Yahudi Yerleşimci Şiddetinin Mağduru Filistinliler, İsrail Yargısının Adaletine İnanmıyor

İşgal altındaki Batı Şeria'nın Burka köyünde yaşayan Filistinliler, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin aşırı sağcıları iktidara taşımasının ardından yerleşimci şiddetinin arttığını belirtiyor

AA'nın hazırladığı ve 18 Ağustos'a kadar sürecek "işgal altındaki Batı Şeria'da artan Yahudi yerleşimci şiddeti" konulu dosya haberin birinci bölümünde, Burka köyünde Filistinli bir gencin Yahudi yerleşimciler tarafından öldürüldüğü olay ele alındı.

Burka köyünün etrafındaki tepelerde sadece uluslararası hukuka göre değil İsrail nezdinde de yasa dışı kabul edilen "kaçak" Yahudi yerleşim birimleri göze çarpıyor.

Kaçak Yahudi yerleşim birimleri, bölgedeki fanatik yerleşimci grupların prefabrik yapı, çadır, karavan ve diğer geçici barınakları kimi zaman Filistinlilere ait özel arazilere kimi zaman da kırsal alanlara yerleştirmesiyle başlıyor. Filistinliler, çoğu silahlı bu yerleşimcileri buradan uzaklaştırmaya çalıştığında ise İsrail ordusunun müdahalesiyle karşılaşıyor.

Kaçak Yahudi yerleşim birimleri zaman içinde evlerin inşa edildiği bir yerleşim alanına dönüşebiliyor. Örneğin, İsrail'de sene başında göreve gelen aşırı sağcıların kritik roller aldığı hükümet, daha önceden boşaltılmış 9 kaçak Yahudi yerleşim birimine şubat ayında tek taraflı şekilde "yasal statü" tanındığını açıkladı.

Burka köyü fanatik Yahudi yerleşimcilerin saldırısına uğradı

Burka köyündeki Filistinliler, geçimlerini hayvancılık ve zeytincilikten sağlıyor.

Filistinli çobanlar, 4 Ağustos'ta akşam üstü köyün tepesindeki toprak yolda hayvanlarını otlatırken köyün karşı tepesindeki "Oz Zion" isimli kaçak Yahudi yerleşim biriminden bir grup fanatik Yahudi yerleşimci beraberindeki küçükbaş hayvanlarla bu bölgeye geldi.

Filistinliler, Yahudi yerleşimcileri bölgeden uzaklaştırmaya çalışırken taraflar arasında sözlü atışma ve arbede çıktı. Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında karşılıklı taşların atıldığı olaylar birkaç saat devam etti. Çevredeki Yahudi yerleşim biriminden daha fazla yerleşimci ve etraftaki beldelerden Filistinliler bölgeye geldi.

Görgü tanıklarının aktardığına göre, Yehiel Indore ve Elisha Yared isimli Yahudi yerleşimciler otomatik silahla araçla bölgeye ulaştı ve etrafa ateş açtı. Indore'nin açtığı ateşle boynundan ve göğsünden vurulan 19 yaşındaki Filistinli Kusay Mitan hayatını kaybetti. Çıkan olaylarda başına taş isabet eden Yahudi yerleşimci Indore de hastaneye kaldırıldı.

İsrail mahkemesi, Filistinli Mitan'ın öldürülmesiyle bağlantılı 2 Yahudi yerleşimciyi 5 gün gözaltında tuttuktan sonra bunlardan Yared'in tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Mahkeme, Mitan'ın öldürülmesinde silahı ateşlediği ifade edilen zanlı Indore'yi önce ev hapsine karar vererek serbest bıraktı, daha sonra yeniden tutuklu yargılanmasına hükmetti.

Yahudi yerleşimcileri savunan sağcı hukuk birimi Honenu'nun avukatları, Yahudi yerleşimcilerin hayati tehlikelerinin bulunduğu sırada "meşru müdafaa için havaya ateş açtığını" savundu.

Zanlıların avukatlarından Nati Rom, yerel basına verdiği demeçte, müvekkillerinin "birer kahraman olduğunu" söyledi.

Filistinli görgü tanıkları ise Indore'nin "başına taş isabet ettikten sonra ateş açtığı" iddiasının doğru olmadığını, daha öncesinde rastgele ateş açtığını ve söz konusu taşın Filistinli Mitan'ın vurulmasının ardından başına isabet ettiğini anlattı.

Aralarında Yahudi yerleşimcilerin kurşunuyla yaralanan bir kişinin de bulunduğu 4 Filistinli ise hala gözaltında.

İsrail polisi, dün akşam olayın yaşandığı bölgeye gelerek bir inceleme daha yaptı.

Olaya karışan yerleşimci, güvenlik birimlerinin izleme listesinde

İki Yahudi yerleşimcinin gözaltına alınmasının ardından İsrail siyasetinde yerleşimci yanlısı aşırı sağcı milletvekillerinden bakanlara kadar zanlılara destek geldi. İsrail'de kolluk kuvvetlerinden sorumlu aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, "taş atanlara karşı kendini savunanların kahraman olduğunu ve bunlara madalya verilmesi gerektiğini" söyledi.

Muhalefet ise İsrail'de aşırı sağın iktidarda olduğu bu dönemde yerleşimci saldırılarının artması üzerine olayları "Yahudi terörü" olarak tanımladı ve Netanyahu koalisyonunu suçladı.

Filistinli Mitan'ın öldürüldüğü olaya karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınan Elisha Yared'in, İsrail hükümetindeki yerleşimci yanlısı aşırı sağcı siyasetçilerle bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Yared'in, yakın zamana kadar yaptığı Yahudi Gücü Partisi Milletvekili Limor Son Har-Melech'in sözcülüğü görevinden hükümetin Filistinlilere karşı "yumuşak" politikalar izlediği gerekçesiyle henüz birkaç ay önce istifa ettiği basında yer aldı.

Küçük yaşlarından itibaren İsrail istihbaratının izleme listesinde olduğu aktarılan Yared'in "gerek Meclis gerekse yerel yönetimlerden siyasetçilerle yakın ilişki içinde olduğu, Filistinlilere yönelik saldırılar için kışkırtıcı ve örgütleyici faaliyetlerde bulunduğu" belirtildi.

Filistinlilere yönelik toplu saldırılarla gündeme gelen aşırılık yanlısı "Tepe Gençliği" isimli radikal grubun sözcülerinden Yared'in, Kanal 12'nin yayınladığı bir belgeselde sarf ettiği şu sözler yeniden gündeme geldi:

"Tepeler, Yahudi kanunlarına göre birinin yürütmesi gereken savaş. Tepe Gençliğinin yaptığı şey; yüzlerce dönüm araziyi Yahudilerin kontrolüne geçirmek. Bu, en iyi birlikteki bir askerin görevi boyunca yapabileceğinden daha fazlası."

"Herkes Kusay'ı severdi"

AA muhabirine konuşan Filistinli Kusay Mitan'ın babası Cemal, Yahudi yerleşimcilerin köye saldırdığını, bunun üzerine tüm köy halkının buna karşı çıkmak için tepede toplandığını ve oğlu Kusay'ın da burada vurulduğunu söyledi.

Herkesin Kusay'ı sevdiğini, oğlunun da herkesle arasının iyi olduğunu dile getiren 6 çocuk babası Cemal, Yahudilerin saldırılarına hedef olan Filistinlilere karşı çifte standart uygulandığını belirtti.

Filistinli baba, "Eğer bir Filistinli bir Yahudi'yi öldürseydi ne olurdu? Önce Filistinliyi öldürürlerdi, sonra evini yıkarlardı, sonra da akrabalarına yaptırım uygularlardı. Ama Yahudiler birini öldürdüğünde ne oluyor? Bir iki gün hapse atılıyor, sonra da serbest bırakılıyorlar." dedi.

Yahudi yerleşimcilerin saldırıları karşısında İsrail mahkemelerinde hak aramanın "faydası olmadığını" söyleyen acılı baba, İsrail makamlarından kimsenin kendilerine ulaşmadığını vurguladı.

Burka köyünden Muhammed Sabır Hüseyin Asri de kardeşi Ammar Sabır Asri'nin Yahudi yerleşimcilerin silahından çıkan kurşunla bacağından yaralandığını ancak şu an İsrail tarafından gözaltında tutulduğunu anlattı.

Yahudi yerleşimcilerin geldiği kaçak yerleşim yerine yeni prefabrik yapıların eklendiğini gösteren Asri, mahkemede yerleşimcilerin "Filistinlilerin kaçak yerleşim yerine giderek buraya saldırdığını" iddia ettiğini ancak gerçeğin bunun tam aksi olduğunu belirtti.

Asri, Yahudi yerleşimcilerin kaçak yerleşim birimini kurmasından itibaren köye çıkan yolun kapandığını, İsrail mahkemesinden yolun açılması için karar çıkmasına rağmen yolun açılmadığını vurgulayarak "İsrail hükümetinin yerleşimcilerin yanında olduğunu" söyledi.

Yerleşimciler için "fanatik" ifadesini kabul etmeyen, bilakis "cani" tanımını kullanan Asri, söz konusu yerleşimcilerin "kadın, çocuk, yaşlı demeden herkese saldırdığını" vurguladı.

Asri, köy halkının zeytinlerini toplamak istediğinde bile yerleşimcilerin saldırısına uğradığını, olaylar çıkınca da İsrail ordusunun ses bombası, gaz ve kauçuk kaplı mermiyle Filistinlileri hedef aldığını belirtti.

Köyün karşısındaki "Oz Zion" kaçak Yahudi yerleşim biriminde yaklaşık 30 yerleşimcinin yaşadığına işaret eden Asri, Filistin beldelerine düzenledikleri toplu saldırılarda yerleşimci sayısının çevreden gelenlerle yüzlerce kişiye ulaştığını kaydetti.

Yahudi yerleşimcileri, İsrailli bakanlar destekliyor

Kusay Mitan'ın büyük amcası Abdulmunim Mitan ise Kusay'ın dedesini kaybettikten sonra kendisini "dede" olarak çağırdığını belirtti.

Abdulmunim Mitan, İsrail mahkemelerinin verdiği kararlara ilişkin kişisel tecrübelerini aktardı.

Köyünün karşısındaki "Migron" isimli kaçak yerleşim birimi kurulduğunda İsrail mahkemesine gittiklerini aktaran Abdulmunim Mitan, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin bu yerleşim biriminin boşaltılması yönünde karar vermesine rağmen hala bu bölgedeki topraklarına gidemediklerini vurguladı.

Abdulmunim Mitan, "Mahkeme nasıl bir katili canını savunduğu gerekçesiyle serbest bırakabilir, şaşkınlık içindeyim. Bu katil gelip benim toprağıma girerek nasıl kendini savunduğunu iddia edebilir. Gitsin kendisini Tel Aviv'deki sokaklarda, caddelerde savunsun, evinde saldırıya uğradığında savunsun. Ama gelip benim toprağımda nasıl kendini koruduğunu iddia edebilir. Bu, başlı başına bir saldırıdır." diye konuştu.

Burka köyünün etrafının yerleşim birimleriyle çevrili olduğuna dikkati çeken Abdulmunim Mitan, İsrail hükümetindeki bakanlar tarafından desteklenen Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilerin canlarına, mülklerine ve tarım arazilerine yönelik saldırılarının giderek tırmandığını vurguladı.

Abdulmunim Mitan, fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail nezdinde de yasa dışı sayılan yerleşim yerlerinde yaşamalarına rağmen "İsrail için önemli bir rol oynadığını ve toprak gaspı için bir görev üstlendiğini" belirtti.

Filistinlileri koruyacak ne bir ordu ne de merci bulunduğunu vurgulayan Abdulmunim Mitan, "İsrail mahkemelerinden Filistinlilerin lehine bir karar çıkmadığını yargının sadece saldırgan yerleşimcileri koruduğunu" söyledi.

İşgal altındaki Batı Şeria'da bir günde 3 yerleşimci şiddeti

İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda kurduğu koalisyon hükümetinde, Filistinlilere yönelik ırkçı eylem ve söylemleriyle tanınan, Yahudi yerleşimcilerin destekçisi aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimler kritik bakanlıklara getirildi.

Aşırı sağcıların iktidarda olduğu bu dönemde, özellikle işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin köylerinde; araçların, evlerin ateşe verildiği, etrafa ateş açıldığı, Filistinlilerin öldürüldüğü veya yaralandığı Yahudi yerleşimcilerin toplu saldırılarında artış yaşanıyor.

Birleşmiş Milletlerin İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke'nin paylaştığı rakamlara göre, yılın ilk 6 ayında Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırdığı 591 olaydan 149'u Filistinlilerin yaralanma veya ölümüyle sonuçlandı.

OCHA Sözcüsü, bunun ayda yaklaşık 99 olaya denk geldiğini ve saldırılarda geçen yıla oranla yüzde 39 artış yaşandığını belirtti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri