Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE Gazi Ne Diyor; Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatıyor

Gazi ne diyor köşesinin bu haftaki konuğu Rahmi Taş. İşte Rahmi Taş'ın hikayesi

Mustafa kardeşim; Bizler bu milletin cesur ve fedakâr evlatlarıyız.

Görevimiz uğruna sağlığımızı kaybetmeyi göze alarak istiklal marşımızı, ay yıldızlı bayrağımızı ve milletimizin hakkını müdafaa ettik.

Fakat İlgili kurumların bu konudaki yönetmeliklerinin sadece sakatlık ya da uzuv kaybı üzerinden bir değerlendirme yapıyor olması büyük bir eksikliktir. Bu ondokuz bin arkadaşımıza haksızlıktır. 1053 nizamname ve TSK sağlık yönetmeliği gibi yönetmelikler.

Bu yönetmelikler günümüzün şartları göz önünde bulundurularak tekrar gözden geçirilmelidir diye düşünüyorum.

Sen nasıl düşünüyorsun Mustafa kardeşim?

Ben ve asker arkadaşlarımın, sosyal ve psikolojik durumlarının değerlendirilmediği her yönetmelik eksik kalacaktır. Doktorlar inatla sağlam raporu vermesindeki niyeti anlayamıyorum? 

Mustafa kardeşim;  bunu yetkililere ve meclisteki vekillere iletir misin?

Teröre karşı korkusuzca mücadele vermiş, ülkenin mutlak bütünlüğü için kanını canını feda etmiş her bir asker evladımız, devletimizin şemsiyesi altındadır.

Görevimizi icra ederken yaralanan, fakat herhangi bir kanun kapsamında değerlendirilmiyoruz.

Şehit ve gazi aileleri ile ilgili kanunların verdiği herhangi bir haktan da yararlanamıyoruz. Biz bu devletin askeri değil miyiz?

Devletimiz bize niye böyle davranıyor ki?

Ben görevim başında iken sağlığımı kaybettim.

Benimde hayat hikâyeme gelince özetle biraz anlatayım. Nasıl olsa dikkate alınmayacak, onun için sadece özetlemek istiyorum. Ben uzm. çvş. Rahmi TAŞ

24 Mart 1995 tarihinde Kuzey Irak'ta teröristlerle girilen sıcak çatışmada yaralandım. Sol bacak baldırdan keleş mermisi girmiş olup 20 santimlik topuktan merminin çıkışı var.

 Daha sonra Kuzey Irak'tan helikopter ile Şırnak askeri hastaneye getirildim.

Şırnak asker hastanesinde ameliyat ile müdahale edildikten 1 hafta sonra Şırnak devlet hastanesinde tedavi ve pansuman altına alındım.

Doktorlarım daha etkili tedavi için Diyarbakır devlet Hastanesi’ni düşündüler ve helikopter ile Diyarbakır devlet hastanesine gönderildim.

 Diyarbakır devlet hastanesinde bir süre daha yattıktan sonra hava değişimi için memleketim Çanakkale'ye geldim.

 Çanakkale'de hava değişimim bittikten sonra Askerlik Şubesi'nden yeniden sevk alarak, 14. 04. 1995 tarihinde Çanakkale Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındım.

 Çanakkale Devlet Hastanesi'nde tedavim 15 gün sürdü. Daha sonra Çanakkale devlet hastanesinden 15 gün yatış raporu verildi ve bütün tedavilerim yapılıp iyileştik den sonra birliğime katıldım.  İşte özetle halim bu.

Ancak askeri hastaneler tarafından verilen sağlık raporlarına göre sakatlanma ve uzuv kaybı derecemiz TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde belirlenen sınırın altında olduğu için gazi olarak kabul edilmiyorum.

Bu durum, binlerce kişiyi ve aileyi mağdur etmektedir. İşsizlik, iletişim problemleri, psikolojik bunalım, travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıklar ortaya çıkmıştır.  Devletimizden bu mağduriyeti ortadan kaldırmasını ve bizleri de gazi saymasını bekliyorum.

Artık kim ilgileniyorsa Mustafacım

Meclis mi?

Ya da

Cumhurbaşkanımız mı?

Artık ömrümüzün sonlarındayız. Ölmeden gaziliğimizi görelim diyorum.

Ölürsem Al bayrağa da sarılmadan defin edileceğim.

Eğer gazi olmadan ölürsem tabutuma Türk bayrağını sarmalarını vasiyet edeceğim.

Uzm. Çvş. Rahmi TAŞ ÇANAKKALE

Kaynak: Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE Gazi Ne Diyor; Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatıyor - Gazi ne diyor?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Güncel Haberleri