Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE Gazi Ne Diyor; Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatıyor

Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE Gazi Ne Diyor; Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatıyor

Bu haftaki konuğumuz Bünyamin TOKSOY.

Bu haftaki konuğumuz Bünyamin TOKSOY

Öncelikle saygılarımı sunarım Abim gönüllere derman olmaya çalışman Nuray başaran hanımefendiye de teşekkür ederim sağır birinin duygularına tercüman olduğu için.

Merhaba sözlerime nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Tek bildiğim şey gönlümün hükümete kırgın olması.
2010/2012 yıllarında Hakkâri dağ komando tugayı, mayın arama köpeği yetiştirici personeli olarak Tugaya atandım. Mayın arama ve tarama konusunda eğitimi sabah öğle ve akşam olmak üzere komandoların can güvenliğini sağlamak arama tarama yapmak onur ve gurur verici. Benim hikâyemde böyle başladı. 

2011 yılında kazan vadisi operasyonuyla başladı. Yol emniyeti ve operasyon emniyeti olmak üzere operasyonlara gitmekten fazla komandoların sağ salim gidip gelmeleri için çaba göstermekteydim. Yine bir gün operasyonda sıcak temasın içine atıldık.

Herkesten daha cengâver davranarak ateş üstünlüğünü sağlayarak operasyondan sağ sağlim birliğimize zayiatsız dönmeyi başardık.

Askerlik vazifemi yaptığım günlerden yine bir gündü sürekli taciz ateşiyle sürekli günlerimizi geçirmeye alıştık. 4 gün üst üste taciz ateşi yedik.

Bir gün köpekle mayın arama tarama oryantasyon eğitimi alıyorduk. Bölük komutanım eğitim verdiği askerlere şöyle seslendi; niçin buradasınız?

Mayın bulmak için;

Ne ile?


Köpek ile


O zaman bu mayınları nasıl ve nereye döşediler?


Ben diyorum bu mayınlar aslında burnumuzun ucunda ama neden bulamıyoruz? Diye düşünüyorum.

Çok şükür nadir patlayanlar oldu zayiat vermedik.

Zaten birkaç tanesini de buldum. 

Değerli kahraman vatan evladı, vazife malulü olamayan kardeşim, senin canın bu vatana feda olsun.

Al bayrağa kanımız feda olsun,  bu ülkenin, bekası, refahı için, bu ülkenin Mehmetçiği o kadar değerli ki, vatanını devletini ve milletini o kadar çok seviyor ki hem içerideki bölücü unsurlar ile hem de dışarıdaki hainlerle mücadele ediyor.

Unutamadığım bir anımı sizlerle paylaşmak isterim. Helikopter pistinden şehit gönderdim. Akşam da haberlerde anne ve babasının, eşinin feryadını, o küçük çocuğunun şaşkın bakışını izledim. Allah'ım bir daha bana o sahneyi gösterme diye dua ettim.

O sahneden sonra “görevini en iyi yapan vatanını en çok sevendir” sözüne inanarak, terörle mücadelede öyle dikkatli ve başarılar elde ettim ki kimsenin gözü yaş olmasın yanakları ıslanmasın diye anneler ağlamasın çocuklar mahzun ve yetim kalmasın diye mücadele ettim.
 

25 Mart 2012 günü baskı tepe üst bölgesindeyiz. yine bir operasyon ile göreve hazırlandık. Kayseri komando taburu, köpek ile arama tarama istemiş. Komutanım beni öncü olarak görevlendirdi. Aldım köpeğimi aramaya taramaya başladım. 

Biz köpek timi ile arama taramaya başladık. Gündüz saat 2 sularında çıktık yola arama taramaya, köpek timi ile beraber akşam 7 oldu anca tepenin üstüne çıktık. Havada kararmaya başladı. O anda kayseri komando taburu sıcak temasa girdi.

Köpeklerimizin havlamasını duyunca hainler bir anda ortaya çıktı. Herkes yorgundu, arama tarama köpeklerimizde çatışmada üstünlüğü yakaladık ve gecenin karanlığından faydalanarak bölücü unsurlar kaçtı. Bizim geleceğimizi biliyorlardı sanki. Bizi bekliyorlar gibiydi çünkü cansız bir sıcak temas oldu.

Tepenin emniyetini aldık. Mayın dedektörü ile arkadaşlarımız arama tarama yapıyorlardı. Arkadaşımla birlikte bizde yorgunduk, köpekleri kuytu bir yere bağladık. Ateş yakılan yere gittik, iyi ki de gitmişiz biraz ısındık. Hava aydınlandığında herkes toparlanmaya başladı. Hiç kimse uyumamış yeniden büyük bir gurup gelir sızma yaparlar diye. 

Gerçi korkmuyorduk çünkü köpeklerimiz vardı. Herkes uyku sarhoşu olarak yola çıkmak üzereydi ki tam kalkacağız mayın patladı. Herkeste bir telaş.

Birden temas başladı, kafa kalkmıyor, mermi yağmuruna tutulduk. 5 dakika sonra taciz kesildi.

Peşlerine düştük, aramaya başladık, 10 dk. Sonra 5 metre arkamda 2. mayın patladı.  O an alev alev ortalık, Bittim dedim. Artık sonum burada olacak dedim. Mayın sesinin kulağımdan girip ağzımdan çıktığını hatırlıyorum. Gerisini hatırlamıyorum. Kendime gelmem bayağı uzun sürdü.

Kendime geldiğimde kendimi yokladım. Sağlamım dedim. Hiç bir şeyim yok devam ettik arama taramaya. Ama kulağımın sıcaklığı soğumaya başladı ve kulak ağrısı ve uğultusuna duramıyordum.

Helikopter isteniyor gelmiyordu.  İstediğimiz Yardım bir türlü gelmiyordu. Üstümün kan olduğunu da gördüm. Gerçekten yardım bir Türlü gelmedi, sadece burnum kanadı sandım.

Akşam saat 5 civarıydı hava kararırken komutanımın yanına gittim. Kulağımdan resmen lav akıyordu.

Beklediğimiz yardım en sonunda geldi beni hemen hastaneye gönderdiler. O gün ki çatışma gazetelerde de vardı

Karakolda muayene oldum, çukurca asker hastanesi görsün karar versin dedi doktorumuz.

2 gün sonra çukurca ya vardım, Hakkâri asker hastanesi görsün dediler.

3 gün sonra çukurca dan çıkan konvoy ile Hakkari asker hastanesine geldim.

KBB doktoru hemen yaralanma tutanağımı sordu? Yok dedim. Öyle bir şeyde istenmedi kimsede olayla ilgili bir evrak hazırlamadı dedim, hemen Van asker hastanesine sevk istedi.

Olaylar tamamen çığırından çıktı. Gazi oldum dedim.

Ben bu vatana borcumu ödedim, diye düşünüyordum.

Askerlik vazifemi bitirdikten sonra kendime gelmem insanlarla uyumlu yaşamaya çalışmam ortama alışmam 3 yıl zamanımı aldı.  İş başvurusu için gardiyan alımı vardı, müracaat ettim. Orada sağlık elemelerinde k.b.b. rahatsızlığından elendim. Daha sonra Isparta büyükşehir belediyesine iş başvurusunda bulundum, belediye başkanı reddi.

Başkanın asker kökenli olanlarla kesinlikle görüşmüyorum demesi benim bir kez daha ayağımın altında mayın patlaması oldu.

Milletvekillerini aradım. Özellikle Arzu ERDEM vekilimizi, İzzet YÖNTER vekilimizi, gördüm ki onlar benden daha sağır bu konuda da.

Benim vatan sevdam, kara kuvvetleri komutanlığından gelen dilekçede kulağında kronik olan bu hastalık çocukluğundan gelen bir hastalıktır, denmesi benim bir kez daha mayın tarlasında olduğumu hatırlattı.

Şu 7 yılda çok farklı menfaati için her şeyi yapacak insanları gördüm.

Yazılarımdan da anlaşılacağı üzere, ben devletimin içindeki askerlerin bana bu cevapları verdikleri halde ben yinede devletimi sevdim. Devletini sevmeyenlerin bana tavır göstermeleri, beni de kendileri gibi devletimizden nefret ettirme planlarını boşa çıkarttım.  

Ben devletimizin bekası için duymuyorum. Yine olsa yine yaparım.

Benim tek isteğim kamuda çalışan askerlik vazifesini yerine getirirken vazife malulü olamayan insanlar kadarda olsa bu devlet kadrosunda benimde hakkımın olduğunu bilmek ve kamuda işe girmek.

15 Temmuzda bir bar çıkışı kaza kurşununa giden süper gaziden de olsa az bir şefkate ihtiyacım olduğu.

Yılbaşı gecesi reina da eğlenirken, dans ederken terör saldırısına uğramadığımı düşünüyorum. 

Vatan sevdası, vatan davası ve vazife malullüğü davası, parası, pulu onların olsun.

Yine olsa, aynı yerde görevimi yine yaparım. Yalnız içimde öfke ve intikamla 

Saygılarımla iyi günler.

Veteriner köpek eğitmeni ve köpek timi arama tarama görevlisi Bünyamin TOKSOY.

Yazdıklarım taahhüdümdür. Arama taramada tutanakla katıldığım operasyonlar ve ele geçirilen silah mühimmat ve teçhizatlar belgelidir.

Kaynak: Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE Gazi Ne Diyor; Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatıyor - Gazi ne diyor?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler