Türkiye'deki "sivil toplum" kisvesi altında faaliyet gösteren kuruluşlara milyonlarca dolar akıttı.

Amaç?!

Toplumsal kutuplaşmayı körüklemek,

Atatürk'ün mirasını "demode" göstererek genç nesilleri Cumhuriyet'ten uzaklaştırmak.

Bu fonların izini sürün, karşınıza hep aynı aktörler çıkıyor: Londra, Washington, Berlin!

Demem o ki:

AKP'nin bu oyuna seyirci kalması, hatta bazı noktalarda çanak tutması tesadüf mü?!

Siz karar verin!

Hülasa:

30 Ağustos, bir avuç vatanseverin emperyalizme kafa tuttuğu, bağımsızlığı kanla, canla kazandığı gündür.

Ama 2025'te, bu zaferi kutlamak için önce esaretten kurtulmalıyız.

Ezcümle:

Atatürk'ün dediği gibi:

"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz!"

Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.