‘9 Işık’tan, ‘6 Ok’a…

Ülkü Ocakları eski Başkanı ve Alparslan Türkeş’in danışmanlarından Alaaddin Aldemir ve arkadaşlarının dün CHP’ye geçtiği saatlerde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, FETÖ’nün ‘siyasal ayağı’ndan hareket ederek, 100 bin imza toplamak üzere yola çıkan Cumhurbaşkanı adaylarını hedef aldı. ‘Bu siyasi ayağın elbette seçmen ayağı da vardır. Bu araştırmalı’ çağrısını yaptı. Ve ekledi:

‘Bu adaylara oy verenlerin FETÖ bağlantılarını da araştırmak gerekir’ tadında çağrısını doğrusunu isterseniz şahsen ben 1 Nisan şakası zannettim. Neden?

Elbette FETÖ’nün ‘siyasi ayağı’ uzun zamandır çok tartışılıyor. Her meslek gurubundan FETÖ ile ilişkili kişiler yargılanır ve hapse atılırken, hala siyasi ayağına bir şey yapılmaması vicdanları kanatmaktadır.

Hala daha ‘siyasi ayak’ ile ilgili bir operasyon yapılmamasına rağmen, bugün OHAL ortamında yapıldığı için zaten tartışılan bir seçim öncesinde; demokratik kurallara ve teamüllere aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanı adaylarının aday olması için imza vermeye gidecek seçmene, ‘FETÖ sopası’nı göstermek ne kadar demokratik ya da ne kadar doğrudur? Söz konusu seçmen bu açıklamalardan sonra nasıl bu adaylara 100 bin imza verecektir? Kendisini ne kadar özgür hissedecektir? ‘diye insan sormadan edemiyor. Burada en önemli bir başka soru ise 100 bin imza toplayan Cumhurbaşkanı adaylarından hangisi ya da hangileri FETÖ’cüdür? FETÖ’cü iseler bu kişilere neden bu kadar zaman işlem yapılmamıştır? Eğer Devlet Bahçelinin ‘aklına gelen’ bu sorulara bugüne kadar ülkeyi yönetenler cevap verecek adımları atmadılarsa (ki bu nedenle Bahçeli’nin aklına düşmüş olmalı) bu durum daha da vahim değil midir?

Tam da bu noktada CHP’ye katılan ülkücülerin felsefesi 9 ışık ve 6 oku değerlendirmekte fayda vardır.

Dokuz Işık, Ülkücü Hareket'in merhum Başbuğu Alparslan TÜRKEŞ'in, Türk milletini ahlâkta, san'atta, ilimde ve teknikte en ileri ve medenî ülkeler seviyesine çıkarmak için, Türk Devletini güçlü ve Türk Milletini mutlu yapmak için, modern teknikler ile çağdaş ilmin
verilerinden faydalanarak, Türk milletinin imkân ve şartlarını da göz önünde bulundurarak hazırladığı DOKTRİN'DİR.

9 doktrin olarak da bilinen Alparslan Türkeş in kuruculuğunu yapmış olduğu Milliyetçi Hareket Partisi'nin temel 9 prensibi; milliyetçilik, ülkücülük, ahlakçılık, toplumculuk, ilimcilik, hürriyetçilik ve şahsiyetçilik, köycülük, gelişmecilik, endüstri ve teknikçilik’tir.

Ülkücü Hareket'in Başbuğu merhum Alparslan TÜRKEŞ, Yeni Ufuklara Doğru isimli kitabında, DOKUZ IŞIK ile ilgili olarak şunları yazıyor:
“Türk Milleti, kendi millî tarihini, örf, âdet ve ananelerini kendi millî hasletlerini dikkate alan, modern ilmi ve tekniği önder alan yüzde yüz yerli ve millî bir idare sistemi kurmalıdır. Çünkü her milletin idare sistemi kendi şartlarına, tercihine ve millî özelliklerine göredir. Herhangi bir milletin sistemini olduğu gibi almak gerçeklere uymaz… Aydınlar, kapitalist ve komünist
sistemleri aynen tatbike çalışıyorlar. Bunların hepsi taklitçiliktir. Her milletin durumunun başka olduğunu nazarı dikkate alarak, biz diyoruz ki, yeni millî bir doktrin, bir sistem lâzım. Bu doktrin Dokuz Işık'tır.”

“Bu millî doktrin her şeyini Türklüğün tarihinden almış olan, modern ilmi, tekniği önder kabul etmiş olan bir görüştür. Bunun kuvvetini almış olduğu temel kaynak MÜSLÜMANLIK VE TÜRKLÜKTÜR. Türk insanına karşı sonsuz sevgi, insan haysiyetine karşı sonsuz saygıdır. Niye temel kaynak Müslümanlık ve Türklüktür? Çünkü bu millet Müslüman
Türk milletidir. Türk olarak binlerce yıllık şanı, şerefi var. Bin yıldır Müslümanlığı benimsemiştir. Son 50-60 yıl içindeki aydınlar dine cephe almışlar, Müslümanlığı tanımamışlar, O'nu zararlı göstermişlerdir. Onlar diyor ki; Avrupa Hıristiyan olduğu için ileri
gitti. Biz Müslüman olduğumuz için geri kaldık. Bu böyle değildir. Ana meseleleri kavrayamayan taklitçi aydınlar yetiştirdiğimiz için geri kaldık.”

Şimdi diyeceksiniz ki bunları yazmaya ya da hatırlatmaya ne gerek vardı? Bilindiği gibi CHP’de de uzun zamandır halkçılığın geri plana alınıp, Atatürk’ün gayri Müslümler ile birlikte yaşamak için CHP’nin 6 Ok’undan biri olan laikliğin giderek daha baskın hale geldiğinde (halkçılıktan vaz geçtiği için )CHP’nin burjuvazi ve sermaye ile gayri Müslümlerin birleştiği bir parti haline dönüşmesi tartışılıyor. Atatürk ilkelerinin eşit hissedilmesi ve uygulanması yerine laikliğe kilitlenen CHP’den Müslüman halk uzaklaştığı tespiti yapılıyor.

Bu nedenle yeni dönemde CHP’de 6 Ok ve 9 Işık’ın birleşmesi ya da bu sentezin nasıl bir sonuç çıkaracağını hep birlikte göreceğiz. Ancak bundan önce tartışılması gereken; bu seçimde adı ‘Cumhur İttifak’ı ve ‘Millet İttifakı’ olarak belirlenen iki tarafın milli anlayışları ve milli lider tanımlarının nasıl olduğudur. Acaba milli bir lider nedir? Özellikleri nelerdir? Milli lider nasıl olmalıdır? Halkçılığı ve halkı kaybeden CHP nasıl tekrar halka dönebilir? Nasıl bir halkçılık sorusunun cevabı nedir? Devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.