TÜRKİYE, KUZEY İSRAİL OLAMAZ!!!

Nuray Başaran

NURAY BAŞARAN

Amerikan Milli Savunma Bakanı Mattis bir süre önce,  Suriye’nin ortalarında kurulan ve  ABD’nin binlerce tır silah vererek desteklediği ‘Garnizon Devleti ‘anlatırken,  Orta Fırat vahasına dikkat çekilmesi gerektiğini söylemiştir.  
Bu doğrultuda Suriye’nin kuzeyinde kurulmuş olan devletin jeopolitik konumunu , Orta Fırat Vahası üzerinden Kuzey İsrail olarak tanımlamıştır. Bu çerçevede Ortadoğu haritasına bakılırsa , eğer bugünkü İsrail merkezi coğrafyanın merkeziyse;  Suriye, Büyük İsrail’in Orta İsrail bölümü haline gelmekte ve bu nedenle de Suriye’nin kuzeyinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti de,  dolaylı olarak Kuzey İsrail konumunda anlatılmaktadır. 

Türkiye’de ilgili çevreler,  Mattis’in ABD’nin bir ‘Garnizon Devleti’ olarak oluşturduğu bu yapıyı koruması ve savunmasını anlamak durumundadır. Çünkü bugünkü ABD yönetimi,  Amerika’da sürdürülen iç kavga nedeniyle Siyonizme teslim olmuş imajı vermektedir. Mattis de bu yapının temsilcisi olarak,  bugünkü İsrail’in merkezi coğrafyasının ortasına koymakta ve savaş suçu işledikleri Suriye topraklarını da Orta Fırat Vahası olarak açıklayıp Büyük İsrail Projesi’ni bölgeye yerleştirmeye çalışmaktadır. 

Bu nedenle ABD’de de,  yarım yüzyıllık Türkiye hedef alınmakta ve jeopolitik merkez konumundaki Anadolu topraklarında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Büyük İsrail Projesi’nin parçası konumunda Kuzey İsrail olarak ilan edilmeye çalışılmaktadır. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk,  hiçbir zaman Büyük İsrail girişimlerine sempatik bakmamıştır. Tıpkı Abdülhamit gibi!…Atatürk de siyonizme karşı çıkmış ve eğer İsrail Devleti kurulursa Ortadoğu’nun altüst edileceğini,  böyle bir süreç içerisinde de Türkiye’nin dağılarak ortadan kaldırılacağını görmüştür. Atatürk’ün bu tavrını bilen İngiliz Kralı,  hiçbir ülkeye yapmadığını yaparak Atatürk’ün ayağına gelmiş, dünya krallığının kurucusu olan ülkenin kralı olarak,  Atatürk’e Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ile ilgili olarak güvence vermeye çalışmıştır. 

Birinci Dünya Savaşı sonrasında İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti aynı zaman dilimi içerisinde tarih sahnesine çıkmıştır. Türkiye 1. Dünya Savaşı sonrası bağımsızlığını ilan ederken,  İsrail de 2. Dünya Savaşı sonrasında bağımsızlığını kazanmıştır. Türkiye’nin öncelikli olarak bölgede yer alması sırasında Atatürk, bölgenin düzenlenmesiyle ilgili olarak Misak-ı Milli sınırları bakımından ağırlığını koymuş ve böylece Siyonist devletin uzantısı olabilecek bir Kuzey Irak devletine karşı çıkmış ama soğuk savaşın son döneminde yaşanan terör olayları çerçevesinde Irak ve Suriye parçalanma noktasına sürüklenmiştir. İngiliz himayesinde Ortadoğu’ya gelen Yahudiler, Kıbrıs’tan Filistin’e geçerken bu ülkeyi işgal etmişler, bağımsızlığını açıkladıktan sonra 21. Yüzyıla kadar yarım yüzyıllık Arap-İsrail savaşlarıyla bölgeyi savaş alanına çevirmişlerdir. 

İsrail’in ana planı Büyük İsrail İmparatorluğu olduğu için,  küçük İsrail’in kurulmasından sonra İsrail’i çevreleyen bütün devletlerde batı destekli, Lübnan merkezli bir terör dalgası bütün bölgeyi altüst etmiştir. Ancak Arap-İsrail savaşları sonuçsuz kalınca, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra,  körfeze Amerikan Ordusu gelmiştir. Sovyetlerin çekilmesinden sonra jeopolitik boşluğu doldurmak üzere bölgeye gelen ABD, Amerikan Devleti için de güçlü bir örgütlenme sağlamış olan Siyonist lobileri yönetiminde, İsrail’in güvenliği konumunda ama aslında İsrail projesinin gerçekleştirilmesi doğrultusunda Körfez Savaşı sonrasında hem Irak, hem de Suriye savaşlarını arka arkaya gündeme getirmiştir. 

Irak ve Suriye’nin savaş alanına dönüşmesi üzerine,  Siyonist plan olarak bölge devletlerinin parçalanması gündeme getirilmiş Irak üçe bölünmüş, Libya üçe bölünmüş, Arabistan beşe bölünürken, Suriye de üçe bölünmeye çalışılmıştır. 

Bölge devletlerinin eyaletlere bölünerek paramparça edilmesi,  tıpkı Amerika gibi  (Amerika Birleşik Devletleri gibi ) merkezi coğrafyada bir Ortadoğu Birleşik Devletleri adı altında Büyük İsrail yapılanmasını öne çıkarmıştır. Büyük İsrail bütün Osmanlı interlandını kapsayan,  Körfez’den Kafkasya’ya, Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye kadar olan bütün eski Osmanlı topraklarını kapsamaktadır. Osmanlı döneminde bu coğrafyanın merkezi istanbul’du. Ama Cumhuriyet döneminde imparatorluk ortadan kalkınca,  ulus devletin merkezi Ankara’ya taşındı. Şimdi ise eski Osmanlı iterlandına yönelen Büyük İsrail Projesi çerçevesinde,  Kudüs bölgenin başkenti ilan edilirken,  Filistin yöresi ‘Merkezi İsrail’ , Suriye bölgesi ‘Orta İsrail’ olarak açıklanmakta ve bu durumun doğal uzantısı olarak Türkiye’nin konumu ‘Kuzey İsrail’ olarak kabul edilmektedir. Siyonizmin planı doğrultusunda ortaya çıkan bu durum,  Türkiye açısından çok ciddi bir bekaa sorunu yaratmaktadır. Yıllarca İsrail’in bekaası bahanesiyle bölge devletlerine saldıran Siyonizm,  şimdi Türkiye için bekaa sorunu yaratmaktadır. 

Atatürk , devletin kurucusu olarak tüm bu gelişmeleri ileriye dönük olarak gördüğü içindir ki,  İsrail Projesine karşı çıkmış,  İngiliz Kralı’nın Türkiye’ye gelmesi bile Atatürk’ü ikna etmemiştir.  Ve Atatürk 1925 yılında Çankaya Köşkü’nde bir akşam yemeği sırasında konuşma yaparken , ‘Keşke İsrail Avusturalya’da kurulsa!’ demiştir. Atatürk’ün bu sözleri açıkladığı sırada, İsviçre Basel’de birinci kongresi yapılan siyonizmin , ikinci kongresi Avusturalya’da yapılıyordu ve  Atatürk , siyonizmi bölgeden uzaklaştırmak isterken Büyük Okyanus’taki Avusturalya’yı  alternatif adres olarak gösteriyordu.

ABD’nin Suriye’de sürdürdüğü savaş,  eğer ‘ garnizon devlet’üzerinden bölgeye yayılarak devam ederse; eski ABD Genel Kurmay Başkanının söylediği gibi bölgedeki 7 devletin,  eyaletler üzerinden paramparça edileceği görülmektedir. Türkiye de bir bölge devleti olarak,  jeopolitk konuma sahip olduğu içindir ki Irak ve Suriye sonrasında Libya, Mısır, Suudi Arabistan gibi devletlerin parçalanmasıyla birlikte,  Türkiye’nin de bu büyük Siyonist plana alet edileceği gibi bir olumsuz durum gündeme gelmektedir. 

Kendini bölgenin merkezi ilan eden İsrail , önce uluslararası hukuka uymasını bilmeli. Bu doğrultuda işgal ettiği Filistin topraklarını yeni bir yasal statüye kavuşturulması doğrultusunda,  Filistin devletinin varlığını tanımalıdır. Tek ve büyük devlet Büyük İsrail’in gerçekleşmesinin hayal olduğu ama Filistin ile israil’in birlikte yer alacağı iki devletli bir yapılanmanın bölgeye barış getireceğini bilmek gerekmektedir. 

Bu doğrultuda Büyük İsrail Projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmayacağı,  bir ütopya olduğu ortaya çıkmaktadır. Suriye’yi  ‘Orta İsrail ‘ ilan etmek,  Türkiye’yi de ‘Kuzey İsrail’ yerine koymak gibi bir oyuna bölge devletlerinin alet edilemeyeceğini görmek gerekmektedir. Suriye’yi  ‘Orta İsrail ‘ ilan edenlere Türkiye’nin vereceği cevap, Türk ülkesinin hiçbir zaman , ‘Kuzey İsrail’  olarak yeni bir yapılanmaya sürüklenmesinin mümkün olmadığıdır!


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.