Tarımda coğrafi veri ve bilişim teknolojilerinin kullanımı konusunda düzenlenen uluslararası Agro-Geoinformatics konferansı bu sene Türkiye’de düzenleniyor.

Konferansın ev sahibi İstanbul Teknik Üniversitesi. 16 Temmuz Salı günü saat 09:30 başlayacak konferans 19 Temmuz’a kadar sürecek.

Konferansa AIRBUS ve PIESAT gibi Dünya’nın önde gelen uydu sistem tedarikçileri de katılarak uzaktan algılama ile tarım için bilgi üretilmesini anlatacaklar. ABD ve Çin Tarım Bakanlıkları konferansın destekçileri arasında yer alıyor.

Bilgi sistemlerine dayalı entegre bir planlama ve yönetim sistemi olmadığında tarımsal destekleme sistemi zarar kapatma sistemine dönüşüyor. Bunun sonucu olarak çiftçi bir önceki sene hangi ürünün fiyatı yüksekse onun ekimine yöneliyor.

Bu davranış modeli sürekli çiftçinin ekonomik kaybına neden oluyor. Bazı ürünlerin fiyatı enflasyonu katlayarak artarken bazıları nakliye parasının bile altında kaldığından tarlada çürüyor.

Hâlbuki tarımsal desteklemenin asıl amacı, ülkenin tarım ekonomisini havza kaynakları ile uyumlu ve verimli hale getirecek bitki desenine yönlendiren mali motivasyonu sağlamaktır.

Bunu yönetmek için sadece destek almak isteyen çiftçinin beyanı yeterli olmadığı, geçmişteki örneklerinde de görüldü.

Üretim ve kaynakların, değişen ekolojik ve ekonomik koşullara göre yönetilebilmesi için gerekli teknolojiler de hızla gelişmekte.

Dünya nüfusunun son 40 yıldaki artışı öncesindeki 10.000 yıldaki artışı geçti. Kişi başına ekilebilir alan miktarı tüm Dünya’da son 40 yılda %40 civarında azaldı. Ancak artan nüfus ile gıda ihtiyacı da katlanarak artıyor.

Topraksız tarım yapılabilir fakat susuz tarım yapılamaz. Türkiye 1960’ta nüfusu 28Milyon kişi iken yıllık kişi başına su potansiyeli 3000metreküpün üzerindeydi.

2019 yılı itibarı ile Türkiye’de yaşayan insan sayısı 85 milyona geldi ve kişi başına yıllık su potansiyeli 1960’dakine göre yarıdan fazla azaldı. Bunun anlamı, bundan böyle daha az su ve daha az tarım alanı ile ihtiyacı karşılamak zorunda olduğumuzdur.

Gübre ve koruma ilaçları kullanımı zaten insan sağlığı sınırlarını zorlarken, daha az su ile verim arttırılabilir mi? Aksi halde ne olur? Önce aksi haldekini söyleyelim.

İç piyasadaki gıda üretimi talebi karşılayamaz duruma geldiğinde hayvan yem bitkisinde olduğu gibi dışarıdan satın alma için ödeyeceğimiz nakliye maliyeti bile tüketici fiyatlarını önemli miktarda yukarı çekecektir.

Ülkemizde bu zamana kadar Avrupa ülkelerinden daha ucuza perakende gıda temin edebilirken, eğer tedbir alınmaz ise, bundan sonra gayri safi milli hasılamıza oranla gıda ürün fiyatları AB’nin de üzerine çıkabilecektir.

Birleşmiş Milletler Dünya’da da gelişmekte olan ve önümüzdeki 30 yıl içinde kendisini hissettirecek olan gıda güvenliği sorununa dikkat çekmektedir. Bu durum Dünya barışını da etkileyebilecektir.

Tüm bunlara karşın, gözlem ve bilgi sistemlerinin kullanımı ile havza ve tarla bazında, daha az su ve doğru zamanda doğru miktarda besin elementi kullanarak %25’i geçen miktarda verim artışı mümkün olduğu gösterilmiştir.

Teknolojik imkânlar beraberinde hassas tarım, dikey tarım ve topraksız tarım teknikleri giderek yaygınlaşmaktadır.

Havza kaynaklarının gerçek zamanlı gözlem ve yönetimi yanında yapay zekaya dayalı planlama ve destekleme politikaları önümüzdeki 30 yılda refahı ve barışı sürdürmeye önemli katkılar sağlayabilme imkanı sunmaktadır.

Bu nedenle Agro-geoinformatics konferansı özellikle gözlem ve coğrafi verilerin tarımsal yönetim için işlenmesine yönelik önemli bir etkinlik.

ABD Tarım Bakanlığı ve Çin Tarım Bakanlığı bu konuya olan özel ilgileri nedeni ile konferans ABD ve Çin arasında yapılırken, Mehdi Eker’in Tarım Bakanlığı dönemindeki girişimiyle konferans programına Türkiye ayağı da eklenmişti.

Konferansın açılışı 16 Temmuz 2019 Salı günü 08:30’da İTÜ Ayazağa Kampüsü, Süleyman Demirel Kültür Merkezinde yapılacak. Konferansa uzman, öğrenci ve çiftçiler dinleyici olarak katılabilecekler.
 
(  www.agro-geoinformatics.org )