YÖK’ÜN DİPLOMA DENKLİK OYUNU (Mağdur bir öğrenci)

YÖK’ÜN DİPLOMA DENKLİK OYUNU (Mağdur bir öğrenci)

Erdoğan Kılınç yazdı: YÖK’ün Diploma Denklik Oyunları (Mağdur bir öğrenci)

1-Aşağıda İdarelerin birbirinin yetki alanlarına girerek, nasıl yetki gaspı yaptıklarını, idare hukukunun en temel ilkelerinin nasıl çiğnendiğini,
2-Hukuku, Hukuk Devletini, Hukukun üstünlüğünü koruma görevinin Avukatlık Kanunu madde 76 ve 95 ile Avukatlara, Barolara ve Türkiye Barolar Birliğine verildiği halde, İdare hukukunun ve Evrensel hukuk ilkelerinin hukuku korumakla görevli olan kişi ve kurumlar tarafından idarenin takdir yetkisi kisvesi altındı açıkça nasıl hiçe saydığını,
3-Yüksek Öğretim Kurulu- Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı üçgeninde YÖK’ün yönlendirmesiyle usul ve yasaya aykırı bu işbirliğini ortaya koyarak, nasıl bir hukuksuzluk yaratıldığını, hukukun arkasına dolanarak nasıl sorunların ortada bırakıldığını, kendi öz vatandaşı dururken, Suriyeli mültecilerden sınavsız olarak, mülakatla Doktor ve Avukat alınarak parelel baroya önce Avukat sonrada bu Avukatlardan Hakim ve Savcı seçileceğini, bu Hakim ve Savcıların bu milletin hukukunu nasıl bozacağını belirtmek isterim.Yökün gözünde bir mülteci kadar haysiyeti olmayan bizlere yaşattığı bu mağduriyeti tüm boyutlarıyla ortaya koyacağım.
4-TBB-Adalet Bakanlığı ve Yök üçgeninde bir yığın ihbar ve şikayetleri gerekçe göstererek, o isimsiz ihbar mektupları ve şikayetlerdeki haksız suç isnatlarını gözetmeksizin bir yığın iftiralara göre idari kararlar verilerek sorunların nasıl ortada bırakıldığını, Kıbrıs Milli Eğitim Bakanlığı ile Yök arasında 19.07.2019 tarihinde yapılan DENKLİK-YATAY GEÇİŞ-E-DEVLET UYGULAMALARI hakkındaki MUTABAKAT metnindeki kuralları geriye dönük olarak nasıl uygulamaya koyulduğunu anlatacağım.
Ayrıca bu MUTABAKATIN Yökün sayfasında farklı, kamuoyuna açıklanan fiilen uygulanan farklı, Kıbrıs Yüksek Öğretim Kurulu YÖDAK’ın sayfasında nasıl farklı olduğunu,
Yökün 2018 yılında çıkartmış olduğu DİPLOMA DENKLİK EL KİTABI’na bu mutabakatın nasıl yerleştirildiğini, 2018 yılındaki İlk Diploma Denklik El kitabı 77 sayfayken bu mutabakat sonrası nasıl 220 sayfaya çıkartıldığını,
Kimsenin ruhunun bile duymayacağı şekilde, 2018 kitabının içine nasıl yerleştirilerek, sanki öteden beri uygulana gelen bir kurallar bütünüymüş gibi nasıl sunulduğunu,
Her iki Diploma Denklik El Kitabının da ayrı ayrı renkli olarak ozalitçiden çıktısını almış olan birisi olarak böylesine adeta yedi başlı bir devle mücadele eder gibi mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu, sizlere anlatacağım.
Kitapların her ikisinde de ANKARA-2018 yazıyor. Önceki 77 sayfalık kitap ortadan kaldırılmıştır. Böylece hangisinin 2018 yılında basıldığını kimse anlamadı.


KARARLAR TAMAMEN SİYASİ SAİKLERLE VERİLMİŞTİR:
1-) Bütün Üniversitelerin Amir kurumu olarak, YÖKSİS kayıtlarının işlenmesinden ve Denetiminden sorumlu olacaksın, bir tarafta hukuk fakültesi diploması vermesi için
ruhsat verdiğin ve Milletlerarası sözleşme ile Türk hukukuna göre Türkiye’de kurulmuş bir Üniversite olarak kabul ettiğin ve yetki verdiğin Üniversitenin kendi öğrencisinin bilgilerinin YÖKSİS e işlenmesi için şifre vereceksin ve Üniversitenin yaptığı YÖKSİS kayıtlarında DENKLİKTEN MUAF yazdığı halde, onlar bizim kayıtlarımız değil diye topu taca atacaksın.
2-) Diğer tarafta Lizbon sözleşmesinin istisnai olan kuralını(ek ders,sts,fark ders,staj vs) rutine, rutin olan kuralını(Doğrudan Denklik ve Tanıma Belgesi) istisnaya çeviren ve sözleşmenin Lafzına, Ruhuna aykırı olarak muğlak ifadelerle, Tanıma ayrı Denklik ayrı diyerek, kavram karmaşası yaratan, Yurtdışı Diploma Denklik ve Tanıma Yönetmeliği düzenleyeceksin, böylece 1961 Viyana Anlaşmalar Hukukunun Amir hükmü olan (Pacta Sunt Servanda) Ahte-Vefa ilkesine aykırı olarak, bir Uluslararası sözleşmeyi kelimenin tam anlamıyla Ali-Cengiz oyunlarıyla işlevsiz hale getireceksin.
3-) Lizbon sözleşmesine üye hiçbir ülkede 63.300 küsür Yurtdışı Diploma Denklik mağduru yok iken, halen yaptığınız işin doğru bir Diploma Denklik Değerlendirmesi olduğunu iddia edeceksiniz.
4-) Özerk Kurum olmanın ve Yurtdışı Diploma Denklik Denetiminin 2547 sayılı yasayla münhasıran tek yetkilisi olacaksınız. Özerklik kisvesi altında 39 yıldır hukuksuzluğu alışkanlık haline getirerek tüm iktidarları kandırarak, Üniversitelerin bilim üretmesinin önündeki en büyük engel olduğunuzu halen kabul etmeyeceksiniz,
5-) Bilimi, bilimsel düşünceyi hiçe sayarak kendi belirlediğiniz ders müfredatlarını dayatarak, sadece üniversitelerin üzerinde bir baskı aracı, bir oto kontrol mekanizması ve iktidarların üniversiteleri zaptu rapt altına alma çabalarına çanak tutacaksınız,
Her geçen yıl gücünüze güç katarak büyümenizin karşısına vicdan sahibi hiçbir iktidar, hiçbir kişi, hiçbir Başbakan ve hiçbir Cumhurbaşkanı çıkıpta burada bir yanlışlık var, burada bir hak ihlali var, burada bir insanlık dramı var demeyecek/dedirtmeyeceksiniz.
6-) Yurtdışı Diploma Denklik hususunda münhasıran yetkili olan Kurumunuzun yetki alanına Türkiye Barolar Birliği’nin girerek Diploma Denklik Denetimi yaptığını, kararlar aldığını, hatta bu kararlara istinaden İdare Mahkemesine sizin (Yök) tarafınızdan verilen Brifing doğrultusunda, İdare Mahkemeleri Denkliğe tabi olup olmadığımızı bile Yöke sormadan Red kararları verecek.
7-) Türkiye Barolar Birliği bu kararı ile Yökün yetkisini gasp etmiştir. TBB’nin Diploma Denklik Denetimi yapma hak ve yetkisi yoktur. Açıkça kasıtlı bir işbirliği ile nasıl olsa mahkemelerin bizlerin aleyhine karar vereceğinden emin olarak bir oldu bitti, adeta ben yaptım oldu türünden idari kararlar verilecek. Bu durumu yayınladığınız Dergide açıkça itiraf edeceksiniz.
TBB’nin buradaki amacı Avukat sayısının azaltılabilmesi için Yök ile işbirliği yaparak, Balkan ülkelerinden Yatay geçiş yönetmeliğine uygun olarak Kıbrıs Üniversitelerine geçmiş olan bir kısım öğrencinin Avukat olmasını engellemek amacıyla, yüzyıllardır kanunların geriye yürümezlik ilkesine aykırı olarak, geriye dönük denklik istenmesinin ve denkliğe başvuru yapmış olanlarında keyfi olarak iki yıldır bekletilmesinin hiçbir açıklaması olamaz.
Buna karşı Balkan ülkelerinden Kıbrıs’a Fetöcü ve Pkk üyesi kişilerin geçtiği iddialarını ortaya atarak, sorunları çözümsüz halde ortada bırakacaksınız. Devletin istihbaratı, polisi, savcısı yokmu? Bulsun araştırsın sizde yardım edin kim sahtecilik yapmışsa, kim sahte diploma aldıysa, kim sahte Transkiript ile Kıbrısa veya Türkiyedeki Üniversitelere geçtiyse, kim terör örgütü üyesiyse çıkartın. Devletin asli görevidir bu.
6552 sayılı kanunla Avukatlığa ilişkin staj ve sınava ilişkin düzenlemeler ancak kanunla yapılır düzenlemesi ile Avukatlık sınavı yapma hak ve yetkisi elinden alınan TBB’nin bu yolla bir kısım Avukat olmak isteyen Kıbrıs mezunlarının mesleğe girişini hukuka aykırı olarak engelleme çabasının bir sonucudur.
8-) Diploma Denklik Yönetmeliğinde LİSANS TAMAMLAMA hakkı bulunduğu halde, yatay geçişle Yurtdışı mezunlarının şayet eksik bir dersi varsa bu derslerin bir Üniversitede tamamlanması için Yürütme Kurulu kararı alınarak lisans tamamlamalarını başarıyla yapanların Diploma Denklik belgelerinin verilmesine karar verilmesi gerekirken, bu yapılmayıp, haksız ve mantıksız bir sınav olan Seviye Tespit Sınavına tabi tutulması resmen abesle iştigaldir. Bir öğrenci daha önce almadığı bir dersten seviye tespit sınavına tabi tutulması, Eğitim Bilimine de akla da, mantığa da, hukuka da aykırıdır.
9-) Bu nedenle denklik başvurularının red edilmesi ve bunca yıllık emeklerle alınmış olan diplomaların yok sayılması kabul edilemez. Yökün Kıbrıs mezunlarının Denklik başvurularını red etmesi, en temel insan hakkı olan eğitim hakkımızın, lisans eğitimine erişim hakkımızın gasp edilmesi demektir. Kaldı ki, yatay geçiş yapanların çok büyük bir bölümü Adalet bölümünden mezun olduktan sonra yurtdışına gitmiş öğrencilerden oluşmaktadır. Buradaki amaç halk arasındaki deyimle üzüm yemek değil bağcı dövmektir.
10-) Yeni elime geçen ve Ankara 63.Noterliği tarafından 28 Ocak 2020 tarih ve 03548 yevmiye numarası ile aslı gibidir şeklinde onaylatılan, davalı kurumlarla Yurtdışı eğitim ve Diploma Denklik hususlarında eşgüdüm ve işbirliği içerisinde çalışan; Bu ülkenin yetişmiş kaliteli insan kaynağını, daha kaynağında yok etmek amacıyla kurulmuş bulunan, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan, 2018 yılı Mali Yılı İdare Faaliyet raporuna ulaştım.
İlgili Raporda;
a-) 05.03.2018 tarihinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkan ve Hakimlerinin katılımı ile Yükseköğretim Kurulu, Tanıma ve Denklik Daire Başkanlığı’nda gıyabi eğitim dolayısı ile ret ve yurtdışında eğitim süresi içinde kalış süreleri yetersizliği nedeniyle red olan başvurulara dair açılan davalarla ilgili bilgilendirme yapılmıştır.
b-) 16.11.2018 tarihinde Ankara Bölge 4. İdare Mahkemesi Başkanı Abdurrahman BEŞİROĞLU, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat TOKLU, Tanıma ve Denklik Hizmetleri Daire Başkanlığınca mevzuat ve denklik davaları hakkında bilgi verilmiştir.
c-) 07 Aralık 2018 tarihinde Ankara Bölge 4. İdare Mahkemesi Başkanı Abdurrahman BEŞİROĞLU, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Esat TOKLU ve hakimlerin yer aldığı heyet kabul edilerek yapılan toplantıda Yürütücü Prof.Dr. Ömer
AÇIKGÖZ Kurulumuz Hukuk Müşavirliği Avukatları ile birlikte denklik davalarının genel durumu ve mevzuat hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Şeklinde ifadeler kayıt altına alınmıştır.
Bu hususla ilgili Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikayetler yapılması nedeniyle, Soruşturma açıldığı, bu nedenle Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Kurumun İnternet sayfasında açıkça Ankara Bölge İdare Mahkemesi Hakimlerine Brifing verildiği belirtilen açıklamalarını apar topar İnternet sayfasından kaldırmışlardır.
Bu durum kelimenin tam anlamıyla suçüstü halidir. Bu durum Ankara 63. Noterliğince kurumun internet sayfasına girilerek onay tarihinde ve saatinde elektronik (e-tespit) olarak tespit edilmiştir. Zira “Noterlerce oluşturulan resmi belgeler mahkeme ilamı niteliğindedir.”
Anayasa’nın 138.inci maddesinde “Yargı yetkisinin kullanılmasında hiçbir organ, makam, merci veya kişinin mahkemelere emir ve talimat veremeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı” öngörülmektedir. Aksi halde verecekleri kararlar hükümsüz sayılır.
İdare Mahkemesi Hakimleri Yüksek Öğretim Kurulundan Brifing alarak konusu; Yurtdışı Eğitim ile ilgili tüm davalarda YÖK’ün lehine kararlar verilmesini sağlamıştır.
10-) Bu durum YÖK’ün 2019/11 döneminde çıkartmış olduğu Yükseköğretim Dergisinin 56.ve 57. İnci sayfalarında açıkça itiraf edilmiştir. Şöyle ki; Derginin 56.ıncı sayfasında Diploma Denklik ile ilgili “Verilen Kararların İptaline Yönelik Açılan Davalar” başlıklı bölümde Tanıma ve Denklik hizmetlerinde hayata geçirilen düzenlemeler ve dijital dönüşümün katkılarından birisi de dava konusu olan başvuruların sayısındaki azalmadır. Nitekim 2014 yılında alınan kararların iptaline yönelik açılan 755 dava bulunurken 2018 yılında bu sayı 218’e düşmüştür. 57. Sayfasında ise; “Dijitalleşme ile birlikte YÖK aleyhine açılan davaların sayısı düştü ve YÖK’ün lehine verilen kararlarda artış oldu.” Başlıklı bölümde şöyle denilmiştir. ‘’Bununla birlikte Kurumumuzun lehine sonuçlanan dava oranı 2014’te %20 iken 2018 yılında %60’a yükselmiştir.’’ Denilerek verilen Brifing sonucu davaların nasıl YÖK’ün lehine dönmeye başladığını, dava sayısının nasıl azaldığını, hak arama umudu kalmayan insanların dava açarak ayrıca bir çok maddi külfet altına girmenin yararsız olduğunu ve bu nedenle dava açmanın yararsızlığını gördükleri içinde daha az dava açıldığını doğrulamaktadırlar. Yani Yurtdışı mezunu bir öğrenci haklı olsa bile dava açmaya gerek görmeyip, onca yıllık emeğinin heba olması ile birlikte, daha fazla maddi ve manevi zarar görmemek için, hak arama çabasından vazgeçmektedir. Bu nedenle Kıbrıs mezunu bizlerden hariç yaklaşık 60 bin civarında Denklik mağduru oluşmuştur.
11-) Halk arasındaki bir deyimle oynanan orta oyununun nasıl olduğunu, YÖK’ün E-Devlet sisteminde bulunan mezuniyet belgemizin karşısına önce Denklik sürecine tabisiniz ibaresini yazmış, daha sonra bizimle birlikte binlerce Kıbrıs mezunu Hakim, Savcı ve Avukatların E-Devlet sistemindeki mezuniyet belgelerini sistemden kaldırmışlardır.
12-) Yapılan itirazlar ve bizzat YÖK binasına onlarca Hakim, Savcı, Avukat ve Stajer Avukatın gitmesi ve çok büyük tartışmaların olması nedeniyle bu işin altından çıkılamayacağı anlaşıldığı için insanları YÖK’ün yemekhanesinde toplayıp, sadece sistem üzerinde teknik bir sorun olduğunu, güncelleme çalışmaları nedeniyle böyle bir sorun olduğu belirtilerek konu örtbas edilmiştir. Yapılan bu ALGI OPERASYONU ile bize ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışmaktadırlar.
13-) Bu olaylar üzerine ve bizzat telefonla arayarak 6698. Sayılı Kişisel Verilerin Korunmasına dair kanuna aykırı olarak, hiçbir mahkeme kararı olmadan, durup dururken benim kişisel bilgilerimi bir gece aniden kimsenin değiştirmeye hakkının olmadığını bu işlemi yapan memurlar ve o memurlara emir veren Amirleri ve ilgili tüm kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağımı belirtmem üzerine, derhal mezuniyet belgelerimizi E-Devlet sistemine tekrar yüklenmiştir.
15-) Bu olayların ulusal basında da çıkması üzerine olayı Kıbrıs mezunu olan kişilerin mezuniyet belgeleri tekrar E-Devlet sistemine yüklenmiş ve konu örtbas edilmiştir.Daha sonra da üniversitelere gizli yazı göndererek, yatay geçiş yapanların mezuniyet belgelerine “Mezuniyet sonrası denklik sürecine tabidir.” Yazılması talimatını verip mahkemelere verilen cevaplarla da, bu kayıtları öğrencinin mezun olduğu üniversiteler tutmaktadır denilerek, halk arasındaki deyimle saman altından su yürütüp, bu su nereden geliyor dercesine, mahkemeleri yanıltmaktadırlar.
Oysa ki, yatay geçiş yaparken tüm belgelerimiz Yöke gönderilmiş, Yökün onayı alındıktan sonra okula kayıtlarımız kabul edilmiştir. Ne kayıt olduktan sonra nede mezun olduktan sonra denkliğe tabi olduğumuza dair hiçbir bildirimde, tebliğatta bulunulmamış ve Avukatlık Stajına kabul edilip stajımızı tamamladıktan sonra, geriye dönük olarak haksız ve yasal dayanaktan yoksun, denklik belgesi istenerek ben ve benim gibi yatay geçişle yerleşerek mezun olan Kıbrıs mezunları keyfi olarak mağdur edilmiştir.
14-) Oysa ki, Yatay geçiş yönetmeliğine tabi olmak farklı bir kavram, Diploma Denklik yönetmeliğine tabi olmak farklı bir kavramdır. Ben yatay geçiş yönetmeliğine uygun olarak Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt olduktan sonra, ÖSYM ile yerleşen öğrenci ile aynı öğrencilik haklarına sahip oldum. ÖSYM sınavı ile yerleşen öğrencilerle aynı müfredatla, aynı hocalardan, aynı dersleri alarak, aynı sınavlara girerek mezun oldum ve aynı diploma ve transkirpti aldım. Böylece aynı diploma ile Avukatlık stajımı yaptım. Şayet yatay geçiş yönetmeliğine aykırı olarak yerleşmiş olsaydım mezun olana kadar Yök Okula bildirerek okuldan kaydımın silinmesini isterdi. Böyle bir durumda söz konusu değildir. Yapılan her türlü kayıt işlemleri ile bunlara ait belgeler Yöke gönderilmiş ve Yökün bilgisi dahilinde kayıt işlemlerim yapılmıştır. Sonradan pardon denilerek bilinmiyormuş gibi davranılması haksızlıktır.
Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığı ve Mahkeme kararları İdare Hukukunun Hakkaniyet, Eşitlik, İstikrar, Belirlilik, İşleme güven, Hak ve Nesafet İlkelerine uymamakla birlikte vicdani kanaate de uymamaktadır. Avukatlık Stajımı 04.10.2018 tarihinde bitirdim halen ruhsatımı alamadım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler