Size bir kadın milletvekili anlatacağım

Doğan Satmış

Doğan SATMIŞ

 

Adını hiç duymamıştım. İnternette Türkçe aramalarda hakkında tek bir yazıya da rastlamadım. Karakarga Yayınlarından çıkan “Benim Yolum” adlı kitapta rastladım ona. Size de anlatmak isterim:

Tam 36 yıl boyunca milletvekilliği yaptı.

Ailesi dininden ötürü yaşadığı ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. Doğumundan kısa süre önce öldüğü için annesini hiç tanımamıştı. Annesiz büyüdüğü için kısa sürede kendi başının çaresine bakmayı öğrenmişti.

Daha 12 yaşında iken, evlerinde çalışan yetişkin bir adamın sırf siyah diye saat 21.00’den sonra dışarı çıkabilmesi için izin kağıtlarını imzalarken bir şeylerin tuhaf olduğunu sezinlemişti.

Yaşadığı Güney Afrika’da koyu ırkçı Ulusal Partisi 1948’de iktidara geldiğinde Helen her zamankinden daha endişeliydi.

Yeni hükümetin ardı ardına çıkardığı yasalar siyahlara daha ağır ayırımcılığı getiriyordu. Oysa yaşadığı ülkenin çoğunluğu siyahtı, beyazların oranı 1’e 10’du.

1953’te parlamentoya girdi. Bir avuç kadın milletvekilinden biriydi. Erkekler, kadınların parlamentoda değil, evlerinde olmalarını ve çocuk bakmalarını dayatıyordu. Buna aldırmadı.

Hükümet siyah-beyaz ayırımı körüklemeye devam ediyordu. Tüm kamu alanlarında ırkların ayrılması için yasa çıkardılar. Bekleme salonları, parklar, tuvaletler ayrılıyordu. Ve daha kötüsü, kendi partisi de bunları desteklemeye başlamıştı. Partisi paralelinde oy kullanmayı reddetti, hemen ayrıldı. Bir kaç arkadaşıyla yeni bir parti kurdular.

Irkçı hükümet siyahlara çalışmaları için izin kartı zorunluluğu getirince artık iş başka bir noktaya gelmişti.  Siyahlar örgütlenip, izin kartlarını yakma kararı aldı. İzin kartlarını yakalanlara karşı zincirleme tutuklamalar başladı, onbinlerce kişi hapse atıldı.

Kadın milletvekili mecliste uyarılarına devam ediyordu:

“İnsanların elinden elinden değişim umutlarını almayın!”

Güney Afrika’nın efsane lideri Nelson Mandela dahil siyahilerin liderleri tutuklanıp bir adaya atıldılar. Ada denizde, köpekbalığı kaynayan 9 kilometrelik bir mesafedeydi karaya.

Kadın milletvekili, tutuklularla görüşme talep etti. Görüşmedeki konuşma konuları bile kısıtlıydı. Buna rağmen kadın milletvekili onlarla konuştu, dertlerini dinledi, onların başkentteki sözcüsü oldu.

Sonraki seçimde kadın milletvekili mecliste tek kalmıştı. Birlikte parti kurduğu arkadaşları seçilememişti. Meclis’te kendisine mahzenden bir oda verdiler. Pes etmedi.

İktidar 90 günlük gözaltı süresi kararı çıkardı. Artık polis istediği kişiyi üç ay sorgusuz sualsiz gözaltında tutabilecekti. Bu kanuna karşı çıkan sadece o kadın milletvekili olmuştu.

Çıkıp konuştu:

“Hükümet yetkilileri, sadece bir gün için derilerinin siyah olduğunu düşünsünler, doğdukları ülkede özgürce dolaşmanın, istedikleri yerde yaşamanın ve ailelerini de oraya taşımanın ne kadar zor olabileceğini kafalarında canlandırmaya çalışsınlar.”

Ama dinleyen olmadı kadın milletvekilini.

Meclis’te tek başına yasaya çıktığı için “hain” ilan edildi, öfkeli iktidar sahipleri onu “katilleri ve canileri korumakla” suçluyorlardı. “Ülkenin en büyük politik düşmanı” ilan edildi.

Hiç aldırmadı.

Hiç bir hakaret onu sarsmıyordu. Şöyle diyordu:

“İnsan hakları ihlallerinin en büyük mazereti gerekliliktir. Yönetenler böyle söyler, herkes inanır.”

1964’te siyahilerin tutuklu lideri Mandela ile ilk kez cezaevinde buluştu.

Tam 13 yıl boyunca mecliste partisinin tek milletvekili olarak Mandela ile görüşmeye devam etti. 1974’te yine tek kalırsa, meclisten istifa edeceğini söyledi.

Ama sağduyu ağır basmıştı, sadece kendisi değil, 5 milletvekili daha çıktı partisinden.

Bir keresinde Mandela’yı ziyaret etmesi için 2.5 yıl izin beklemek zorunda kaldı.

1989’de Devlet Başkanlığı’na De Klerk seçildi. Kadın milletvekili de 72 yaşına gelmişti. 36 yıldır aralıksız milletvekilliği yapıyordu.

Veda konuşmasında ırk ayırımını kaldırma vaadinde bulunan De Klerk’i kutladı.

Mandela serbest bırakıldı. De Clerk ile birlikte 1993’te Nobel Barış Ödülü’nü aldılar. Bir yıl sonra, tüm vatandaşların katıldığı adil seçim yapıldı ve Mandela Cumhurbaşkanı seçildi.

36 yıl milletvekili olarak mücadele eden, bunun 13 yılında tek başına kalan kadın milletvekilinin adı Helen Suzman’dı. Irk ayırımının kaldırılmasında en büyük paylardan biri onundu.

Güney Afrika’nın ırkçı Lideri Botha’ya şöyle diyordu Meclis’te:

“Sizden hiç korkmadım ve hiç korkmayacağım.”

27 yıl tutuklu kalan Mandela’yı hapiste ziyaret eden ilk ve tek beyaz kadın oldu. Onunla ile hep dost kaldılar.

İki kez Nobel ödülüne aday gösterildi.

Önümüzdeki yılbaşı, Helen Suzman’ın da aramızdan ayrılışının yıldönümü. Kendisi 1 Ocak 2009’da 92 yaşında ölmüştü.

Güneş Afrika’nın efsane isimlerinden biri oldu.  Cenazesi, her renkte binlerce insanı bir araya getirdi.

...