Suriye'de Şam-SDG Arasında 'ateşkes'

Suriye'de Şam-SDG Arasında 'ateşkes'

Suriye devlet televizyonu, Şam ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Halep'te yaşanan çatışmaların ardından taraflar arasında ateşkese varıldığını açıkladı.

Suriye devlet televizyonu, Şam ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Halep'te yaşanan çatışmaların ardından taraflar arasında ateşkese varıldığını açıkladı.

Gerilim, Halep'e bağlı ve Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde son günlerde çatışmaya dönüştü.

Taraflar, yaşananlarla ilgili birbirini suçladı.

Suriye'nin resmi haber ajansı Sana'da yayımlanan bir haberde, Halep'te en az bir Suriye iç güvenlik gücü üyesi ve bir sivilin SDG'nin ateşi nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

SDG ise hükümet güçlerini bu mahallere tanklarla girmekle suçladı ve kontrol noktalarını hedef aldıkları yönündeki suçlamaları reddetti.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Şeyh Maksud ve Eşrefiye'de patlayıcı yüklü insansız hava araçları kullandığını aktardı.

Bu mahallelerdeki iletişimin kesildiğini ve bunların Suriye ordusu takviye kuvvetleri tarafından kuşatıldığını belirtti.

İki taraf arasındaki siyasi gerilim, geçici yönetim ile SDG arasındaki 10 Mart'ta imzalanan mutabakatın uygulanmasıyla ilgili sorunlara dayanıyor.

Gerilim özellikle yaz aylarında derinleşmiş ve Ağustos'ta bölgeden çatışma haberleri gelmeye başlamıştı.

Bu gerilim devam ederken, 5 Ekim Pazar günü, Beşar Esad yönetiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden sonraki ilk seçimler yapıldı.

SDG'nin denetiminde bulunan Rakka ve Haseke eyaletlerinde ise sandıklar kurulmadı.

Geçici hükümet yetkilileri bunun gerekçesini "istikrar ve güvenlikle ilgili sorunlara" dayandırdı.

SDG ve aynı çizgideki kurumların temsilcileri ise bu duruma tepki gösterdi ve seçimlerin "kapsayıcı ve demokratik olmadığını" savundu.

Bu arada ABD'nin Ankara büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ise 6 Ekim'de yaptığı sosyal medya paylaşımında, Suriye'nin kuzeydoğusuna giderek SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü duyurdu.

SDG ile merkezi yönetim arasındaki gerilimdeki son durumla ilgili merak edilenleri inceledik.

Ahmed Şara, 5 Ekim'de Şam'daki bir oy kullanma merkezinde. Şara'nın yanında merkezde görevli, bazıları kadın, bir grup görevli görülüyor.

Kaynak,LOUAI BESHARA/AFP via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı,Ahmed Şara, 5 Ekim'de Şam'daki bir oy kullanma merkezinde

Gerilim nasıl doğdu?

Suriye'nin kuzey ve doğusunun önemli bir bölümü, SDG'nin denetiminde.

Bu bölgedeki yönetim ise SDG çizgisindeki, fiili olarak ilan edilen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin kontrolünde yer alıyor.

Türkiye, SDG'yi ve Halk Savunma Birlikleri'ni (YPG) "terör örgütü" olarak tanımlıyor, silah bırakmasını ve Suriye ordusuna entegre olmasını istiyor.

Şam'daki geçici yönetim ile SDG arasında 10 Mart'ta, SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu da içeren sekiz madelik bir anlaşma imzalandı.

Ancak mutabakatın uygulanması aşamasında anlaşmazlıklar ortaya çıktı.

10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesi konusunda Paris'te ABD ve Fransa arabuluculuğunda Suriye geçici hükümeti ve SDG arasında bir konferans düzenlenmesi planlıyordu.

9 Ağustos'ta Şam yönetimi, Paris'teki konferansa katılmayacağını açıkladı.

Bundan sonraki dönemde Halep'e bağlı bazı noktalardan yer yer çatışma haberleri gelmeye başladı.

İki tarafın da birbirlerine yakın bölgelerdeki askeri güçlerini takviye ettiği yönündeki haberler basına yansıdı.

Geçici devlet başkanı Ahmed Şara, SDG'nin mutabakata uyma sinyalleri verdiğini, ancak buna göre hareket etmediğini ifade etti.

SDG eleştirileri reddetti.

Seçim sürecinde de bu gerilim devam etti.

Gerilimde son gelişmeler neler?

Son günlerde hem Halep hem de Haseke'den çeşitli şiddet olayı haberleri geldi.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 4 Ekim'de geçici hükümet güçlerinin "iki haftalık gerginliğin ardından Deyr Hafir bölgesinde ve Halep eyaletindeki Tişrin barajı çevresinde, SDG ile temas hatlarına takviye güç gönderdiğini bildirdi.

SOHR, "bu güçlerin Deyr Hafir'de üç sızma girişiminde bulunduğunu, SDG'nin bunları engellediğini" öne sürdü.

SOHR ayrıca Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu yapılanmasına bağlı grupların Haseke Eyaleti'nin vilayetinin Tel Tamir bölgesindeki bir köyü bombaladığını, SDG'nin de buna karşılık verdiğini savundu.

5 Ekim'de SDG Medya Merkezi tarafından yayınlanan açıklamada, "Şam hükümeti militanlarının Suriye'nin kuzey ve doğu bölgelerinde saldırılarını ve ihlallerini tırmandırmaya devam ettikleri" ifadeleri yer aldı.

SDG, Suriye güçlerini "sivilleri hedef almakla da" suçladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'nın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ise sivilleri hedef aldıkları iddialarını reddetti.

Suriyeli yetkililer, "SDG'den yapılan saldırılara yanıt verdiklerini" belirtti.

Açıklamada, "Yanıltıcı suçlamaların SDG'nin Suriye'nin kuzey ve doğusunda sivillere karşı işlediği suçları ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik devam eden çabalarını örtbas etmek için tasarlandığı" savunuldu.

6 Ekim günü ise gerilim, Halep'e bağlı, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde tırmandı.

Sana'da yayımlanan bir haberde, Halep'te en az bir Suriye iç güvenlik gücü üyesi ve bir sivilin SDG'nin ateşi nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

SDG ise hükümet güçlerini bu mahallere tanklarla girmekle suçladı ve kontrol noktalarını hedef aldıkları yönündeki suçlamaları reddetti.

Suriye devlet televizyonu, 7 Ekim'deki haberinde, taraflar arasında ateşkese varıldığını açıkladı.

Suriye Savunma Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, ordunun Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusundaki adımlarının planlı bir yeniden intikalin parçası olduğunu, yeni askeri operasyonların başlangıcı olmadığını belirtti.

Bakanlık, Suriye hükümetinin 10 Mart Anlaşması'na bağlı kaldığını da ekledi.

Suriye geçici hükümetine bağlı güvenlik güçleri Halep'te bir operasyonda. Bir asker, elinde silah ve üzerindeki yedek sarjörlerle görülüyor.

Kaynak,Mohammad Daher/NurPhoto via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı,Suriye geçici hükümetine bağlı güvenlik güçleri

SDG denetimindeki bölgeler ve seçim

Son dönemdeki gerilim devam ederken Esad sonrası ilk Halk Meclisi seçimleri için Pazar günü sandıklar kuruldu.

Hükümet tarafından belirlenen yaklaşık altı bin kişi, meclise 140 kişi seçti.

Suriye lideri Şara da kalan yetmiş kişiyi kendisi belirleyecek.

Yeni seçim kararnamesi Suriye'nin üç eyaletini kapsam dışı bıraktı.

Bunlar, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda ve SDG'nin kontrolündeki Haseke ve Rakka.

Suriye Yüksek Seçim Komitesi bunu, bu bölgelerde "güvenli ve istikrarlı bir ortamın bulunmamasıyla" açıklıyor.

Fiili özerk yönetim, "seçimlerin kapsayıcı ve demokratik olmadığını" belirtiyor ve ayrıca bu bölgelerde güvenlik sorunlu olmadığını da savunuyor.

SDG lideri Mazlum Abdi

Kaynak,DELIL SOULEIMAN/AFP via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı,SDG lideri Mazlum Abdi

Mecliste Haseke için 10, Rakka içinse altı, Süveyda içinse üç sandalye belirlenmiş durumda.

BBC Arapça'dan Dalia Haidar, bu koltukların boş kalıp kalmayacağı ya da Ahmed Şara tarafından atanacak üyeler tarafından doldurulup doldurulmayacağının henüz belli olmadığını aktarıyor.

BBC İzleme Servisi'ne göre seçim günü, SDG'ye yakın medya kuruluşlarında hem seçimlerle ilgili eleştiriler aktarıldı hem de Şam-SDG gerilimine vurgu yapıldı.

Dışişleri Bakanı Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Esad Hasan Şeybani el sıkışıyor.

Kaynak,Murat Gok/Anadolu via Getty Images

Fotoğraf altı yazısı,Dışişleri Bakanı Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Esad Hasan Şeybani, 7 Ağustos'ta Şam'daki basın toplantısında

Tom Barrack SDG yetkilileriyle görüştü

ABD'nin Ankara büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ise 6 Ekim'de yaptığı sosyal medya paylaşımında Suriye'nin kuzey doğusuna giderek SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü duyurdu.

Barrack 9 Temmuz'da, Ahmed Şara ve Mazlum Abdi'nin yer aldığı, Şam'daki görüşmelere de katılmıştı.

Bu makalede X içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.

Bu görüşmeden sonra, taraflar arasında ciddi görüş ayrılıkları olduğunu söylemişti.

Washington'ın Suriye'deki Kürtlerin ayrı bir devlet kurmasını desteklemediğini de belirtmişti.

6 Ekim'deki paylaşımında ise Barrack, "Suriyelilerin tüm Suriyelilerle birleşerek işbirliğine dayalı barış ve refah için yenilenen çabalarda bulunmalarına olanak tanıyarak, ABD Başkanı'nın 'Suriye'ye bir şans verin' vizyonuna ivme kazandırdıklarını" söyledi.

Gelişmeler Türkiye'de de yakından takip ediliyor

SDG ile Şam arasındaki gerilim, Türkiye'de de yakından takip ediliyor.

Türkiye'deki birçok yorumcu, bunun Türkiye'deki yeni çözüm sürecinin geleceği açısından kritik olduğu görüşünü aktarıyor.

Türk hükümeti gerilimle ilgili SDG'yi suçluyor.

Ankara özellikle yaz aylarında SDG'ye yönelik söylemini sertleştirdi.

7 Ağustos'ta Şam'ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Fidan, Suriyeli mevkidaşı Esad Hasan Şeybani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, SDG'ye karşı son dönemdeki en sert tona sahip açıklamaları yaptı.

Fidan, SDG'ye "İsrail'in Suriye'deki maşası olmaktan vazgeçmesi" çağrısı yaptı.

Hem Ankara hem de Şam, askeri gerilimin tırmanmasından SDG'yi sorumlu tutuyor.

SDG ise kendi birliklerine saldırıldığında öz savunmada bulunduklarını belirtiyor.

Son olarak Milli Savunma Bakanlığı kaynakları ise 2 Ekim'de yaptıkları açıklamada, "Terör örgütü SDG'nin Suriye Geçici Hükümetine entegrasyonu ile ilgili hususlar Bakanlığımız tarafından dikkatle ve hassasiyetle takip edilmektedir" ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler