ÜRKEKLİĞİN ERKEK HÂLİ / ERKEKLER İÇİN AYRI ÜNİVERSİTE İSTİYORUM

Kerime Yıldız

Bugün “Eğitim Reformu”na devam edecektim. Az beklesin! Hazır, Cumhuriyet Bayramı gelmişken bayramlık ağzımı açayım. 
İmam-hatip neslini, fakültede yakından tanıdım. İçlerinde, özgürce dolaştıkları fakülte koridorlarında, kantinde ve kampüs bahçesinde kız görmekten rahatsız olanlar vardı. Rahatsızlık derken, dilleri ayrı, gözleri ayrı oynardı. Hormonları memnundu ama ideolojileri rahat bırakmıyordu. Ne yapsınlar, bizlerin üzerinde günah çıkararak dâvâlarını kurtarıyorlardı. 
“Burada ne işiniz var?”
“Okumaya geldik.”
“Ama burası size uygun değil?”
İyi de arkadaş, bana uygun olmayan sana niye uygun? Efendim onlar, dâvâ için mecburmuş.
Aynı soruyla iş hayâtında karşılaştım: 
“Burada ne işiniz var?”
“Rızkımızı kazanmaya geldik.”
“Ama bu ortam, size uygun değil.” 
E arkadaş bana uysun değilse sana da değil. İstifa et, gitsene! 
Memuriyet hayâtımda bir hayli Çehov hikâyesi biriktirdim. Demleniyor. Bir ilâhiyatlı memur hatırlıyorum. Ünlü bir siyâsetçinin kardeşiydi. Ahlâkçıydı. Çalışmamıza kızardı. Dişiliğini silah gibi kullanan bir hanıma diş bilemişti. “Elime fırsat geçsin, önce bunu süreceğim.” derdi. Eline fırsat geçti. Heyecanla o hanımdan kurtulmayı beklerken büyüklük bizde kaldı. “Ellere var da bana yok mu?” rezâletine, Allah rızâsı için engel olduk. Bir başka dindar idârecimiz ise hormonları yükselince sırf hanımların olduğu odayı ziyâret eder, trene bakar gibi bakardı.
Son yirmi yılda muhâfazakârların, kamusal alandaki haremlik-selâmlık meselesinde nasıl çuvalladığını anlatmama gerek yok. Zâten seyrediyoruz. Bir zamanlar fakülte sıralarında ve cemaat tarikat evlerinde dâvâsından tâviz vermeyen erkeklerin, şimdi ayıp günah demeden modern dünyânın nimetlerine dalmalarını; tesettürden tâviz vermeyen, erkeklere selâm bile vermeyen, bizim gibileri “yırtık râhibe” olarak gören hidâyetli kızların, şimdi siyâset sahnesinde onlarca erkekle söyleşip fotoğraf çektirmesi neyle açıklanabilir? 
Muhtemelen dâvâ aşkıyla. 
Peki İslâm dâvâsı olan bâzı yazarların, iktidarın dâvâya zarar veren yanlışlarını görmeyip sürekli muhâlefeti eleştirmesi neyle açıklanabilir? Ya ikiyüzlülük veya psikolojideki yön değiştirme mekanizması. Yâni kızgınlığını, kızdığına değil; gücünün yettiğine yöneltmek. 
28 Şubat döneminde hakkı savunduğu için yazılarını kaçırmadığım Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu hakkında daha evvel de eleştiri yapmıştım. Yıllarca sinema ve dizilerde dindarların Hâlide Edib’den mîras kalan Hacı Fettah’a benzetilmesine isyan ettim. Fakat son zamanlarda Ali Karahasanoğlu’nun yazılarını okuyunca eline taş almış, “Vurun Kahpeye!” diyen Hacı Fettah’ı görüyorum. Hedefi, yıllarca zulmünden şikâyet ettiği zâlimler değil. Kendi deyimiyle dâvâya ihânet edenler. Kafayı, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve onlara oy verenlere takmış. Mübârek kandil günü yazısını okuyunca, “Bu adam, ne yapmaya çalışıyor? Fanatiklerin, eline taş alıp bu insanların evlerini taşlamasını mı?” diye dehşete kapıldım. Mezkûr yazıda, Davutoğlu, Babacan ve onlara oy verenlere, “Nasıl kıyâma duracaksınız?” diye soruyordu. Cesâreti olsa küfürle suçlayacak. 
Sen kimsin? Çatır çatır yalan yazıyorsun. Senin kabul olunduğun kıyâma, biz niye kabul edilmeyelim?
Kandil günü, “Ya sabır!” dedim ama bugün çizgiyi, bir hayli aştı. Kızlar için üniversite kurulacakmış. Sâdece kadınlara özgü olacakmış. Böylece kadın cinâyetlerinin önüne geçilecekmiş. Hazret, Aylin Nazlıaka’nın şahsında CHP’ye şöyle sesleniyor:
“Sen, senin kafandakiler, 200’den fazla üniversiteye, erkeklerle karışık gidebilirsiniz. Sizin için sorun yoksa orda erkekler tarafından tâciz edilebilir, hattâ cinâyetlere mâruz kalabilirsiniz. Size engel olan yok. Ama bırakın, bu konuda hassâsiyet gösterenler için de bir tâne kadınlara özgü üniversite olsun!”
Zannederim neye kızdığımı anladınız. Erkeklerin olduğu üniversiteye gitmeyi sorun etmeyen kızlar, tâciz edilmeyi hak ediyorlar. Hattâ bunun için gidiyorlar. 
Karahasanoğlu, CHP’den sonra SP, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’ye parmak sallıyor:  
“Evet, bu ikircikli tavır, seçmenin bugün dikkatini çekmiyor olabilir. Ama âhiret hesâbını düşünenler için sandıktan önemli hesap günü var. Bizden hatırlatması.” 
Sana ne kadınların hassâsiyetlerinden! Sen, hassas erkekleri kurtar! Bir tâne de onlar için üniversite iste! Tâcizci erkek var da tâcizci kadın yok mu? Vallâhi adamı, dinden îmandan çıkarıyorlar.
Arkadaş, ikircikliğin kitabını, sen yazarsın! Lütfen artık bizlere bir şey hatırlatma! Git bir tövbe et! Yazmaya ara ver, dinlen! Bizi rahat bırak! Borcumuzu, harcımızı, nasıl geçindiğimizi düşünüyor musun? Hayır! Bırak da kızlarımızın gideceği üniversiteyi biz düşünelim!
Âhiret gerçekten umûrundaysa yalan yazma!
Haremlik-selâmlık gerçekten umûrundaysa erkekler için de üniversite iste!
Haremlik-selâmlık diye bir derdin varsa yakışıklı yazarının da inmediği uçak fotoğraflarını eleştir. 
İkiyüzlülük diye bir derdin varsa Avrupa kapılarına tesettür şikâyetine giden ama siyâsete girince selâmlıktan çıkmayan pek muhterem İslâm hanımlarını eleştir!
Ahlâk gerçekten umûrundaysa Amerika’nın ahlâksız starını getirip “ahlâk âbidesi” diye gözümüze sokanları eleştir! 
Bırak muhâlefeti! Erkeksen iktidarı eleştir!
Eğer senin bu yaptığın ikiyüzlülük değilse tek bir açıklaması var:
Ürkekliğin erkek hâli.
………
ERKEKLER İÇİN AYRI ÜNİVERSİTE İSTİYORUM
Kızlar için üniversiteye karşı değilim. Hattâ kız lisesi, erkek lisesi taraftarıyım.
Erkekler için üniversite istemeyen erkeklerin bunu istemesine karşıyım. Emin olun yarın bu üniversite açılsın, orayı tercih etmeyen dindar kızlar, “tâciz edilmek isteyen iffetsizler” olarak damgalanacaklar. 
Daha evvel İhsan Şenocak “İslâmın kızına 7 coğrâfî bölgede kız üniversitesi” istemişti. Sâdece hanım kardeşlerimiz gitsinmiş.
Bir ilâhiyatçının karma eğitim sistemi üzerine kafa yormasını ve çözüm önerisi getirmesini anlayabilirim. Ama getirdiği çözüm önerisinde tutarsızlık varsa, cinsel ayrımcılık varsa, “Dur hocam! Bu nasıl samimiyet?” diye sorarım.
İlâhiyatçılar, kadınların günahlarını dert ettikleri kadar erkeklerin günahlarını dert etmiyorlar maalesef. Şenocak, 7 coğrâfî bölgede erkekler için niye üniversite istemiyor? Kızların âhireti kurtulsun da erkeklerinki kurtulmasın mı? Bir erkek ilâhiyatçı, kızlar için üniversite isterken erkekler için niye istemez?
Ayrı üniversite isteyen kızlara, hassâsiyetlerinden dolayı, “Aferin!” çekip destek verenler, bu hassâsiyeti göstermeyen erkekleri niçin eleştirmiyorlar. Mâdem kız erkek ayrı eğitim daha iyi, o zaman bundan faydalanmak erkeklerin de hakkı değil mi?
Cinsel ayrımcılık yaparak Müslüman erkeklerin âhiretini, özgürlüğünü düşünmeyenleri kınıyorum ve ihmâl ettikleri sessiz çoğunluğun, yâni Müslüman oğlanların sesi olmak istiyorum. Onların karma üniversitelerde tâciz olmalarını istemiyorum. 
Ayrı üniversiteleri olsun! 
Onlar da cennete gitsinler!  
 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.