Uyan Ey Türk Milleti, Ya Kaza Değilse?!

"Ahmak düşman buraya gelmeseydi, belki bütün memleket dikkatsizlikte dalmış olarak kalırdı."Mustafa Kemal Atatürk (1925, İzmir)

Uyarı: Jeopolitik Fırtınanın Gözünde Türkiye ve/veya Ya Kaza Değilse?!
...
"Ahmak düşman buraya gelmeseydi, belki bütün memleket dikkatsizlikte dalmış olarak kalırdı."
Mustafa Kemal Atatürk (1925, İzmir)
...
Bugün aslında dün'dü.
Nitekim...
Dün bugün'ün gölgesinde.
Öncelikle...
Ey Türk Milleti, Ey Türk Devleti!
Uyanın!
Bu bir rastlantı değil, bir tuzak; bir manipülasyon değil, bir savaş ilanı.
Hal böyleyken...
Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad'ın, Ankara'da kritik görüşmeler sonrası ülkeden ayrılırken uçağının Ankara semalarında düşmesi, sadece bir "kaza" mı?!
Hayır!
Demem o ki:
Bu, jeopolitik bir hançer darbesi; cephe Suriye, araç Libya, hedef Ankara.
Türk devletinin karar mekanizmalarına, Türk milletinin iradesine yönelik alçakça bir saldırı.

Demem şu ki:
Eğer hâlâ "tesadüf" diyorsanız, gözlerinizi açın; çünkü düşman, zayıflığımızı fırsat biliyor.
Bu olay, tek başına bir kaza değil; bir zincirin son halkası.
Hatırlayın:
- Türk C-130 uçağının Azerbaycan dönüşünde Gürcistan üzerinde düşmesi.
- Karadeniz'deki istikrarsızlığın havaya sıçraması, menşei belirsiz SİHA'ların Türk hava sahasında gezinmesi.
- İran Cumhurbaşkanı'nın helikopterinin Güney Kafkaslar'da "kazası".

Ve şimdi, Libya'nın en üst düzey askeri yetkilisinin Ankara'da ölümü.
Bunlar raslantı mı?!
Hayır!
Hasılı:
Bunlar, Türkiye'yi kuşatan jeopolitik fırtınanın parçaları:
Akdeniz'de MEB savaşları,
Gazze'deki katliamlar,
İsrail-Yunanistan-GKRY ittifakı,
YPG/PYD ile İsrail'in kirli dansı, Suriye'nin üniterleşme oyunu ve olası Türk harekâtı.
Afrika'da enerji üsleri, Kafkaslar'da Orta Koridor mücadelesi.

Hepsi birbiriyle bağlı.
Türkiye, bu fırtınanın tam ortasında; kenar kuşakta değil, merkezde eziliyor.
Libya yetkililerinin aceleyle "kaza" demesi, kendi hassasiyetlerini ele veriyor.
Nüans?!
Yas ilan ettiler ama gerçeği gizliyorlar.
Türk İletişim Başkanlığı'nın "sadece resmi açıklamalara itibar edin" uyarısı ise devletin kapanma sinyali:
Daha az konuş, daha çok izle.
Ama bu sessizlik, eleştirelim:
Tehlikeli bir tuzak!
Hülasa:
Dezenformasyona karşı uyarı güzel, ama milleti aydınlatmadan, şeffaflık olmadan nasıl savaşacağız?!
Sosyal medya spekülasyonları değil, asıl tehlike devletin aşırı kontrollü suskunluğu!
Bu, manipülatörlere alan açar.
Eğer kaza değilse, ki değil; bu, Yüksek Düzey Askeri-Diplomatik Güvenlik Olayı:
VIP hedef, devlet merkezinde, kritik toplantı sonrası.
Amaç?!
Kararları manipüle etmek, çoklu aktörü etkilemek.
Kaza gibi başlar, savaş gibi biter.

Stratejik analizde "kim yaptı?" değil, "kim kazandı?" diye sorarız.
Kim kazandı?!
Türkiye-Libya hattından rahatsız olanlar:
Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarını gasp etmek isteyenler,
Trablus'un meşru yapısını yıkmak isteyenler,
Türkiye'nin Akdeniz'deki askeri varlığını hazmedemeyenler.
AB, Yunanistan, İsrail, BAE!

Hepsi bu belirsizlikten beslenir.
Netice:
Libya'da komuta boşluğu isteyenler için altın fırsat!
Al-Haddad, sadece bir general değil, denge unsuru.
Ölümü, iç kaosu tetikler, dış müdahaleye kapı açar.

Türkiye'de ise iç güç mücadeleleri uluslararası arenada sömürülüyor.
Medya-fuhuş-uyuşturucu operasyonlarındaki yabancı ayak izlerini hatırlayın.
Eleştirelim:
Bu, içimizdeki hainlerin dış destekle dansı!
Suriye harekâtı yaklaşırken, psikolojik saldırı modu devrede:
Algı savaşı, sessiz ama derin.
Milleti korkut, devleti oyalat.
En tehlikeli senaryo: Yanlış okuma!
Yanlış aktöre yüklenmek, yanlış diplomatik tepkiyi doğurur.
Yanlış cepheleşme, yanlış tırmanma, hatta yanlış savaş.
2014 Kobani tuzağı gibi
, 2019'dan beri süren durağanlık gibi zaman tuzağına düşmeyin!
Stratejik sabır iyi, ama aşırı sabır fırsat kaçırır.
Ey devlet, acele etmeyin ama durmayın da!
Olayın özü:
Hedef Suriye, mesaj Ankara'ya, araç Libya.
Suriye dosyası kaynıyor!
Türkiye'nin "bekle-gör"den çıkışı, yeni harekât hazırlığı, YPG/PKK'nın statüsü, Türk-ABD-İsrail-Rusya-İran denklemi.
Doğrudan Suriye'ye vurmak pahalı, o yüzden dolaylı: Libya üzerinden çapraz baskı.
"Suriye'de hamle yaparsan, Libya yanar, Akdeniz ısınır, merkezin sarsılır" diyorlar.
Ankara'da olması tesadüf mü?!
Hayır!
Karar merkezine doğrudan mesaj: "Masadaki inisiyatiflerini ezerim."
Bu, 2013-2015 terör kuşağının evrilmiş hali:
Çok eksenli, çok aktörlü, çok devletli, asimetrik saldırı.
Amaç?!
Türkiye'yi durdurmak, oyalamak, yanlış yere savurmak.
Suriye harekâtı neden kritik?!
Çünkü YPG/PKK tuzağını bozar, "Terörsüz Türkiye"yi getirir.
Şam ziyareti, YPG tehditleri, iç ayrışmalar (Kürtçüler, İrancılar, Atlantikçiler, FETÖ) hepsi devrede.
Dış angajeler doğrudan çıkamaz, o yüzden flu olaylar: Peşi sıra "kazalar".
Kaza olsun olmasın, okuma aynı: Bu, Suriye kararını etkileme hamlesi.
Başarırlarsa, amaca ulaşırlar.
Mesajın özeli: Cephe Suriye, araç Libya.
Geneli: Cephe Türkiye'nin stratejik özerkliği.
Ey Türk Milleti, Ey Türk Devleti!
Aşırı sert tepki risk, geri çekilme ihanet.
Doğru yol: Kararı bozma, yöntemi sertleştir!
Yakın tehdit en büyük tehdit; YPG/PKK hançerini çekin.
İran mı Türkiye'yi İsrail'le savaştırmak istiyor, ABD mi İran'la?!
AB mi Akdeniz'i bozmak, Rusya mı yakın tutmak?!

Hepsi boş: Geleceğimiz, en yakın tehdidi yok etmekten geçer.
Ezcümle:
Bu olaylar, büyük tehdidi küçük gösterme oyunu.
Hançeri Kemal-El Kaim hattına saplayın; tıpkı IŞİD'i Dabık'ta çökerttiğiniz gibi.

Çoklu cepheleri, ihtirasları ezer geçersiniz.
Uyanın, birleşin, harekete geçin!
Bu, bir ömür öğrenilen ders ama bir gecede kaybedilebilir.
Ve..
Son olarak...
Cumhurbaşkanımız Sayın @RTErdogan ,dış politika stratejilerimiz hakkında şu soruları yöneltmek isterim:- Sayın Cumhurbaşkanı, ABD Kongresi'ndeki engeller (misal NDAA ve CAATSA yaptırımları) Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını etkilemeye devam ediyor. İsrail ile ilişkilerimizi geliştirmeden bu engelleri aşmak için hangi diplomatik stratejileri planlıyorsunuz?! - Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın vurguladığı 'kişisel dostluk diplomasisi' yaklaşımı, iç ve dış politikalarımız arasındaki tutarlılığı nasıl sağlayacak?! Bu yöntemle uluslararası engelleri aşma konusunda hangi adımlar atılıyor?! Ankara'daki uzmanlarımızın bu konudaki görüşlerini öğrenmek isteriz. - Sayın Cumhurbaşkanı, Doğu Akdeniz'de İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasındaki yakınlaşma, ülkemizin çıkarlarını etkileyebilir. Bu ittifaka karşı hangi diplomatik ve stratejik önlemleri almayı planlıyorsunuz?! - Sayın Cumhurbaşkanı, Rusya'nın Suriye'nin güneyindeki konuşlanması, İsrail ve ABD ile koordinasyon içinde görünüyor ve bu gelişme, Dışişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ile MİT Başkanımızın son ziyaretleri sonrası gerçekleşti. Bu durumu 'kişisel dostluk diplomasisi' bağlamında nasıl değerlendiriyorsunuz?! Ülkemizin Suriye politikasında bu bir ilerleme midir, yoksa yeni zorluklar mı getiriyor?! Açıklama yaparsanız seviniriz. Kamuoyunu aydınlatmanız dileğiyle...

Cüneyt Şaşmaz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri