UNEP İcra Direktörü Andersen'den COP31 Ev Sahibi Türkiye İle "Derin İşbirliği" Mesajı

UNEP İcra Direktörü Andersen, gelecek yıl Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı'na (COP31) ev sahipliği yapacak Türkiye ile derin bir işbirliği kurmak istediklerini bildirdi

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, AA muhabirine, Kenya'nın Nairobi kentinde bugün başlayan Birleşmiş Milletler Çevre Asamblesi (UNEA), küresel iklim ve çevre gündemi ile COP31 sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

UNEA'da dünyaya çevresel çok taraflılığın hala güçlü olduğuna yönelik bir mesaj verilmesini ve gezegeni korumak için ortak çalışma iradesini açıkça ortaya koyacak kararlar çıkmasını umduğunu belirten Andersen, çevresel koruma çalışmalarında akıllıca adımlar atarak ekonomik büyüme ve istihdamın da desteklenebileceğini vurguladı.

Andersen, yapay zekanın sürdürülebilirlik ve çevresel koruma açısından kullanımının da gündemde olduğunu dile getirerek, bu teknolojinin "iyiye yönelik" çözümler sunabileceğini, ancak üretiminde kullanılan metaller, nadir toprak elementleri, enerji ve su tüketimi gibi çevresel etkilerin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.

"Türkiye'de daha fazla ilerleme kaydedeceğiz"

Andersen, Paris Anlaşması'nın 10. yıl dönümünün yaklaştığına dikkati çekerek, "İklim değişikliğiyle mücadelede istediğimiz her şeyi elde etmiş olmasak da bazı ilerlemeler kaydettik ve önümüzdeki yıl güzel Türkiye'de daha fazla ilerleme kaydedeceğiz. Bir sonraki adım, Türkiye'nin Avustralyalı ortaklarıyla Brezilyalı dostlarımızın da üzerinde çalıştığı fosil yakıtlardan kademeli çıkış hedefine yönelik yol haritasına öncülük etmesi olacak. Şimdiden 80 ülkenin 'ben varım' dediğini gördük ancak yapılacak daha çok iş var." ifadesini kullandı.

Gelecek yıl COP31 Başkanlığını yapacak Türkiye ile UNEP arasında güçlü işbirliği fırsatları olduğuna da değinen Andersen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye güçlü bir ülke. Muhteşem bir konumda yer alıyor. Pek çok açıdan doğu, batı, kuzey ve güney arasında gerçek bir köprü. Çöllerden dağlara, denize kadar her tür ekosisteme sahip bir ülke. Türkiye ile derin bir işbirliği kurmayı dört gözle bekliyoruz çünkü Türkiye, güçlü irade ortaya koyan bir ülke. Örneğin, sıfır atık gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın güçlü liderlik ettiğini görüyoruz. Bu da kirlilik, atık, kimyasallar gibi alanlarda benim de vurgu yaptığım konularla doğrudan bağlantılı. Türkiye, biyolojik çeşitliliğin korunmasını benimsemiş ve kararlı şekilde ilerlemeyi hedefleyen bir ülke. Hidroelektrikten elde edilen yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin olmakla birlikte, muhteşem rüzgar hızına sahip olduğu için rüzgar enerjisi açısından da büyük fırsatlar sunuyor. COP başkanlığı görevi başladığında bu süreçte aktif olarak yer almayı da sabırsızlıkla bekliyoruz."

"Türkiye ve Avustralya işbirliği tüm bölgeyi kapsıyor"

Andersen, COP31'de Türkiye ve Avustralya'nın ortaklığına ilişkin, "İki ülkenin işbirliği aslında tüm bölgeyi kapsıyor. Türkiye ve Avustralya bir araya gelerek COP31'e ev sahipliği yapacak. Bu, belki de çok taraflı liderlikte açtığımız yeni bir sayfadır. Bunun hepimiz için bir öğrenme fırsatı olmasını umuyorum." dedi.

Her iki ülkenin de kömür alanında etkin olduğuna değinen Andersen, uzun vadede yüksek karbondioksit salımı yapan enerji kaynaklarından uzaklaşılması gerektiğini ancak istihdam boyutunun bu tür ülkeler için karmaşa oluşturduğunu dile getirdi.

Andersen, COP31'in bu noktada bir fırsat da sunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Ev sahibi olarak Türkiye'nin bu alana ağırlık vermesini ve güçlü bir iddia ortaya koymasını beklerim. Tüm dünya gerçekte ne vadettiğini ve yerine getirip getirmediğini görmek için Ulusal Katkı Beyanını inceleyecek. Yani Türkiye, tüm dünya tarafından daha yoğun bir küresel denetim altında olacak. COP başkanı olduğunuzda işler böyle yürür. Bu, kömür üreticisi olan Avustralya için de geçerli. Unutmayalım ki bu süreçte birlikteler. Bu nedenle, her iki ülkenin de fosil yakıtlardan kademeli olarak çıkışa yönelik yol haritalarını gösterme fırsatı var. Umarım bunu, bu sektörün artık kapanmakta olan bir sektör olduğunu kabul eden bir ekonomi örneği olarak değerlendirebilecekleri gerçek bir fırsat olarak görürler."

Dünyanın iklim değişikliğiyle mücadelede en acil ve kritik gündeminin emisyonları azaltmak olduğunu vurgulayan Andersen, emisyon azaltımının yanı sıra çevresel kirlilik ve biyoçeşitliliğin de birlikte ele alınması gerektiğini ifade etti.

Muhabir: Firdevs Yüksel,Nuran Erkul Kaya

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri