Sevgili Milletim;
Bugün, 28 Temmuz 2025...
Ciğerlerimiz yeniden alev alıyor!
Ormanlarımız, bu milletin ciğeri, tarihinin bekçisi, geleceğinin teminatı, yanıp kül oluyor!
Ama bu bir kaza değil, tesadüf hiç değil!
Türk milleti, sezgisiyle haykırıyor:
“Ciğerlerimiz elimizden alınıyor, biz uyurken, hükümet seyrediyor!”
Ülkemizi yönetenler, siyasiler, ey halkım!
Bu yangınlar sadece ağaçları değil, vatanın ruhunu, bağımsızlığını, geleceğini yok ediyor.
Susmak değil, çözüm üretmek zamanı!
Artık uyanma vakti!
Öncelikle…
Bu yangınlar, sadece doğa felaketi değil; bir milletin nefesine, suyuna, toprağına kasteden bir tehdit.
Ormanlar, su kaynaklarının koruyucusu, iklimin dengeleyicisi, köylünün geçim kapısı.
Ama ne oluyor?!
Her yaz, her mevsim, ormanlarımız yanıyor.
“İhmal” deniyor, “kaza” deniyor, ama failler bulunamıyor, gerçekler karanlıkta kalıyor.
Nitekim…
Yangınların ardından araziler maden şirketlerine, enerji projelerine, rant odaklı yatırımlara açılıyor.
Köylü, kendi toprağında misafir; millet, ciğerleri yanarken çaresiz.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu yangınlara karşı duyarsız kalıp etkin bir önlem sunamadı.
Orman Genel Müdürlüğü bürokratları ise ihmaliyle milletin öfkesini topladı.
Hal böyleyken…
Ülkemizi yönetenlerin yanlışları ortada:
Yangınlara karşı etkin bir önlem sistemi kurulamadı.
Erken müdahale yetersiz, söndürme ekipleri eksik, teknoloji kullanımı sınırlı.
Orman köylüsü desteklenmiyor, tersine köylerden göç teşvik ediliyor.
Nüans?!
Ormanları koruma politikaları, rant projelerine kurban ediliyor.
Maden ruhsatları, imar izinleri, turizm yatırımları ormanların önüne geçiyor.
Hükümetin bu gidişata dur demesi gerekirken,
Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratları,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan Murat Kurum gibi isimler,
Yangınların ardındaki rantı görmezden geliyor.
TBMM’de bu meseleyi ciddiye alan yok?!
MİT ise yangınların ardındaki şüpheli bağlantıları araştırmıyor?!
Cumhurbaşkanlığı ise sessizliğiyle milleti çaresiz bırakıyor!
Yani?!
Siyasiler ve siyasi partiler, bu meselede sınıfta kaldı.
Her biri, orman yangınlarını kendi siyasi çıkarlarına alet ediyor.
Kimi susuyor, kimi suçluyor, kimi sadece nutuk atıyor.
Ey siyasiler!
Milletin ciğerleri yanarken, siz koltuk kavgasında, polemik peşindesiniz.
Ormanlar, sizin oy hesaplarınızın malzemesi değil; bu vatanın can damarı!
Demem o ki:
Partiler, birlik olup çözüme odaklanmalıydı; ama bölünmüşlük, laf kalabalığı, samimiyetsizlik ağır basıyor.
Hükümetin bu duyarsızlığı, milletin sabrını taşırıyor!
Hasılı:
Atatürk yaşasaydı ne yapardı?!
O, toprağına, ormanına, köylüsüne sahip çıkan bir liderdi.
“Köylü milletin efendisidir” diyerek tarımı, ormanı, üretimi merkeze alırdı.
Yangınlara karşı bilimsel, disiplinli, milli bir seferberlik başlatır;
Orman köylüsünü güçlendirir, teknolojiyi devreye sokar, rantçılara geçit vermezdi.
Hülasa:
Atatürk, ormanları milletin bağımsızlığıyla eş tutar, “Ya istiklal ya ölüm” şiarıyla toprağına sahip çıkardı.
Bugünkü hükümetin aksine, o, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı, TBMM’yi, hatta Cumhurbaşkanlığı’nı harekete geçirirdi!
Demem şu ki:
Ülkemizi yönetenlere yol gösterelim:
Acil Önlem Planı:
Yangınlara karşı modern teknoloji (drone, uydu, erken uyarı sistemleri) devreye sokulsun.
Söndürme ekipleri güçlendirilsin, eğitimli personel artırılısın.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı bu işi ciddiye alsın!
Orman Köylüsüne Destek:
Köylerde yaşam teşvik edilsin; orman köylüsüne maddi destek, eğitim, ekipman sağlansın.
Onlar, ormanların doğal bekçisidir.
Rant Politikalarına Son:
Maden ruhsatları, imar izinleri sıkı denetime tabi tutulsun.
Orman arazileri, asla ticari projelere açılmasın.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bu talana dur desin!
Milli Seferberlik:
Yangınlara karşı halkı bilinçlendiren, gençleri orman korumaya teşvik eden kampanyalar başlatılsın.
Şeffaflık:
Yangınların sebepleri araştırılsın, failler bulunup kamuoyuyla paylaşılsın.
MİT ve TBMM, bu meselede milletin güvenini kazansın!
Netice:
Hükümetin bu sessizliği,
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın duyarsızlığı,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ihmali,
TBMM’nin ataleti,
MİT’in sorumsuzluğu ve Cumhurbaşkanlığı’nın umursamazlığı devam ederse,
Ormanlar sadece alevlerle değil, ihmalle, rantla, vurdumduymazlıkla yok olacak.
Ey siyasiler, ey Millet!
Ormanlarımıza sahip çıkalım; çünkü onlar bizim ciğerimiz, bağımsızlığımız, geleceğimiz.
Ezcümle:
Bugün aslında dün’dü; ama yarın, bizim elimizde.
Ormanlarını savunmazsan, nefesini kaybedersin.
Köylün susarsa, şehir de yanar.
Ey Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı,
Ey Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum,
Ey TBMM,
Ey MİT,
Ey Cumhurbaşkanlığı!
Ormanlarımıza sahip çıkalım; yoksa vatanımız elimizden kayıp gider!
Cüneyt Şaşmaz