SEVİNÇ KOÇAK YAZDI...

TÜRKİYE’DE  HALKLA İLİŞKİLER MESLEĞİNİN,  KENDİNİ DOĞRU İFADE ETME GÜNCESİNDEN  BİR SAYFA DAHA KOPTU…

Geçtiğimiz hafta bir TV kanalında yayınlanan “Babil” dizisinin halkla ilişkiler mesleğine ilişkin olumsuz söylemlerde bulunan bir sahnesi, meslek kuruluşları ve profesyonellerin tepkisini çekti.

Halkla ilişkiler mesleğinden başka Türkiye’de kendini doğru ifade etmek üzere yaklaşık elli yıldır mücadele veren bir başka meslek dalı var mıdır acaba? Mesleğin ilk ortaya çıkışından bu yana yaklaşık 200 yıl geçmişken, 2020 yılında, iletişim çağında ve iletişimin önemi bu derece ortadayken, üstelik kitle iletişiminin en önemli unsurlarından birisi olan bir TV dizi senaryosunda, iletişim mesleğine dair yapılan hafif bir deyimle “cicili bicili kadınların mesleği” gibi bir yakıştırmanın amacını anlamak da mümkün değil… Çeşitli mesleklerin cinsiyetlere özgü ayrımcılıkla ele alınması konusu bambaşka acı verici bir durum iken, eğer bir çözüm olacaksa belirtmek gerekir ki Halkla İlişkiler mesleğinin ABD’deki ilk temsilcileri erkektir (Edward Bernays, Ivy Lee, P.T. Barnum vb.)  ve Türkiye’deki en önemli duayeni de hocaların hocası, büyük üstat rahmetli Prof. Dr. Alâeddin Asna’dır. Prof. Dr. Alâeddin Asna ile birlikte Türkiye’de ilk Halkla İlişkiler Ajansının kuran ve yüreklerimize Türkiye’nin tanıtımı misyonunu aşılayan büyük üstat hocamız Betül Mardin ise hepimize ilham vermeye devam etmektedir. Ancak yine de açıklamalıyız ki Halkla İlişkiler mesleği, özünde cinsiyetlerden arınmış olarak bir stratejik iletişim yönetimi ve danışmanlık hizmetidir.

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği ve diğer meslek platformlarına, gereken girişimlerde bulunarak yanlış anlaşılmanın giderilmesine yönelik çaba gösterdikleri için teşekkürler ederken, yanlış anlaşılmaları proaktif yaklaşımla gidermek üzere mesleğin genç adaylarına bazı tavsiyelerde bulunmak gereği doğuyor:

  • Halkla İlişkiler mesleği, daima yönetime danışmanlık veren strateji temelli bir içeriktedir. Doğru zamanda, doğru hedef kitleye, doğru mesajı, doğru kanalla iletme sanatı ve tekniğini kapsayan mesleği icra ederken, geniş ölçekli mesleki ve entelektüel bilgi birikimi, analitik düşünce yeteneği, vizyon, öngörü, iletişim yeteneği ve tecrübe gereklidir.
  • Halkla İlişkiler mesleğinin özündeki unsurları yakalayan doğuştan yetenekli ve becerikli kişiler başka disiplinlerden eğitim almalarına rağmen halkla ilişkiler alanında çalışmalar yapabilmektedirler. Mesleği icra ederken çeşitli kişisel özellikler ön planda olabilmektedir.  Bu durum, mesleği eğitimsiz, bilgisiz, yalnızca iletişim becerisi ve görsellikle yürütülebilecek bir alan olarak algılanmasına neden olmamalı çünkü, bir müddet sonra iletişimin tüm dinamiklerinde yeterli ve etkili olmayan, mesleki bilgileri edinemeyenler piyasadan silinip gitmektedirler. Halkla ilişkilerin özünde daima yeniliklerin takibi, iletişimin kuram ve uygulamalarının bilinmesi, pazarlama ve reklam dinamiklerine vakıf olmak, pozitif düşünce, bilgi ve dürüstlük yatmaktadır. Bu özellikleri kazanmak günümüzde pek çok yolla mümkündür ancak en iyisi İletişim Fakültesi mezunu olmak ve hatta bu eğitimi pazarlama, işletme, reklam, sosyoloji gibi disiplinlerdeki eğitimlerle zenginleştirmektir.
  • En az bir yabancı dil, tercihen İngilizce bilmek şarttır!
  • Günümüzde Halkla İlişkiler kavramının altında ya da kavrama bağlı olarak, sosyal sorumluluk kampanyaları, marka iletişimi, reklam, etkinlik yönetimi, sponsorluk, dijital iletişim, basın ile ilişkiler, müşteri ilişkileri, lobicilik, kamuoyu oluşturma, siyasal iletişim, kurumsal iletişim, kurum içi iletişim, kişilerarası iletişim, lider iletişimi, imaj yönetimi, pazarlama iletişimi gibi pek çok alanda çalışma imkânı olmaktadır. Halkla İlişkilerin günümüzde geldiği en üst mertebe olan Sürdürülebilirlik ve İtibar Yönetimi ise tüm iletişim çalışmaları ile kuruluşun diğer tüm performanslarının birleştiği uzun dönemli politikaları içeren bir içerikte giderek daha çok uzmana ihtiyaç duyulan bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sayılan halkla İlişkiler uygulama alanlarının sektör ve tüm kuruluşlar için ne derece önemli olduğu açıktır ve bu uygulamalar yalnızca “cicili bicili kadınlar” tarafından gerçekleştirilemeyecek derecede strateji temelli bilgi gerektiren çabalardır.
  • Halkla İlişkilerin yukarıda sayılan geniş bir yelpazedeki uygulama alanları, mesleğin iş olanaklarının da ne derece yayın olduğunun kanıtıdır.
  • Ve sevgili gençler, dünya ne kadar gelişirse gelişsin, iletişim çalışmaları ne kadar önemli olursa olsun ve üstelik Halkla İlişkiler mesleğini icra eden ya da seçen kim olursa olsun Türkiye’de bir halkla ilişkiler uzmanı bir gün mutlaka mesleğinin tanımını yapmak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle mesleğinizin tanımızı mutlaka öğreniniz.

 

Halkla İlişkiler mesleğine emek veren tüm ustalara, hocalarımıza, sektör profesyonellerine saygı ve sevgiyle nice pozitif ve dürüst iletişimler kurulacak günler dileklerimle…

Gündemden dikkatimi çekenler

  • Gençlerden bahsetmişken, Gender Equality: Women’s Rights in Review 25 Years After Beijing konferansında açıklanan bilgilere göre 2020 yılında dünya genelinde 200 ülkede iklim değişikli ile ilgili 89 bin adet farklı protesto ve aktivizm hareketlerine toplam 13 milyon genç katılım gösterdi. Sevgili Atatürk’ün dediği gibi yeni nesil gençlerin eseri olacaktır! Dünya gençlerine teşekkürlerimizle….
  • Dr. Gülseren Budaycıoğlu’nun terapilerinden esinlenerek yazdığı romanından uyarlanan OGM yapımı iki dizi, senaryo gereği oyuncusunu diğer dizinde rol aldırarak birbirine misafir oldu! “Sanal dünyada gerçeğimsiler yaratma” konseptli bu uygulamalar daha önce de çeşitli ortak dizi yapımcı firmaları tarafından kullanılmıştı. Bu kez, “Kırmızı Oda” dizisindeki psikiyatriste “Doğduğun Ev Kaderindir” dizisinin başrol oyuncusu danışmanlık almaya gitti… Dizi senaryolarının gerçeğe en yakın şekilde algılanmalarını sağlamaya yönelik bu tarz çabalarda “Kırmızı Oda” dizisi örneği aslında gerçeğin en en en yakını çünkü bu dizideki psikiyatrist zaten Dr. Gülseren Budaycıoğlu’nu tanımlayan bir karakter… Diziler Türk halkının en önemli eğlence unsuru olarak eğlence dünyasında zirveyi korurken bu tarz uygulamalar da dikkat çekici iletişimsel uygulamalar olamaya devam ediyor…
  • Kırmızı Oda dizisi ile ilgili bir konuyu da belirtmekte fayda var. Toplumun çeşitli kesimlerindeki her türlü fiziksel ve psikolojik şiddetin neden-sonuç ilişkilerine odaklanarak doğru tespit ve önerilerde bulunan diziye Wodafone’un kadına yönelik erkek şiddetinden korunma uygulaması olarak gerçekleştirdiği Kırmızı Işık uygulamasının reklamının ana reklam olarak yer alması tam hedefi on ikiden vuran bir çalışma olmuş! İçerik, hedef kitle ve mesaj ortak noktaları ancak bu kadar isabetli olabilirdi… Vodafone ve Kırmızı Oda birlikteliği stratejisini oluşturanlara alkışlar gönderiyoruz…
  • Netflix dizisi Atiye’nin 2. sezon bölümleri yayınlandı… Göbeklitepe’nin ve Türkiye’nin tanıtımında önemli rol oynayan TV dizilerinin Netflix platformunda da yer alması gurur kaynağı iken, Atiye’nin 2. sezon bölümleri ne yazık ki beklenen derecede etkili ve nitelikli olmamış! Atiye’nin ve Anadolu’nun gizemini “doğum ve nesillerin devamı” konseptine oturturken, gerek bazı sahnelerdeki teknik yetersizlik gerekse diyaloglardaki kopukluk ve basitlik izleyicilerde şaşkınlıklar yaratırken, bir kez daha kaliteli ve uluslararası ölçekte ses getirecek şekilde yapılabilecek bir tanıtımın ne derece sıradan ve etkisiz hale gelebileceğini görmüş olduk…Atiye dizisinin  2. sezonundaki zincirleme  içerik sorunlarının nedeni pandemi şartlarında çekim yapılmasının güçlükleri mi, bütçe mi, senaryo mu, yönetmen mi yoksa tüm bu unsurların aynı anda devrede olması mı bilmeyeceğiz ama açıkça ortada olan  tek şey ülke tanıtımında güzel ve nitelikli bir fırsatı daha göz göre göre kaçırdığımızdır…
  • Apple’ın önce ABD’de yayınlanan, iPhone’un güvenlik unsurlarının önemini ön plana çıkaran reklamı Türkiye’de de yayınlanmaya başladı. Toplu taşımada, sokakta ve sinemada geçen sahnelerde kişilerarası yapılan yazışmaların topluluklarca takip edilebilirliğinin önlendiğini anlatan reklam iPhone’un gizliliğe verdiği önemi vurguluyor…Dijital dünyanın gelişmelerine getirilen en önemli eleştiri kişilerin ilgi alanları ve özel bilgilerine dair güvenliğin yeterli derecede olup olmadığı yönündeki endişeler iken, iPhone bu endişeleri gideren söylemli reklamıyla bir kez daha doğru zamanda doğru mesajını vermiş oldu…
  • Apple’ın tekelleşme yolunda ilerlemesine dur diyebilmek için Spotify, Tinder ve Epic Games birleşerek kâr amacı gütmeyen App Fair Alliance adlı bir sivil toplum örgütü oluşturdu. Apple, hem master marka hem de en girişimci dünya markası olduğu halde pazarlama politikalarında pastadan pay vermeyi bir sorumluluk olarak benimsemediği takdirde, App Fair Allinace’a markaların katılımı giderek aratacaktır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri