Sevgili okuyucularım geçtiğimiz gün KIBRIS BARIŞ HAREKATIMIZIN 46. yılını kutladık.

Bu kırk altı yılda adayı 1878 BERLİN anlaşması ile kaybettikten sonra 1974 yılının o sıcak 20 temmuzun’da muhteşem ötesi bir müşterek harekat gücü ile deniz aşırı bir hedefe muhteşem bir planlama ile çıktık.

1965 doğumluyum RUM yönetimi ve harekat sonrası olan hadiseleri adada çok iyi bildiğim gibi harekat ile ilgili istihbari bir çok bilinmeyeni de bilirim.

Buraya nereden geldim,ismini sayacağım  bir çok komutanımız Kıbrıs harekatında ve diğer tüm örtülü, açık operasyonlarımızda NATO müttefikimiz ABD nin nasıl bizi hep arkadan hançerlediğini anlatıyor.

Bu komutanlarımızı dinlerken hep saçımı başımı yoluyorum,bir çok anım hatıram gözümün önüne geliyor,çok üzülüyorum.

Bugün bir gazetemizde emekli Hava korgeneral sayın ERDOĞAN KARAKUŞ beyefendinin harekat esnasında AMERİKALILARIN bize yaptığı sadece bir ihanetin konusunu röpörtajında okudum.

Dün emekli jandarma ALBAY CENABETTİN ERGENEKON beyin AMERİKALILAR için anlattığı ihanete varan anılar ve diğer asker sivil bürokratların AMERİKALILAR ile müsbet anılarını hergün kamuoyumuza yansıyor…

Bunları anlatıyorlar veya anlatıyoruz diye zannetmeyinki AMERİKANIN yaptıkları bitti…

Aynen içerde ve dışarda yapılanlar son hızla devam ediyor..

Şunu da söyleyeyim hiçbir ırka ve millete düşman değiliz,ama TÜRKÜZ bunuda birilerinin paşa gönlü isteyecek diye değiştirecek değiliz.

Aslında mesele TÜRKLÜK de değil,mesele bu toprakların nasıl pay edileceği meselesidir.

1988 yılında NSA İstanbul başkonsolosluğundaki  baş görevli ALBAY ile görüşüyorum,çok ciddi ve çok disiplinli bir insan.

Geldiğinde ayakkabılarına bakarım üstünde toz yoktur gıcır gıcır parlar.

Maddi konular oluştuğunda cüzdanından çıkarttığı para ile hesabını son kuruşuna kadar öder.

Muhterem ağbiye gittim,rahmetli babamdan kalma  eski tüfek JOURNAL sokaktayız,şimdi tüm entelektüel kesim orada eğlence hayatını yaşıyor.

Muhterem ağbi bu ABD albay geliyor,adam o kadar sert ve ciddi ki burnundan kıl aldırmıyor,sen ne diyorsun tecrübenle diye sordum.

Muhterem ağbi gülümsedi,bunlar KOZMİK ABD görevlileri.

Amerika'da bunlar seçilirken özellikle ülkenin aristokrasisinden seçilirler,bunlar vazifelerini yaparken o aristokrasinin getirdiği devamlılığı vazifesine katsın ve görevini en iyi şekilde icra etsin diye seçilmiş insanlardır,düşündüm…

Uzun yıllardır o ARİSTOKRAT Amerikalıların emirleri ile ülkemizde her dönemde hedef olduk, buradaki yerli taşeron güçlerine.

Bir ülkenin kurucu gücünü yok sayıp 2200 yıllık ordu geleneğinden gelen TÜRK’ leri yok saymak ve TÜRK yoktur demek cürretini gösterenleri gördükçe üzülüyorum.

Hele ki kendi kutsal dini için gözünü kırpmadan insan öldürenlerin,başkasının kutsal dininin en önemli kutsalına televizyon kanallarında profesör kimliği ile ağır sözler söylemesini nasıl değerlendireceğiz.

Bu ülkenin fiili kurucusu TÜRKLER 1071 yılını resmi tarih olarak alıyoruz aslında TÜRKLER dokuzuncu yüzyılda anadoluya gelmişlerdir.

Bu sebeble şunu da belirtmemiz gerekir TÜRKLER dünya tarihine yüzyıllardır damga vurmuş bir IRKTIR.

Türkler çok çeşitli kavimlerden oluştuğu gibi aynı zamanda TÜRK’ün Müslümanı olduğu kadar HIRİSTİYANI, YAHUDİSİ,ŞAMANI hala bu dünya üzerinde yaşamaktadır.

Yunanistan’da hala bugün anadoludan göçen  Ortodoks hıristiyan TÜRK'ler vardır.Aralarında TÜRKÇE konuşurlar.
Üstün genler ve yüksek ahlakla eğitilen insanlar,yalan söylemez,kötülük yapmaz,çünkü kendilerinde doğduktan sonra temel ahlak ve diğer toplumsal bilinç ve vatan sevgisi verilmiştir. Bir gün bir kitap yazmak zorunda kalırsam sanırım başlığı şu olacak.

TÜRKLERİN ANADOLU’DA YOK OLUŞUNUN TARİHİ…

SAYGILARIMLA,

ALP TUFAN.